SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA EN’ÂM SURESİ 68. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
68- Ayetlerimiz hakkında asılsız lâf ebeliğine dalanları gördüğünde (bu adamlar) başka bir söze geçinceye kadar yanlarından uzaklaş. Eğer şeytan sana yanlarından kalkmayı unutturursa, hatırladıktan sonra sakın o zalimler ile birlikte oturma.
Peygamberimize (Allah’ın selâmı üzerine olsun) yönelik bu emrin, ayetin sınırları içinde, onun ötesinde müslümanlara da yönelik olabilir. Bu durum Mekke’de oluyordu. Resulullah’ın görevinin tebliğle sınırlı olduğu bir sırada, Allah’ın istediği bir hikmetten dolayı savaşmakla görevlendirilmediği bir dönemde oluyordu. O dönemde mümkün oldukça müşriklerle bir çarpışmaya girmeme konusunda açık direktifler verilmişti. Resulullah’a yönelik, Allah’ın dinini dillerine doladıklarını, ayetlerini saygısızca söz konusu ettiklerini gördüğünde, müşriklerin toplantılarına katılmama, şayet şeytan unutturur da onlarla birlikte oturursa, Allah’ın emir ve yasağını hatırlar hatırlamaz en kısa zamanda toplantılarını terk etme emri bazı rivayetlere göre müslümanların da uymak zorunda oldukları bir emirdi. Zalim kavimden kasıt, müşriklerdir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de genellikle bu şekilde ifade edilmektedirler.
Ancak Medine’de bir İslâm devleti kurulduktan sonra, Peygamberimizin müşriklere karşı tutumu değişmişti. Hiç kimsenin Allah’ın ayetlerini diline dolamaya cesaret edememesi için, fitne ortadan kalkıp hakimiyet tamamen Allah’ın dininin oluncaya kadar cihad ve savaş geçerliydi artık.
Daha önce Resulullah ile müşrikler arasındaki kesin ayrılığı belirtip, sorumluluk ve sonucun farklılığını bildirdiği gibi, şimdi de müslümanlarla müşrikler arasındaki kesin ayrılığı tekrarlamaktadır ayetin akışı.