Hamd gökleri yeri ve ikisinin arasındakileri emsalsiz yaratan, yöneten, çekip çeviren, bulutları sevk eden aziz ve hakem olan ALLAH(Celle Celaluhu)’a olsun…
Salat Bizlerin insanoğlunun İslam’ı, Kur’an’ı, İmanı ve Tevhidi nasıl anlayıp nasıl yaşayacağımızı göstermek için gönderilen tek örnek ve önder Hz. Muhammed (sav)’e ve bütün Müslümanların üzerine olsun
ALLAH(Celle Celaluhu), (Yunus Suresi 37,38,39) ayetlerinde tüm insanlığa şu Hakikatı bildirmektedir…
37- Bu Kur’an Allah’tan başkası tarafından uydurulan bir şey değildir. Ancak O daha önceki kitapları doğrulayan ve ezelî kitabı açıklayan bir kitaptır. Âlemlerin Rabbi olan Allah’tan indirildiğinde asla şüphe yoktur.
38- Yoksa onlar “Kur’an’ı Muhammed uydurdu” mu diyorlar. Onlara de ki: “İddianızda samimi iseniz Allah’tan başka gücünüzün yettiği herkesi yardımınıza çağırın da, onun benzeri bir sure meydana getirin.”
39- Daha doğrusu onlar ilmini kavrayamadıkları ve henüz açıklaması kendilerine gelmemiş olan Kur’an’ı yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Bak, O zalimlerin sonu nice oldu?
Bu ayetler Kur’an-ı Kerimin bir mucize ve ALLAH(Celle Celaluhu)’ın kelâmı olduğunu beyan etmektedir. Bu İslâm dininin inanç ve esaslarından biridir.
Bu mana Kur’an’ın ALLAH(Celle Celaluhu) katından olduğunu ve Muhammed (s.a.)’in kendisinin uydurduğu bir kitap olmadığını, sadece Hz. Peygamber (s.a.)’in doğruluğuna şehadet eden ebedî bir mucize olduğunu ispat etmek için Kur’an’da birkaç defa tekrarlanmıştır. Allah Tealâ’nın hadis-i kudsideki şu sözünün manası da budur: “Kulum, (yani Muhammed (s.a.v) benden tebliğ ettiği her şeyde doğru söylemiştir.
Bu ayetler özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa şu hakikati ortaya koymaktadır…
Kur’an’ın ALLAH(Celle Celaluhu)’tan başkası tarafından uydurulması hiç uygun değil, hatta mümkün de değildir. Çünkü Kur’an belâgati, özlü oluşu, gaybdan haber vermesi, getirdiği şeriatın asaleti, dünya ve ahiretle ilgili faydalı çeşitli bilgi ve manaları ihtiva etmesi sebebiyle ancak ALLAH(Celle Celaluhu) tarafından gönderilebilir. Kur’an yaratıkların kelâmına benzemeyen ALLAH (Celle Celaluhu) kelâmıdır, ALLAH (Celle Celaluhu) ‘tan başka kimse onun benzerini meydana getiremez.
Rivayete göre Ebu Cehil şöyle demiştir: Muhammed hiçbir beşere yalan söylememiştir. Hiç Allah adına yalan söyler mi?
Ayrıca Kur’an Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa (a.s.) gibi daha önceki peygamberlere gönderilen ilâhî kitaplara uygundur ve bu kitapları tasdik etmektedir. Yine tevhid inancı, Allah’a ve ahiret gününe iman gibi dinin esaslarına davet, salih ameller ve güzel ahlâk konularında önceki kitaplara muvafıktır. Aynı zamanda önceki kitapları korumakta, önceki kitaplarda meydana gelen tahrif ve değiştirmeleri açıklamaktadır. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır.
“Biz sana kendisinden önceki kitapları tasdik eden ve onları koruyan bu kitabı hak ile indirdik.” (Maide, 5/48).
“Ezelî kitabı açıklayan” hükümleri, şer’î esasları, helâl ve haramı, ibret ve nasihatları, edepleri, şahsî ve içtimaî ahlâkı özlü ve şifa verici üslubuyla beyan eden bir kitaptır.
“Onda şüphe yoktur.” Kur’an’da asla şek ve şüphe yoktur. Gayet açık olması, hakkı, hidayeti ve doğruyu açıklaması sebebiyle düşünen hiçbir kimsenin Kur’an hakkında şüpheye düşmesi uygun bir hareket değildir.
“Allah tarafından” yani çelişkilerden ve birbirinden farklı ifadelerden salim olması sebebiyle, başkası tarafından değil, Allah tarafından indirilmiş ve vahyedilmiştir. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Eğer Kur’an Allah’tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı, onda birbirine zıt olan pek çok şey bulurlardı.” (Nisa, 4/82).
