VEHBE ZUHAYLİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 40. VE 41. AYET-İ KERİMELER
Kâfirlerin Cezası
yıp da onlara karşı büyüklük taslalara’ onlara göğün kapıları açılma onlar, deve iğne deliğinden geçin
40- Muhakkak ki ayetlerimizi yalan sa- yıp da onlara karşı büyüklük taslayan geçinceye kadar cennete de giremezler. Biz suç- luları işte böyle cezalandırırız.
41- Onlar için cehennemden bir döşek ve üstlerinde de örtuler vardır. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız.
Açıklaması
Bizim birliğimize, peygamberimizin ve diğer peygamberlerin peygamberliklerinin doğruluğuna, öldükten sonra dirilişi ispatlayan ayetlerimizi yalanlayanların hiç bir amelleri yükselmez. Çünkü onların amelleri kötüdür ve Allah ancak takva sahiplerinin amelini, kabul eder. Güzel söz O’na yükseltilir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Güzel söz O’na yükselir, salih amel de O’nu yüceltir.” (Fâtır, 35/10); “Hayır, muhakkak iyilerin kitabı İlliyyîndedir.” (Mutaffifîn, 83/18). İşte bunların amellerine ve ruhlarına semaların kapıları açılmaz. Böyle bir açıklama ayet-i kerimenin tefsiri ile ilgili iki görüşü bir arada ifade etmektedir.
Bunlar hiç bir şekilde cennete giremezler. Çünkü Allah’ın rahmetinden ko-vulmuşlardır. Cennete girmelerine imkân yoktur. Zira Yüce Allah, “Onlar deve iğne deliğinden geçinceye kadar…” diye buyurmuştur. Bu da imkânsızlığı ifade etmek için Arap dilinde yaygın bir anlatım tarzıdır. Meselâ, onlar “siyah karga ağarmcaya”, “zift beyazlaşmcaya” ve “deve iğne deliğinden girinceye kadar bu işi yapmam” derler. İbni Abbas ve Said b. Cübeyr’den maksadın şu olduğu rivayet edilmektedir: Burada deve (el-cemel) değil, kalın ip (kendir) olan el-cümmel iğne deliğinden girmedikçe şeklindedir. İbni Abbas (r.a.) der ki: Allah bu konuda deveye benzetmekten daha güzel bir benzetme yapmıştır. Yani kalın ipin iğne deliğinden giren ip yerine kullanılması daha uygun düşmektedir. Deve tabiri ise burada uygun değildir. Zamahşerî der ki: Şu kadar var ki “deve” anlamına gelen “el-cemel” kıraeti daha etkileyicidir. Çünkü iğne deliği, geçilen yerin darlığının bir örneğidir. İğne deliğinden daha dar diye bir tabir kullanılır. Deve ise oldukça büyük cüsseli bir hayvandır.
“Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.” Yani biz Allah’a karşı, kendisine ve Müslüman kardeşlerine karşı suç işleyen herkesi bu şekilde korkunç bir ceza ile cezalandırırız. Böylelikle cezaya götüren sebebin de suç sayıldığı ve suç işleyen herkesin cezalandırılacağı ifade edilmektedir. Daha sonra bu husus sonraki ayetin sonunda tekrarlanarak şöyle buyurulmaktadır: “Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız.” Çünkü her bir suçlu kendisine zulmeden birisidir.
Bu suçlular için cehennem ateşinden, altlarında serili bir döşek olduğu gibi, üstlerinde de örtüler vardır. Bu ifadelerden maksat cehennem ateşinin onları kuşattığını, her bir yandan onların üzerlerinin kapatıldığını anlatmaktır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Muhakkak ki o üzerlerine kapatılmış olacaktır,” (Hümeze, 104/8); “Muhakkak cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatıcıdır. ” (Tevbe, 9/49); “Onların üstlerinde cehennemden (ateşten) gölgelikler ve (aynı şekilde) altlarında da gölgelikler vardır.” (Zümer, 39/16).
“Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız.” Kendilerine ve kendilerinin dışındaki insanlara zulmedenleri bu şekilde cezalandırırız. Bunda burada sözü geçen suçlu ve zalimlerin kâfirlerin kendileri olduğuna delil vardır. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Kâfirler zalimlerin ta kendileridir.” (Bakara, 2/254). Ayrıca daha önce sözü edilenlerin de Allah’ın ayetlerini yalanlayan kimseler olması da buna delildir. [1][20]