TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA ENBİYA SURESİ 31. VE 35. AYET-İ KERİMELER
31- Yeryzü, üstündckilerlc sarsılmasın diye biz orada sabit dağlar yarattık. Dağlar arasında yol bulsunlar diye geniş boşluklar var ettik.
Allah Teala bu âyet-i kerimede kâfirlere, üzerinde yaşadıkları yeryüzüne bakmalarını orada yaratılan dağların ve çeşitli yolların var ediliş hikmetlerini anlamalarını, böylece Allah’ın varlığını ve birliğini, kudret ve kuvvetini kabul edip ona boyun eğmelerini emrediyor. Bundan sonra gelen âyetlerde ise insanların dikkatlerini, yaratmış olduğu göklere çevirmelerini istiyor ve buyuruyor ki:
32- Biz göğü, korunmuş bir tavan kıldık. Onlarsa (Allah’ın varlığını gösteren) gökteki delillerden yüz çevirirler.
33- Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ay’ı yaratan o’dur. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
* Ayet-i kerimede, göğün korunmuş olduğu ifade edilmektedir. Bundan maksat, göklerin, kimsenin erişemeyeceği kadar yüksek oldukları ve orada bulunan Meleklerin konuşmalarını çalmak isteyen Şeytanlardan korunmuş olmalarıdır. Bu hususta diğer bir âyette de şöyle buyurulmaktadır; “Gökleri, Allah’ın rahmetinden kovulan bütün Şeytanlardan koruduk.”^10)
Yine âyet-i kerimede, müşriklerin, göklerde bulunan delillerden yüz çe-virdekleri ve onları düşünüp ibret almadıkları ifade edilmektedir. Bu delillerden maksat, güne, ay ve diğer yıldızlardır. Akıl sahibi olan insanlann bunlara bakarak, bunları yaratan, sevk ve idare eden Allah’ın varlığını ve birliğini anlamaları ve ona boyun eğmeleri gerekir.
34- Ey Muhammcd, biz senden önce hiçbir beşere ebedîlik vermedik. Sen ölürsen sanki onlar baki mi kalacaklar?
35- Her can ölümü tadacaktır. Biz sizi denemek için hayır ve şerle imtihan ederiz. Siz ancak bize döndürüleceksiniz.
Ey Muhammed, senden önce hiçbir insanı dünyada ebedi kılmadık ki, seni de orada ebedi kılmış olahm. Senden önceki Peygamberlerin öldüğü gibi sen de mutlaka öleceksin. Sen ölünce rablerine ortak koşan bu müşrikler, dünyada ebedi olarak mı yaşayacaklar? Hayır, durum böyle değildir. Onlar da mutlaka öleceklerdir. Zira her canlı ölümü tadacak ve onun kâsesinden içecektir. Fakat biz onları, sıkıntı, hastalık, fakirlik gibi kötülüklerle, bolluk, sıhhat, zenginlik gibi iyiliklerle imtihan ederiz. Böylece sizleri birbirinize tanıtırız. Sonunda mutlaka bize döndürüleceksiniz ve herkese yaptığının karşılığı verilecektir.
(9) Müslim. K. ez-ZUhd, bab: 60, HN: 2996 / Ahmed b. Hanbel, Müsned, C: 6,