Bundan anlaşılıyor ki Allah Tealâ Kur’an’ı şu beş özelliği ile tanıtmıştır:
1- ALLAH (Celle Celaluhu)’tan başkasının uydurması kesinlikle mümkün değildir. Çünkü Kur’an mucize’dir. Hiçbir beşer ona muktedir olamaz.
2- Kur’an, dinin esasları ve faziletli ameller hususunda önceki kitapları doğrulayan ve koruyandır. Kur’an, geçmiş ve gelecekteki gaybî olaylardan haber verdiği için mucizedir. “Daha önceki kitapları doğrulayan” ayetinin manası da budur.
Geleceğe ait gaybdan haber verip de haber verdiği şekilde meydana gelen olaylardan biri Cenab-ı Hakkın şu ayet-i kerimesidir:
“Elif, Lam, Mim… Rumlar mağlûp oldu.” (Rum, 30/1-2)
Yine Fetih süresindeki şu ayet-i kerimesidir:
“Şüphesiz ki Allah peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Elbette sizler… Mescid-i Haram’a gireceksiniz.” (Fetih, 48/27)
Ayrıca İslâm devletinin hakimiyeti hakkında şu ayet-i kerimedir:
“Allah içinizden iman edip salih amel işleyenlere kesinlikle vaad etmiştir ki, mutlaka… kendilerini de yeryüzünde mirasçı kılacaktır.” (Nur, 24/55)
Bütün bu ayet-i kerimeler bu haber vermenin ALLAH (Celle Celaluhu) tarafından bir vahiyle meydana geldiğine delâlet etmektedir.
3- Kuran insanın muhtaç olduğu şer’î hükümleri, dinî ve dünyevî pek çok ilimleri geniş geniş açıklamaktadır:
Kur’an’da akaid ilmi yani Allah’ı zat ve sıfatlarıyla Onun meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü haber veren bilgiler vardır. Yine Kur’an’da fıkıh ilmi yer almaktadır.
Kur’an’da ayrıca “Af yolunu tut. İyiliği emret ve cahillere aldırış etme!” Araf, 7/199) ayetinde ve “Şüphesiz ki Allah adaletli davranmayı, iyilikte bulunmayı ve akrabalara yardım etmeyi emreder. Fuhşu, kötülüğü ve zulmü yasaklar” (Nahl, 16/90) gibi sosyal düzeni sağlayıcı, insanlar arasında sevgi ve beraberliği oluşturacak esasları ortaya koyan emir ve tavsiyeler yer almaktadır.
İşte “O her şeyi geniş bir şekilde açıklar.” (Yusuf, 12/111) ayetinin manası ia budur.
4- Pek çok ilimleri beyan etmesi ve içinde birbiriyle çelişkili olan ifadelerin Bulunmaması sebebiyle Kur’an’da hiçbir şek ve şüphe yoktur.
5- Kur’an ALLAH (Celle Celaluhu) tarafından gönderilmiş ve bunun için uyarıcı olması bakımından Muhammed (s.a.)’e Ruhu’l-Emin (Cebrail) vasıta kılınmıştır.
Bundan sonra Cenab-ı Hak “Kur’an’ı Muhammed’in uydurduğunu” ileri süren bilgisiz müşrikleri reddetti ve bunda samimi iseler onun benzerini getirsinler diye onlara meydan okudu…
Gerek 14 asır önce gerekse şimdi ve sonrası içinde Peygamberlere, kitaplara İslam düşmanları(müşrikler, müsteşrikler, batılı bilginler) tarafından hep bir savaş, propaganda ve tahrif edilme mücadelesi verilmiştir.
Tevrat, Zebur ve İncil gibi ilahi kitapların da hem lafzi hem de mana yönünden değişmesine sebep olmuşlardır… Fakat ALLAH (Celle Celaluhu) son kitab olan KURAN-I KERİM’İ ise koruyup muhafaza ettiğini, ilk indiği gibi taptaze olduğunu görmekteyiz…
Şimdi artık Müslümanların üzerine bu Kur’an’ın ALLAH (Celle Celaluhu) tarafından indirildiğini ve hiçbir kuşkunun, şüphenin olamayacağı inancı ile Kur’an’ın emir ve yasaklarına, helal ve haramlarına göre yaşanılacağına tam bir teslimiyet ile göstermesi gerekir…
ALLAH (Celle Celaluhu) özelde tüm Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa dosdoğru yola sevk eden Kur’an’a uymayı nasip etsin…
ÂMİN…