EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA HİCR SURESİ 67. VE 77. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
67- Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.(39)
68- (Lut onlara) “Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin” dedi.
69- “Allah’tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin.”
70- Dediler ki: “Biz seni ‘herkes(in işin) e karışmaktan’ alıkoymamış mıydık?”
71- Dedi ki: “Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım.'(40)
72- Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör-sersemdiler.
73- Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.
74- Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık.(41)
75- Elbette bunda ‘derin bir kavrayışa sahip olanlar’ için gerçekten ayetler vardır.
76- O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hâlâ) durmaktadır.(42)
77- Elbette, bunda iman edenler için gerçekten ayetler vardır.
AÇIKLAMA
39. Bu, o topluluğun ahlaksızlığın en aşırısına saptıklarını göstermektedir. Onlar yakışıklı yabancıların şehre geldiklerini duyar duymaz, sevinçle Lut’un (a.s) evine toplandılar ve ondan zevklerini tatmin etmek için misafirlerini vermesini istediler. Ne yazık ki onların içinden bu ahlaksızca işe ve bu büyük günaha karşı çıkan hiç kimse olmadı. Bu onların, toplum olarak, bütün namus duygularını yitirdiklerini ve böyle ahlaksızca bir isteği açıktan söylemekten hiç bir utanç duymadıklarını göstermektedir. Böyle ahlaksız bir isteği hiç utanmaksızın Allah’tan korkan ve dindar bir adam olan Lut’a teklif edebilmeleri, bu büyük bir günahın onlar arasında hiç kimseyi ayırdetmeyecek denli yaygın olduğunu göstermektedir.
Talmut, Lut kavminin ahlaki bozulması ile ilgili birçok örnekler zikretmektedir. Bir keresinde bir yabancı onların şehrinden geçerken karanlık çökmesi nedeniyle Sodom’da sabahlamak zorunda kalır. Yanında gerekli erzakı bulunduğu için hiç kimseye ihtiyaç duymaksızın geceyi geçirmek üzere bir ağacın dibine yatar. Fakat bir Sodom’lu onu evine davet eder. Geceleyin yabancının eşeğini ve eşyalarını alıp kaçar. Yabancı sabahleyin yardım istediğinde, şehirdekiler oraya gelirler, fakat yardım etmek için değil geri kalan eşyalarını çalmak için.
Bir keresinde Hz. Sara, Lut (a.s) ailesi hakkında haber almak üzere kölesini Sodom’a gönderir. Köle şehre girdiğinde bir Sodom’lunun başka bir yabancıyı dövdüğünü görür. Doğal olarak Hz. Sara’nın kölesi Sodom’lunun ahlaki duygularını canlandırmağa çalışır: “Böyle bir zavallı yabancıya neden kötü davranıyorsun?” der. Fakat bu soruya karşılık topluluk içinde başı yarılır.
Bir seferinde de fakir bir adam Sodom’a uğrar, fakat hiç kimse ona yiyecek vermez. Açlıktan ölmek üzere iken yere düşer. Lut (a.s) ‘ın kızlarından biri onu görür ve yemek gönderir. Bunun üzerine Sodom’lular Lut (a.s) ve kızını, böyle “davranış”lardan vazgeçmezlerse şehirden kovmakla tehdid ederler.
Buna benzer birçok olay anlattıktan sonra Talmud, bu topluluğun çok vahşi, merhametsiz ve şerefsiz olduklarını ve hiç bir yolcunun güven içinde onların şehirlerinden geçemediğini ve hiç bir fakirin onlardan yardım veya yiyecek ummadığını bildirir. Böyle bir durumda onlar ölünün elbiselerini soyarlar ve onu çıplak gömerlerdi. Eğer bir yabancı onların şehrine uğrama gafletini göstermişse, onu topluluk içinde soyarlar ve yabancı eğer adaletle davranmalarını isterse, onunla alaya ederlerdi. Orda yetiştirdikleri bahçeler içinde utanmazca açıktan günah işlerlerdi ve onları Lut (a.s) dışında bu günahlara karşı uyaran başka kimse yoktu. Kur’an onların bütün günahkar hayatlarını iki anlamlı cümlede toplamıştır: l) “… Onlar daha önceden çok büyük günahlar işlemekteydiler”. (Hud: 78) 2) “Siz erkeklere yaklaşıyor, yolcuları soyuyor ve topluluk içinde büyük günahlar işliyorsunuz”.
40. Hud suresi 87. notta Lut (a.s) ın bununla neyi kastettiği açıklanmıştır. Onun gibi takva sahibi bir insan, bu tip sözleri ancak en son mertebede, artık bütün öneri ve uyarılarının, günahkar insanları misafirlerine kötülük etmekten alıkoymağa yetmediği bir anda söyleyebilir.
Lut (a.s) ın Hud Suresinde (78. ayet) söylediği sözlerin önemini burada tekrar açıklamak yararlı olacaktır. O günahkar topluluğa “İşte kızlarım…” diyerek misafirlerine kötülük etmekten alıkoymaya çalıştığında, misafirlerinin yakışıklı delikanlı kılığında melekler olduğundan haberi yoktu. Melekler, ancak, sözkonusu sapıklar üzerlerine gelir, kötülük yapmak istediklerinde ve Lut (a.s) : “Sizi doğru yola sokacak gücüm olsaydı ya da sağlam bir yere sığınabilseydim” diye lanet okuduğunda insan kılığından çıkmışlardır. O zaman melekler, “Biz Rabbin’in gönderdiği elçileriz….demişlerdi. Olaylar dizisi Lut (a.s) ‘ın ancak çok çaresiz durumda kaldığında bu “istek” te bulunduğunu açığa çıkarmaktadır.
Bunu gözönünde bulundurmak gereklidir, çünkü bu suredeki olayların sırası ile Hud suresindeki diziliş aynı değildir. Bazıları Lut (as.) konuklarının melek olduğunu ve onların günahkar topluluğa karşı kendilerini savunabileceklerini bildiği halde neden beddua ettiği gibi yanlış bir izlenime kapılabilirler.
Olayların iki farklı dizilişi ise vurgu farkı nedeniyle meydana gelmiştir. Bu surede vurgulanmak istenen meleklerin hak ile gelmiş olmalarıdır. Bu nedenle olayın bu bölümü (6l-66) daha önce ele alınmıştır.
4l. Bu “pişmiş çamurdan taşlar” meteorlar veya onların üzerine akan volkanik lavlar olabilir; ya da bunlar güçlü bir rüzgar tarafından üzerlerine yağdırılan taşlar olabilir.
42. Yani, “O şehrin harabeleri, Hicaz’dan (Arabistan) Suriye ve Mısır’a giden yol üzerindedir”. Yolcular, Ölü Deniz (Lut Gölü) ‘in güney doğusunda bu harabelerin işaretlerini görebilirler. Coğrafyacılar yeryüzünde bu bölge, özellikle bölgenin güneyi kadar ayrı ve ıssız bir bölge olmadığı görüşündedirler.