EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 84. VE 91. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
84- De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?”
85- “Allah’ındır” diyecekler. De ki: “Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?”(78)
86- De ki: “Yedi göğün Rabbi ve büyük Arş’ın Rabbi kimdir?”
87- “Allah’ındır” diyecekler.(79) De ki: “Yine de korkup sakınmayacak mısınız?”(80)
88- De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Her şeyin melekûtu(81) (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor.”
89- “Allah’ındır” diyecekler. De ki: “Öyleyse nasıl oluyor da siz böyle büyüleniyorsunuz?”(82)
90- Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar.(83)
91- Allah, hiç bir çocuk edinmemiştir(84) ve O’nunla birlikte hiç bir ilah yoktur; eğer olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını götürüverirdi ve (ilahların) bir kısmına karşı üstünlük sağlardı.(85) Allah, onların nitelendiregeldiklerinden yücedir.
AÇIKLAMA
78-79. Yani, “Bunları itiraf ediyorsunuz da, Allah’tan başkasının ibadet edilmeye layık olmadığını ve yeryüzünü ve yerdeki her şeyi yaratan için, onları yok edip bir kez daha yaratmanın zor olmayacağını neden anlamıyorsunuz?”
80. Yani, “O’na isyan edip, O’ndan başkalarına da ibadet etmekten niçin korkmuyorsunuz? Bir gün kâinatın Malik ve Hakimi’ne yaptıklarınızın hesabını vereceğinizden hiç korkup irkilmiyorsunuz?
81. Metindeki “Melekût” kelimesi, hem hakimiyet hem de mülkiyeti birleştiren güçlü bir kelimedir. Bu bakımdan ayetin anlamı şöyle olmaktadır: “Kimindir hakimiyet ve Kimdir her şeyin gerçek maliki?”
82. Bu sorunun anlamını kavrayabilmek için, büyü sanatının bir şeyi gerçekte olduğundan farklı gösterdiğini bilmeliyiz. Bu nedenle sorunun anlamı şöyle olmaktadır: “Sizi kim büyüledi ki, bütün bunları bilip itiraf etmenize rağmen gerçeği anlamıyorsunuz? Sizi kim büyüledi ki, Allah’ın gerçek mâlik ve herşeye gücü yeter bir Hakim olduğunu itiraf ettikten sonra O’nun yanısıra başka malikler ve hakimler ediniyor ve onları ibadette O’na ortak tutuyorsunuz? O’na karşı kimsenin size yardım edemeyeceğini bile bile, Allah karşısında sizi hain ve cür’etkâr yapacak ve yaptıklarınızın hesabını vermeyi unutturacak ölçüde sizi aldatan kimdir?”
Bu bağlamda bu ayetin daha ince bir anlamının da bulunduğunu belirtmeliyiz. Kureyş, Hz. Peygamber’i (s.a) büyü yapmakla suçluyordu. Bu soru tabloyu tersine çevirmekte ve sanki şöyle demektedir: “Ey aptallar! Gerçeği sunan kişi size büyücü gelirken, gerçeğe, sağduyuya, sizin inanç ve kanaatlarınıza karşı söz söyleyen şu liderler nasıl büyücü görünmez?”
83.Allah’ın yanısıra, başkalarının da O’nun ilâhlığında ortak olduğunu söyleyip böylece bizzat kendilerinin Allah’ın kâinatın Maliki ve Hakimi olduğu kabullerine ters düştüklerinden ve ölümden sonra hayat yoktur dediklerinden dolayı yalancıdır onlar. Sonra, bu ikinci iddiaları da, herşeye gücü yeten Allah’ın bir kez yarattığını bir daha yaratamayacağı varsayımına dayanmaktadır. Bu ise açıkça bir çelişkidir.
84. Bunun, Allah’ın çocuk veya çocukları bulunduğu inancına genel bir red olduğu ve aynı zamanda, bununla Hz. İsa’nın Allah’ın oğlu olduğu şeklindeki Hıristiyan inancını da reddettiği belirtilmelidir. Buna rağmen bazı büyük müfessirler burada yalnızca Hıristiyan inancının reddedildiğini belirtmektedirler. Tüm sure sadece Mekke kâfirlerine hitap ettiğinden ve bu kâfirler de Hıristiyanlar gibi Allah’a şirk koştuklarından, bu ayetle yalnızca Hıristiyan inancının reddedildiğini söylemenin gereksizliği ortadadır.
85. Burada, tevhid şu ilke üzerinde temellendirilmektedir: Birden fazla ilâh veya Allah’a, ilâhlığında ortaklar bulunsaydı, bu çok sayıdaki değişik hakîm ve hükümdarlar arasında ciddi ayrılıklar çatışmalar ve savaşlar olurdu. Bkz. İsra: 42 ve an: 47 Enbiya: 22 ve an: 22