İSLAM HUKUKÇULARININ BU İKİ NEVİ SUÇTAN BAHSETMEYİŞLERİ
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
İslam hukukçuları, suçların ani ve mütemadi suç şeklinde iki gruba ayrılmasından bahsetmemişlerdir. Bizce bunun sebebi, İslam hukukçularının yalnızca had, kısas ve diyet suçlarına önem vermeleridir. Çünkü bunlar, kendilerini meydana getiren fiillerin değişmediği, sabit suçlardır ve tespit edilmiş cezaları da değiştirmektedir. Bunların hepsi ani suçlardır. Aralarında mütemadi suçlar diye iki taksime tabi tutmaya bir sebep yoktur.
Ta’zir suçlarının bazısı ani, diğer bazısı da mütemadidir. Fakat İslam hukuçuları bunların hükümlerinden bahsi ihmal etmişlerdir. Çünkü yasam (teşrii) yetkisine sahip makamın, ta’zir suçlarının büyük çoğunluğu meydana getiren fiillerin tayin ve tespitiyle onlara uygulanacak makamların görüşleri, vilayetlere ve ülkelere göre değişmektedir. Bir yerde teşrii makamın ta’zir suu sayıp cezalandırdığı bir husus, başka bir yerde başka bir teşrii makamca suç sayılıp cezalandırmaktır. Bu bakımdan İslam hukukçuları, hadd suçlarına verdikleri önemi, gösterdikleri ilgiyi, ta’zir ve cezalarına göstermemişler, fazla önem vermemişler, memleket ve yasama makamlarının değişmesiyle, değişmeyen önemli sabit bazı hükümlerden bahisle yetinmişlerdir. Şimdi biz, ta’zir nevisinden olsun veya olmasın, genel manada suçlardan bahsetmek teyizi, binaenaleyh ani mütemadi suçlardan bahsetmeye mani bir husus da yoktur.
Ani Ta’zir Suçları – Mütemadi Ta’zir Suçları
Ta’zir suçlarının incelenmesinden, meydana geliş vakitlerine göre, ani ve mütemadi suçlar diye kısımlara ayrıldığı sonucu çıkmaktadır.
Ani suçlar, belirli bir zamanda meydana gelen fiil yahut kaçınmaktan oluşmaktadır. Suçun meydana gelmesi, fiilin meydana gelmesi yahut fiili yapmaktan kaçınma durumunun mevcudiyetinden fazla bir zaman almamaktadır. Netice fiile bitişiktir; hırsızlık suçu gibi. Bu suç yalnızca fiilin işlenebilmesiyle yani bir şeyi gizlice almakla tamamlanmış olur. Şahitliği gizlemek de bu cümledendir; yalnızca şahitliği edadan kaçınmak, suçun tamamlanması için yeterlidir.
Mütemadi suçlar, yenilenmeyi veya devamlılığı kabul eyleyen bir fiil veya kaçınmadan meydana gelmektedir; vukuu, suçun yenilendiği veya istismar ettiği bütün zamanı kapsamaktadır. Suç yenileme veya istismar halinin sona ermesiyle sona erer.
Haksız olarak bir şahıs hapsetmek, zekat vermekten kaçınmak, çocuğu velisine teslimden kaçınmak ve muktedir olduğu halde borcu ödemekten kaçınmak, hep bu cümleden birer misaldir.