sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

İSYANKALRLARDA VEYA SİYASİ SUÇLULARDA BULUNMASI GEREKLİ ŞARTLAR

05.12.2020
835
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd alemlerin Rabbi Rahman ve Rahim din gününün sahibi Allah c.c , Salat ve Selam Alemlere Rahmet olarak gönderilen ,müminlerin örneği ve önderi Yaşayan kur’an Hz. Muhammed sav’e aline ashabına ve onları takip eden muvahhidlerin üzerine olsun inşaAllah.

“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan ayrılmıştır. O halde kim tağutu tanımayıp Allah’a (c.c.) inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Bakara 256)

  1. İSYANKALRLARDA VEYA SİYASİ SUÇLULARDA BULUNMASI GEREKLİ ŞARTLAR

Siyasi suçlar tarifimizden anlaşıldığı kadarıyla isyankarlarda ve faaliyetlerinde siyasi suçlu sayılmaları için bulunması gerekli şartları şu şekilde sıralamak mümkündür.

  1. SUÇTAN MAKSAT

suçu işlemekten maksadın, devlet başkanı veya hükümetin azli yahut da başkana itaatten kaçınma olması şarttır. Diğer şartlarla birlikte bu şart da bulunuyorsa, işlenilen suç siyasi ve suçlarda siyasi suçtur. Fakat suçtan amaç, İslam’ın hükümleri ile ters düşen herhangi bir değişiklik ortaya koymak ise mesela rejime aykırı, İslam dini dışı bir rejim ve bir din getirmek veya yabancı bir devletin o ülkede  hakimiyet kurmasına imkan vermek veya başka devletlere karşı içinde bulunduğu devleti zayıflatmak ve benzerleri gibi. Bu taktir de fiil siyasi suç değil, yeryüzünde fesat çıkarma, Allah ve elçisiyle bir savaştır. Bu fiil İslam’ın hakkında ağır ve sert ceza tespit ettiği normal bir suçtur.

  1. YORUM

Te’vil de denilir. Ayaklanan suçluların bir tev’ile, bir yoruma dayanmaları ve bu yorum sonucu o fiili işlemeleri şarttır. Yani ayaklanmaları için bir sebep göstermeleri, iddialarının doğruluğuna aslında zayıf da olsa bir delil göstermeleri gerekir. Mesela hariciler, halife Hz. Ali’ye karşı ayaklanışlarında ileri sürdükleri sebep; “Halife Ali’nin, şehit edilen halife Hz. Osman’ın katillerini bildiği ve onlara karşı koyabilecek güç ve kuvveti bulunduğu halde katillerle anlamış olduğundan kısas cezasını uygulamadığı” iddiasıydı. Hz. Ebubekir devrinde bazı zekat vermeyenlerin “Zekatı ancak duası kendileri için sükûnet olana verecekleri” iddialarına “Onların mallarından sadaka al ki, bununla kendilerini günahlardan temizlemiş, onların hasenatını bereketlendirmiş, kendilerini muhlisler mertebesine yükseltmiş olasın. Onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için, (onların yürekleri için) sukünet vesilesidir.”(Tevbe 103) anlamındaki ayeti delil göstermeleri gibi. Eğer ayaklanmalarında iddia edilen bir sebep göstermezlerse veya İslam’ın mutlak olarak kabul etmediği bir sebep ileri sürerlerse, sebepsiz olarak devlet başkanının azlini istemelerine veya kendi vatandaşları olmadığını ileri sürerek başlarında bulunan yabancı görevlinin alınmasını istemeleri gibi. İşte bu gibiler o fiilleriyle, davranışlarıyla yeryüzünde yol kesmek suretiyle fırsatçılığa koşanlardır ki, Kur’an’da özel bir cezası vardır, siyasi suçlu değillerdir.

  1. GÜÇLÜ OLMAK

Siyasi suçlunun, yalnızca kendini değil, kendisiyle aynı olan başkalarıyla bir araya gelince kuvvet sahibi olması şarttır. Bu şekilde kuvvet sahibi değilse ve bir kısım te’villeri, sebepleriyle olsa yine siyasi suçlu sayılmaz.

  1. AYAKLANMA VE SAVAŞ

Yukarıdaki şartlardan başka suçun bir kasta mukarin olması, yani meydana gelen ayaklanma (ihtilal) yahut iç savaşın özel bir kasta mukarin olarak meydana gelmesi gerekir. Eğer suç, ayaklanma yahut iç savaş şeklinde değil de başka biçimlerde meydana geldiyse, fiil siyasi değil, adi suçtur. Suçlu bu suçu için tespit edilen normal ceza ile cezalandırılır. Bu uygulama haricilere karşı halife Hz. Ali’nin uyguladığı usüldir. Hz. Ali minberden halka hitapta bulunurken haricilerden bir grup, tahkimi (halifelik meselesinde hakem usülünü) kabul ettiğinden, kendisine muhalefet edip “Hükmü ancak Allah (c.c.) verir.” Diye bağırdılar. Hz. Ali onlara minberden şu cevabı verdi; “Sizin bizim üstümüzde üç hakkınız vardır; Allah’ın (c.c.) mescitlerinden, orada Allah’ın (c.c.) adını anmaktan sizi men etmememiz. Size karşı çarpışmaya başlamamamız, bizimle olduğunuz (yani aleyhimize ayaklanmadığınız) sürece sizi feyyden, harp ganimetlerinden mahrum etmememiz.”

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.