EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 108. VE 118. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
108- Der ki: “Onun içine siniverin ve benimle söyleşmeyin.”(98)
109- “Çünkü gerçekten benim kullarımdan bir grup: _ Rabbimiz, iman ettik, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de,”
110- “Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.”
111- “Bugün ben, gerçekten onların sabretmelerinin karşılığını verdim. Şüphesiz onlar, ‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenlerdir.”(99)
112- Dedi ki: “Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?”
113- Dediler ki: “Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık,(100) sayanlara sor.”
114- Dedi ki: “Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten siz bir bilseydiniz,”(101)
115- “Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı(102) ve sizin gerçekten bize döndürülüp-getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?”
116- Hak melik olan Allah pek yücedir.(103) Ondan başka ilah yoktur; Kerim olan Arş’ın Rabbidir.
117- Kim Allah ile beraber ona ilişkin geçerli kesin bir kanıt (burhan) ı olmaksızın(104) başka bir ilaha taparsa, artık onun hesabı Rabbinin katındadır.(105) Şüphesiz küfredenler kurtuluşa eremezler.(106)
118- Ve de ki: “Rabbim, bağışla ve merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.”(107)
AÇIKLAMA
98.”… Benimle konuşmayın”, “… durumunuzu Bana arzetmeyin.” Bazı rivayetlere göre bunlar son sözleri olacak ve bir daha konuşmalarına izin verilmeyecektir. Fakat rivayetler, devam eden ayetlerle çelişmektedir. Dolayısıyla bu rivayetler yanlıştır ya da bir daha durumlarını arzedip, yalvarmayacaklarını ifade etmektedir denilebilir.
99. Burada bir kez daha ahirette kurtulanlar ile kaybedenlere, bir başka deyişle başarılı olanlarla başarısız olanlara değinilmektedir.
100. Açıklama için bkz. Ta-Ha: 103 ve an: 80
101. “Elçilerimiz dünya hayatının geçici ve imtihan olduğunu size söyleyip uyarmışlardı da, siz o zaman bunu kavramamış ve ahireti inkâr ederek kendi inkara dayalı hayatınızı yaşamıştınız.”
102. Ayetteki “” kelimesi “oyun ve eğlence için” anlamına da gelir; bu durumda ayetin anlamı şöyle olmaktadır: “Sizi yalnızca oyun ve eğlence için yarattığımızı ve yaratılışınızın gerisinde hiçbir amaç bulunmadığını mı sanıyordunuz? Bu sanıyla, keyfinizce yiyip, içiyor, neşeleniyor ve gülüp oynuyordunuz ha?”
103. Allah böyle bir şeyden uzaktır; sizi karşılığını görmeden kendisine ortaklar koşasınız diye sizi boşuna yaratmadı O.
104. Burada çeviri şöyle de olabilir: “Allah’tan başka bir tanrıya daha yalvaranın, bu işinde kendisini destekleyecek hiçbir delili yoktur.”
105. Yani, hesap vermekten kaçamaz.
106. Burada yine kurtuluşa, gerçek başarıya ereceklerle, ondan yoksun kalacaklara değinilmektedir.
107. Bu “dua”yı 109. ayetle karşılaştırın. Burada Hz. Peygamber’e (s.a) ayet 109.’daki duanın aynını yapması söylenmekte ve sanki şöyle denmektedir: “Sen (ve izinden gidenler) Allah’a aynı duayı edin ki, sizinle alay edenler kendi aleyhlerine güçlü bir delili bizzat kendileri sağlasınlar.”
MÜ’MİNUN SURESİNİN SONU