sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 28. VE 30. AYETLER ARASI

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 28. VE 30. AYETLER ARASI
11.02.2021
806
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

ORTAKLARINIZ VE ARACILARINIZ NEREDE

28- O gün insanların hepsini biraraya toplarız da sonra bize ortak koşanlara, “Siz ve koştuğunuz ortaklar olduğunuz yerde kalınız ” deriz. Sonra onları birbirinden ayırırız. O zaman bize ortak koşulan putlar, ortak koşanlara şöyle derler: “Siz bize tapmıyordunuz. “

29- Aramızda şahit olarak Allah yeterlidir. Gerçekten sizin bize taptığınızdan haberimiz yoktu.

30- İşte orada herkes geçmişteki her davranışının yararını ve zararını somut olarak görür, insanların tümü gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülürler ve yakıştırdıkları düzmece ilahlar yanlarından kayboluverir.

İşte kıyamet sahnelerinden birinde şefaatçıların ve ortakların durumu böyle dile getirilmektedir. Bu canlı bir sahnedir. Ortak koşulanların şefaatçıların, kendi kullarını Allah’ın azabından koruyamayacaklarını, onları korumaya ve kurtarmaya güç yetiremeyeceklerini soyut bir haber olarak vermekten çok daha etkilidir.

Bunların hepsi toptan Mahşer yerine gidecektir… Kâfirler de ortak koşulanlar da… Onlar, bunların Allah’ın ortakları olduklarına inanıyorlardı. Fakat Kur’an onlara, `kendi ortakları’ adını veriyor. Böylece bir taraftan bu düşünceyi küçümsüyor, bir taraftan da bu ortakları kendilerinin icad ettikleri ve onların hiçbir zaman Allah’a ortak olmadıklarına işaret ediyor.

Bunların hepsine, kâfirlere ve koştukları ortaklarına birden şu ferman çıkıyor:

“Siz ve koştuğunuz ortaklar olduğunuz yerde kalınız.”

Olduğunuz yerde durun! Onların kendi yerlerinde çakılıp kalmış olmaları gerekir! Çünkü bugün emir, uygulama içindir. Sonra onlara ve ortak koştuklarını birbirinden ayırırlar ve aralarına bir engel koyarlar.

“Sonra onları birbirlerinden ayırırız.”

O zaman kâfirler konuşamazlar. Yalnız ortaklar konuşurlar. Kendilerinin, bu cinayetten ve bu kâfirlerin Allah ile beraber veya Allah’ı bir yana bırakarak kendilerine tapmış olma cinayetinden habersiz olduklarını açıkça ortaya koymak için, kâfirlerin kendilerine taptıklarını bilmediklerini ve anlamadıklarını, hissetmediklerini ilan etmek için konuşurlar. Demek ki, onlar cinayete ortak değildir. Onlar bu söylediklerine yalnız Allah’ı tanık olarak gösterirler.

“O zaman bize ortak koşulan putlar, ortak koşanlara şöyle derler; “Siz bize tapmıyordunuz.”

Aramızda şahit olarak Allah yeterlidir. Gerçekten sizin bize taptığınızdan haberimiz yoktu.

İşte kendilerine ibadet edilen ortakların halı budur!.. Onlar zayıf yaratıklardır. Kendilerine tâbi olanların günahından sıyrılmak istiyorlar. Yalnız Allah’ı şahit olarak gösteriyorlar. İştirak etmedikleri bir günahtan kurtulmayı talep ediyorlar!

İşte bu sırada, bu apaçık meydanda herkese dünyada işledikleri amellerin hepsi bildirilir. Bilgi ve deneyim sahibi bir insan gibi, bu amellerinin kendisini nereye götüreceğini herkes anlar.

“İşte orada herkes, geçmişteki her davranışının yararını ve zararını somut olarak görür.”

İşte orada herkesin kendisine dönüş yaptığı tek ve gerçek olan Allah’a karşı durumu ortaya çıkar.

“İnsanların tümü gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülürler.”

Burada müşrikler kendi iddialarından, inançlarından ve ilahlarından gerçek hiçbir şey bulamazlar. Bunların hepsi kendilerinden kaçmıştır. Artık bunların hepsi yokolmuştur.

“Ve yakıştırdıkları düzmece ilahlar yanlarından kayboluverir.”

İşte bu şekilde Mahşer meydanı ile ilgili bir sahne, bütün gerçekliği, bütün realiteleri, olayları, bütün etkileri ve bütün imajları ile gözler önüne serilmiş olmaktadır. Kur’an bu sahneyi birkaç kelime ile ortaya koyuyor. Bunlar insanın gönlünde, kuru bir haber verme ve uzun boylu diyalektik deliller ile elde edilmeyen etkiler bırakıyor.

GERÇEK RABBİNİZ

Saçma ve temelsiz iddiaların geçersiz olduğunu, Mahşer yerine ve oradaki olaylara egemen olan Allah’ın gerçek dost olduğunu ortaya koyan Mahşer gezisinden sonra, içinde yaşadıkları pratik hayatın realitesine, yakından tanıdıkları iç dünyalarına, hayatta gördükleri sahnelere, hatta onların kendilerinin bile bunların hepsinin Allah tarafından yaratıldığını ve O’nun tarafından idare edildiğini kabul etmelerine geçmektedir:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.