sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ŞÜKREDİYOR MUYUZ !!!?

Aralık 4, 2025 11:59
96
A+
A-

ŞÜKREDİYOR MUYUZ !!!?

Hamd Alemlerin Rabbi Allah (cc)’a, Salat O’nun Resulüne ve Selam tüm müminlerin üzerine olsun.

Allah(cc)’a kulluk yapmakla sorumlu olan insan, bu sorumluluğunu yerine getirirken bazı şartları da sağlaması gerekmektedir. Bunlar dan biri de Allah(cc)’nun vermiş olduğu nimetlerin farkında olması ve bu doğrultuda Allah(cc)’a şükür ederek kulluk etmesidir. Verilen nimetlerin farkında olunması aynı zamanda sağlıklı bir kulluk bilincin bazı alt gereklilikleridir.

Şükür, verilen herhangi bir nimetten dolayı, bu nimeti verene karşı söz, fiil veya kalb ile gösterilen saygı ve karşılık, iyiliğin kıymetini bilme ve iyilik yapana bu hissi gösterme, nimet ve iyiliği anıp sahibini övmedir.

Bununla birlikte Allah (cc) şükredenler az olduğunu bize bildirmiştir.

Kullarımdan şükredenler pek azdır. (Sebe,13)

Şükretmek, dil ile “ Rabbim sana şükürler olsun” diyerek, Allah(cc)’nun emir ve yasaklarından uzak yaşamak değildir. Şükür, Allah(cc)’dan başka ilah kabul etmemek ve tüm nimetleri Allah(cc)’dan bilerek ihlaslı bir şekilde Allah(cc)’nun emir ve yasaklarına riayet etmektir.

Bir misal olarak, eğer bir işyerinde çalışan kişiye o işyerinin sahibi çok dolgun ücret ve ekstra imkanlar sağlasa ve bu işçisini oldukça memnun etse, bunun nedeniyle de işçi işverenini sürekli övse. Fakat sorumluluklarını yerine getirmese , işveren onun bu övgü dolu cümlelerini samimi bulmaz hatta kabul etmez. Aynı bunun gibi Allah(cc)’a ihlasla kulluk etmeden sadece dil ile övgüler yapmak da şükür olmayacaktır.

Her konuda olduğu gibi şükür konusunda da örneğimiz Hz. Peygamber (as)’dır.

Âişe -radıyallâhu anhâ- şöyle anlatır:

“Bir gece Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana:

«–Ey Âişe! İzin verirsen, geceyi Rabbime ibâdet ederek geçireyim.» dedi. Ben de:

«–Vallâhi Sen’inle beraber olmayı çok severim, ancak Sen’i sevindiren şeyi daha çok severim.» dedim.

Sonra kalktı, güzelce abdest aldı ve namaza durdu. Ağlıyordu… O kadar ağladı ki, elbisesi, mübârek sakalları, hattâ secde ettiği yer sırılsıklam ıslandı. O, bu hâldeyken Hazret-i Bilâl namaza çağırmaya geldi. Ağladığını görünce:

«–Yâ Rasûlâllah! Allah Teâlâ Siz’in geçmiş ve gelecek günahlarınızı bağışladığı hâlde niçin ağlıyorsunuz?» dedi.

Bunun üzerine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

«–Allâh’a çok şükreden bir kul olmayayım mı? Vallâhi bu gece bana öyle âyetler indirildi ki, onu okuyup da üzerinde tefekkür etmeyenlere yazıklar olsun!» karşılığını verdi ve şu âyetleri okudu:

«Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akl-ı selîm sâhipleri için (Allâh’ın birliğini gösteren) kesin deliller vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her an) Allâh’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve; “–Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen’i tesbîh ederiz; bizi Cehennem azâbından koru!” (derler) (Âl-i İmrân, 190-191) (İbn-i Hibbân, II, 386)

Biz de kendimize şunu sormalıyız. Gerçekten Allah(cc)’a şükrediyor muyuz ? O’nun nimetlerinin ne kadar farkındayız ? Eğer bu konuda doğru yönde hareket etmiyorsak, en başta kalbimizde Allah(cc)’a kulluk için yeterli bir iradeyi bulmamız güç olacaktır ya da zamanla var olan irade zayıflayacaktır.

Rabbim kendisine makbul şekilde şükreden kullarından eylesin.

Velhamdulillahirabbilalemin

Yazarın Diğer Yazıları
Ekim 22, 2025 11:59
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.