sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 106. VE 110. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 106. VE 110. AYETLER ARASI
06.11.2020
646
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

106- Kim imanından sonra Allah’a (karşı) küfre-sapıp da, -kalbi imanla tatmin bulmuş olduğu halde baskı altında zorlanan hariç- küfre göğüs açarsa, işte onların üstünde Allah’tan bir gazab vardır ve büyük azab onlarındır.(109)
107- Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah’ın da küfre sapan bir topluluğu hidayete ulaştırmaması nedeniyledir.
108- Onlar, Allah’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
109- Hiç şüphe yok, onlar ahirette ziyana uğrayanlardır.(110)
110- Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir) . Hiç şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.(111)

AÇIKLAMA

109. Bu ayet, imanlarından vazgeçirilmek üzere dayanılmaz işkencelere ve acılara maruz bırakılan müminlerle ilgilidir. Onlara, eğer hayatlarına karşılık küfrü kabul etmeye zorlanırlarsa, kalpleri iman bakımından sağlam olmak şartıyla küfür sözlerini kabul etmelerinde bir beis olmadığı, böyle yaptıklarında affedilecekleri söylenmektedir. Diğer taraftan eğer küfrü gönülden kabul ederlerse, hayatlarını kurtarsalar bile Allah’ın azabından kurtulamayacaklardır.
Fakat bu, kişinin hayatını kurtarmak için küfrü söz ile kabul etmesi gerektiği anlamına gelmez. Bu sadece bir ruhsattır ve mümin için ideal bir durum değildir. Bu ruhsata göre eğer kişi o sözleri (küfrü kabul ettiğini) söylerse, bundan hesaba çekilmeyecektir. Gerçekte bir mümin için ideal olan vücudu parça parça doğransa bile haktan başka birşey söylememektir. Hz. Peygamber’in (s.a) döneminde bazılarının ideale göre davrandığını, bazılarının ise kendilerine verilen izinden faydalandıklarını gösteren örnekler vardır. Örneğin Habbab bin Eret (r.a) eriyen yağları ateşi söndürünceye dek kor üzerinde yatmaya zorlanmış, fakat imanında sebat göstermiştir. Bilal-i Habeşi de (r.a) demirden bir zırh içinde kavurucu sıcağın ortasında bırakılmıştır. Daha sonra kızgın kum üzerinde sürüklenmiş, fakat yine de “Allah birdir” demeye devam etmiştir. Habib bin Zeyd bin Asım (r.a) adındaki müminin ise yalancı peygamber Müseylime’nin emriyle uzuvları birer birer kesilmiştir. Her uzuvu kesilişinde ona bu yalancıyı peygamber olarak kabul etmesi söylenmiş fakat o son nefesini verinceye dek her seferinde onun peygamberliğini reddetmiştir. Diğer taraftan anne ve babası gözleri önünde işkence ile öldürülen Ammar bin Yasir (r.a) örneği vardır. Anne-babasından sonra ona da işkence yapmaya başlamışlar, fakat o hayatını kurtarmak için onların söylediği küfür sözlerini tekrarlamak zorunda kalmıştır. Daha sonra ağlayarak Hz. Peygamber’e (s.a) gelmiş ve: “Ey Allah’ın Rasülü! Beni senin hakkında kötü konuşmadan ve kendi ilâhlarını övmeden bırakmadılar” demişti. Hz. Peygamber (s.a) ona “Peki bu sırada gönlünde iman sabit miydi?” diye sorduğunda samimiyetle “Kalbim imanla doluydu.” diye cevap vermişti. Hz. Peygamber (s.a) bunun üzerine: “Eğer aynı işkenceye maruz kalırsan yine aynı şeyi yap.” demişti.
110. Bu sözler, Hak Yolu’nun sıkıntılarına katlanamayacaklarını anlayıp imandan dönen ve tekrar müşrik topluluğa katılan kimseler hakkındadır.
111. Bunlar, Habeşistan’a hicret eden kimselerdi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.