TEVHİD KALPTE BAŞLAR

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd âlemleri yoktan var eden, bizlere sayısız nimet veren, din gününün sahibi Allah Azze ve Celle’ ye mahsustur. Salat ve selam mü’minlerin önderi, sevgili peygamberimiz Hz Muhammed (sav.) e ehline, ashabına ve tüm mü’minlerin üzerine olsun.

İslam’da kalp, sadece et parçası değil; insanın imanının, ihlasının ve yönelişinin merkezidir. Kur’an ve Sünnet’e göre kalp, ya hakka yönelir ya da nefsin ve şeytanın çağrısına kulak verir. Bu nedenle kalbi korumak, sadece duygusal bir temizlik değil, tevhidin özünü muhafaza etmektir.

Kur’an’da Allah Teâlâ şöyle buyurur:

 “O gün ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah’a selim bir kalple gelenler (kurtuluşa erer).”

(Şuara 88-89)

Selim kalp; şirkten, nifaktan, kibirden ve riyadan temizlenmiş, yalnızca Allah’a teslim olmuş kalptir. Yani tevhid kalbidir. Kalbi korumanın anlamı, kalbi sadece Allah’a tahsis etmektir. Çünkü şirk, kalbin hastalığıdır; tevhid ise onun şifasıdır.

Rasûlullah (s.a.v.) buyurur:

“Dikkat edin! Bedende bir et parçası vardır; o iyi olursa bütün beden iyi olur, o bozulursa bütün beden bozulur. İşte o kalptir.”

(Buhârî, İman 39; Müslim, Müsâkât 107)

Bu hadis, insanın tüm davranışlarının kalp merkezli olduğunu ortaya koyar. Kalp, tevhid nuruyla dolduğunda dil zikre, el infaka, göz hayaya, gönül rahmete yönelir.

Bu sebeple kalbin hasta olmaması gerekir. kalbi hasta eden unsurlar ise şunlardır:

1.Şirk: Kalbi karartan en büyük hastalıktır.

 “Onların çoğu Allah’a ortak koşmadan iman etmezler.”

(Yusuf 106)

2. Kibir: Kalbin Allah’a yönelmesini engeller.

“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan cennete giremez.”

(Müslim, İman 147)

3. Gaflet: Kalbin hakikatten uzaklaşmasıdır.

“Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız kimseye itaat etme.”

(Kehf, 28)

 Şimdi ise kalbi nasıl koruyacağımıza bir bakalım.

1. Zikir:

Allah’ı anmak, kalbin gıdasıdır.

 “Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”

(Ra’d, 28)

2. Tevbe:

Günahlar kalbi paslandırır; tevbe ise o pası siler.

 “Her günah işlediğinde kalbinde bir nokta belirir. Tevbe ederse o nokta silinir.”

(Tirmizî, Tefsîru’s-Sûre, 83)

3. Tevekkül ve Teslimiyet:

Kalbi korumanın bir yolu da Allah’a güvenmektir.

“Kim Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter.”

(Talak 3)

4. Kur’an ile Kalbi Diriltmek:

Kur’an, kalbe hayat verir.

“Biz Kur’an’dan, müminlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz.”

(İsrâ 82)

Kalbin bir kısmı Allah’a, bir kısmı dünyaya bağlı olamaz. Mümin, sevgisini, korkusunu ve umudunu sadece Rabbine yöneltir. Böylece kalbi, Allah’a adanmış bir mabed haline gelir.

   Kalbi korumak, aslında imanı korumaktır. Tevhid üzere sağlam kalan bir kalp, hem dünyada huzuru hem ahirette kurtuluşu bulur. Rasûlullah (s.a.v.)’in duası bu bilinci özetler:

 “Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”

(Tirmizî, Deavât 89)

Müminin yolu; kalbini şirkten, riyadan, kibirden ve gafletten koruyarak Allah’a yöneltme yoludur. Çünkü kalp Allah’a açıldığında, kulun tüm varlığı da O’na teslim olur.

Elhamdülillahirabbilalemin