ALLAH’IN MERHAMETİNDEN ÜMİDİNİ KESME!

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd âlemleri yoktan var eden, bizlere sayısız nimet veren, din gününün sahibi Allah Azze ve Celle’ ye mahsustur. Salat ve selam mü’minlerin önderi, sevgili peygamberimiz Hz Muhammed (sav.) e ehline, ashabına ve tüm mü’minlerin üzerine olsun.

İslam inancının temelinde Allah Teâlâ’nın birliği ve eşsiz sıfatları vardır. Bu sıfatların içinde ise en çok zikredilen, kulun kalbini en çok saran sıfatlardan biri hiç şüphesiz rahmettir. Kur’an-ı Kerim’in neredeyse her suresinin başında yer alan “Bismillahirrahmânirrahîm” ifadesi, kulun her işe Allah’ın merhametini hatırlayarak başlamasını öğütler. Yüce Rabbimizin Rahmân ve Rahîm isimleri, O’nun bütün varlıkları kuşatan, mümin kullarına özel olarak tecelli eden merhametini anlatır. Müslüman için bu isimleri tanımak ve tefekkür etmek, hem Rabbine karşı sevgi ve ümit duygusunu artırır hem de insanın kalbine başkalarına karşı merhametli olma bilincini yerleştirir.

Rahmân , Allah’ın bütün varlıklara dünyada ayırt etmeden merhamet etmesi demektir. Mümin, kâfir, hayvan, bitki… Her şey Rahmân isminin tecellisiyle rızıklanır, yaşar ve korunur. Güneşin ışığı, havanın teneffüsü, suyun akışı hep Rahmân olan Allah’ın ihsanıdır.

Rahîm ise daha özel bir merhameti ifade eder. Bu isim, özellikle müminlere ahirette tecelli edecek olan bağışlama, mağfiret ve cennet nimetlerini işaret eder. Rahmân ismi herkese, Rahîm ismi ise özellikle iman eden kullara bir müjde niteliğindedir.

Bu iki isim, Allah’ın merhametinin hem kapsayıcı hem de derinlikli boyutlarını gözler önüne serer.

Kur’an-ı Kerim, Allah’ın merhametini defalarca vurgular. Bazı ayetlerde bu rahmetin genişliği, bazı ayetlerde ise kullara yönelik özel tecellileri ön plana çıkarılır:

“Rahmetim her şeyi kuşatmıştır.” (A‘râf 156)

Bu ayet, Allah’ın merhametinin sınır tanımadığını, tüm yaratılmışlara ulaştığını bildirir.

“Rabbiniz kendi üzerine merhameti yazdı.” (En‘âm 54)

Bu ifade, Allah’ın rahmetinin bir lütuf değil, O’nun zatına adeta bir ilke olarak bağlanmış olduğunu gösterir.

“De ki: Ey kendilerine zulmeden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Zümer 53)

Bu ayet, günaha batmış bir kul için umut kapılarının asla kapanmadığını ilan eder.

“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başka dilediği günahı ise bağışlar. Allah’a ortak koşan, büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.” (Nisâ 48)

Bu ayet, Allah’ın merhametinin ne kadar geniş olduğunu, şirk dışında tüm günahların affedilebileceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Kur’an’daki bu ayetler, kulların  kalbini ümitle doldurmak için gönderilmiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Allah’ın rahmetini şöyle anlatmıştı :

“Allah’ın rahmeti yüz parçadır. Bunun bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu sayede anneler yavrularına merhamet eder, vahşi hayvanlar bile birbirine şefkat gösterir. Allah doksan dokuz parçayı ise kıyamet günü kullarına merhamet etmek için yanında tutmuştur.” (Buhârî, Edeb 19; Müslim, Tevbe 21)

“Allah, kullarına annesinin çocuğuna olan merhametinden daha merhametlidir.” (Buhârî, Edeb 18; Müslim, Tevbe 22)

Bir hadis-i kudsîde Allah şöyle buyurur:

“Benim rahmetim gazabımı geçmiştir.” (Buhârî, Tevhid 55; Müslim, Tevbe 14)

Bu hadisler, Allah’ın rahmetini anlamamız için çarpıcı bir bakış açısı sunar: İnsan sevgisinin en güçlü şekli olan anne şefkati bile, Allah’ın rahmetinin sadece küçük bir yansımasıdır.

Allah’ın merhametine iman eden bir mümin, şu şuurları hayatına taşır:

1. Ümitli Olmak: Günahlarının büyüklüğüne bakıp ümitsizliğe düşmez. Tevbe kapısının daima açık olduğunu bilir.
2. Şükretmek: Rahmân olan Allah’ın dünya nimetlerini fark eder ve şükürle yaşar.
3. Merhametli Olmak: Allah’ın rahmetine muhtaç olduğunu bilen bir insan, diğer kullara da merhamet eder. Nitekim Peygamber Efendimiz, “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” (Buhârî, Tevhid 2; Müslim, Fedâil 66) buyurmuştur.
4. Kulluğunu Güzel Yapmak: Çünkü bu kulda gevsekliğe sebep olmaz. Bilakis Allah’ın rahmetini hak etmek için kulluğunu samimiyetle yerine getirir.

Neticede ; Allah Teâlâ’nın Rahmân ve Rahîm isimleri, kulun kalbinde ümit, güven ve huzur doğuran ilahi tecellilerdir. Kur’an’ın ayetleri ve Peygamber Efendimizin hadisleri, bu rahmetin ne kadar engin ve sınırsız olduğunu defalarca hatırlatır.

Bize  düşen de Allah’ın merhametine layık olmak için çabalamaktadır.

 Rabb’im, bizleri rahmetiyle muamele edeceği kullarından kılsın .

Elhamdülillahirabbilalemin