sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Küfre Karşı Ayakta Kalabilmenin Yolu ALLAH c.c Bağlılıktır

13.06.2017
710
A+
A-

Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (cc.)’a mahsustur.

Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetînce sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)ya, a’line, ashabına ve onun yolunu izlemeye çalışan ümmetin üzerine olsun.

İslam uğrunda mücadele eden bir müminin mücadelesinde başarılı olabilmesi için Allah azze ve celle den destek alması zorunludur. Yalnız desteği alabilmek için bunu hak etmesi gerekir. Kur’an da Allah azze ve celle nin kimlere destek olacağını beyan eden mücedele süresinin son ayetini okuyalım:

   Mücadele 22: Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah’ın hizbidir.

Yine  Kur’an’ı Kerim’in bir çok yerinde başta Rasulullah (s.a.v.) olmak üzere müminleri desteklediğini, onlara ordularıyla yardım ettiğini bildirmektedir. Yine hz İsa (a.s.) ı Ruhulkudus ile desteklediğini beyan edilmiştir. Yalnız bu ayetlerdeki desteğin sadece o zaman ki müminler için olmayıp tüm müminleri kapsadığı iyi anlaşılmalıdır. Yeterki o müminler şartları yerine getirsinler. O zaman Allah’ın yardım ve desteğinin geleceği bizlere beyan edilmiştir. Ayeti kerimede de belirtildiği gibi mümin ihtiyaç duyduğu desteği alabilmesinin en önemli şartı Allah azze ve celle yi herkese ve her şeye tercih etmektir. Yakınlık durumu ne olursa olsun baba, evlat, kardeş, akraba Allah azze ve celle’nin hükümlerine karşı duran kişileri, karşı durmaları sebebiyle sevmemektir. Zaten insanın bütün hayatıda bu gibi zor durumlarla karşı karşıyadır. Bu durumu başarıyla geçenler ayeti kerimede Allah’ın razı olduğu topluluk olarak zikrediliyor ve Allah’ın tarafında olanlar ve kurtuluşa erenler olarak bildiriliyor. Allah azze ve celle de kendi tarafında olanları yardımsız bırakmayacaktır. Çünkü onlar bunu hak edecek şartlara uymuş ve bunu gerçekleştirmişlerdi.  Allah’a olan bağlılığıyla büyük başarılar elde edip firavuna karşı ayakta kalabilen Musa (a.s.) ın hayatından bir bölümü aktaralım.

Taha 77- Gerçekten Musa’ya şöyle vahyettik: “Kullarımla geceleyin yürü (Mısır’dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin.”

Bu ayet sonrası inananarla beraber yola çıkan Musa a.s. ın Kızıldeniz deki olayını açıklamayı başka bir ayetle devam edelim;

ŞUARA

 60- Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.

61- İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın adamları “Eyvah, yakalandık!dediler.

62- Musa: “Hayır, aslâ! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yolunu gösterecektir.”

63- Bunun üzerine Musa’ya “Vur asân ile denize” diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca bir dağ gibi oluverdi,

64- Ötekilerini de buraya yanaştırıvermiştik.

65- Musa ve beraberindekilerin hepsini kurtardık,

66- Sonra da ötekileri suda boğduk.

67- Şüphesiz bunda bir âyet (ibret) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.

68- Ve şüphesiz, işte o Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

Bu kıssadan da çok iyi anlaşılmaktadır ki Musaların firavunlara karşı ayakta kalabilmesinin en etkili yolu  Allah azze ve celle ile olan güçlü bağıdır. Burada ki İsrail oğullarının ‘’eyvah şimdi hapı yuttuk. Sen bizi nere getirdin Musa!  bir tarafta firavun ve 600.000 kişili teçhizatlı ordusu diğer tarafta Kızıldeniz.’’ İşte İsrail oğularının  Allah azze ve celle ile olan bağlarının zayıflığı veya kopukluğundan doğan tavırları denizi geçtikten sonra zehirli meyvesini veriyor ve  Allah’ın verdiği bu kadar nimet ve ikramdan sonra buzağıya tapıyorlar. Allah ile güçlü bir bağ kuramayanlar Allah yolunda yapmış oldukları her mücadelede olumsuzluklar karşısında EYVAH kelimesinden kurtulamazlar. O gün kurtulsalarda yarın tağutların eline düşüp, şirk ve küfür bataklığında muhakkak boğulacaklardır. Oysa ki bağını kuvvetli tutanlar eyvah yerine ‘’O benimle beraberdir, mutlaka bana bir yol gösterektir’’ deyip sabırla Allah azze ve celle nin hakkında tayin edeceği hükmü beklemek gerekir. Çünkü kul Allah’tan gelen emirleri iş olsun diye yapmaz. Bunun bir hikmetinin olduğunu, kendisi için hem ahirette hemde dünyada yada sadece ahirette kesin faydasına olacağını bilir. O ki dilerse hikmetini bildirir, dilerse bildirmeyebilir. Çünkü O Es-Samed’dir. O hiçbir şeye muhtaç değildir her şey O’na muhtaçtır.

Allah azze ve celle ile olan güçlü bağ, nasıl kurulur ve güçlenir:

  1. a)İndirdiği kitabın ve peygamberin hükümlerine sımsıkı sarılmakla(teslimiyet)
  2. b)Hergün indirdiği kitaptan beslenmekle (zikir)
  3. c)Rabbini her an hatırlayıp verdiği nimetler karşısındaki acziyetini anlamakla(şükür)
  4. d)Ölümü ve sonrasını devamlı hatırda tutmakla (tefekkür)
  5. e)Müminlerin yolundan ayrılmamakla (sabır)
  6. f)Kur’an’da ‘’dosdoğru’’ diye kılınması emredilen namazla (sabır,zikir, şükür,teslimiyet)vs

Bunları daha da çoğaltabiliriz. Bunlar sadece başta gelen özelliklerdendir. Bunların bir çoğunu içinde barındıran namaz hakkında bir ayet okuyarak  devam edelim:

Bakara 153- Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allahdan yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir.

Küfür karşısında zor günler geçiren sahabenin (bugün de bizim) Allah’ın özel yardımını almasının yolu  sabır ve namazla yardım istemesidir. Müminin hayatında namazın yeri ve ehemmiyeti çok önemlidir. Namaz  Hem Allah’ı yegane Rab ve İlah kabul edişin ifadesi, hem inmekte olan vahyin talimi, hem Allah’a yaklaşma ve O’nun yardımına mazhar olmanın, hem de müşriklerden ayrılmanın ve sıyrılmanın en güzel işaretidir. Müminler en sıkıntılı günlerinde, baskı ve işkencelerin en yoğun olduğu dönemlerde gecenin büyük bir kısmını namaz kılmakla geçirmektedirler. Küfrün azgınlaştığı şu dönemde yeryüzünün cehennemi bir havaya büründüğü ve müminleri her taraftan boğmaya çalıştığı şu zamanda mümin namazıyla Allah’ın desteğini elde etmeye çalışmalıdır.

Rabbim bizlere tağutu reddederek kendisiyle kopması mümkün olmayan bağını sıkı tutan ve namaz, zikir ve tefekkür gibi bir ibadetlerle de  bağını güçlendirip Kendisi’nin yardımına mazhar olan kullarından eylesin. AMİN…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.