sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Hayrun NİSA Cehennem Ashabı

31.10.2017
799
A+
A-

CEHENNEM VE ASHABI

 

Ham, sena ve yücelik Alemlerin Rabbi Rahman ve Rahim olan Allah c.c’a mahsustur. Salat ve selam onun Rasulu müminlerin örneği ve önderi yaşayan Kur’an Hz Muhammed (sav) aline ashabına ve onları takip eden mümin ve muvahhiderin üzerine olsun İnşallah.

 

Ademoğlunun dünyada tabi olacağı Hak ve Batıl olmak üzere iki yol olduğu gibi bu yolların tabiilerini bekleyen iki sonuç vardır ki bunlar CENNET ve CEHENNEM dir. Kuranı kerimde iman edip salih amel işleyen kimselere Cennet vadedildiği gibi “İman edip iyi ameller işleyenlere gelince onlar, Firdevs cennetlerinde ağırlanacaklardır.” ( Kehf 107) Kafir ve günahkar kimselere de cehennem vadedilmiştir. Şurası muhakkaktır ki Allah vadine sadıktır. Onun vadinden dönmesi gibi bir şey asla düşünülemez. O halde kitaba inandığını iddia eden kimse Allah’ın vadine de şüphesiz inanmış demektir. Bundan sonra yapması gereken ise Allah Azze ve Celle’nin kimlere hangi sebepler dolayısıyla nereyi vadettiğini, hidayet rehberi kitabında iyi araştırmak ve ona uygun bir yaşantıya sahip olmanın mücadelesinde olmaktır. Ancak insanın ilk olarak Rabbinin nasıl bir mükafat vadettiğini yada nasıl bir azab ile tehdit ettiği konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir ki kişi kendini  bekleyen iki akıbetten haberdar olsun. Bu konuda bilgi sahibi olmak kişinin Ahiretine yapacağı hazırlıkta gayret göstermesi adına ona yardımcı olacaktır. Allah c.c. her kavme müjdeleyici ve korkutucu olarak peygamberler göndermiştir. Bunun sebebi ise hidayeti araştırmada kimilerini vadedilenmükafat harekete geçirir kimilerini ise tehdit edilen azap. “Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Her millete mutlaka bir uyarıcı gönderilmiştir.” (Fatır 24)  .  Allah c.c cehennem azabına karşı insanlığı bir çok ayeti kerimede uyarmıştır. “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, haşin, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.” (Tahrim 6)

Ebu Hureyre (r.a) ‘ın Rivayetine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur. “Cehennem’in üzerinde bin yıl ateş yakıldı ve kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı akkor haline geldi. Sonra bin yıl daha yakıldı, kapkara odu. Artık o ,karanlık bir geceyi andırmaktadır.” ( Tirmizi,2591)

Mücahit (ra) diyor ki: “Şüphesiz cehennemde bir takım kuyular bulunmaktadır. Bu kuyularda deve boynu gibi kalın yılanlar ve katır gibi akrepler vardır. Cehennemlikler ateşten kurtulmak için bu yılan ve akreplere kaçarlar. Onlarda ağızlarıyla insanları yakalayıp, baştan aşağıya derilerini yüzerler. Onların kurtuluşu yine ateşe kaçmalarıdır. ( ibnEbiŞeybe,Musannef 34142)

Rasulullah (sav) şöyle buyuruyor:  “Cehennemde azabı en hafif olan kimsenin durumu şudur: “ cehennemliklerin azap cihetiyle en hafif olanı, ayağında ateşten bir nalın ve nalın bağı olan kimsedir ki, ayağındakiler sebebiyle, tıpkı tencerenin kaynaması gibi, başında dimağı kaynar. Öyle tahammülfersa bir azab duyar ki, azabca insanların en hafifi olduğu halde, kendinden şiddetli azab çeken olmadığını zanneder.

Rivayete göre Meymunb.Mihran şöyle demiştir: “Muhakkak cehennem, onların hepsine vadolunan yerdir.” (Hicr 43) anlamındaki ayet inince, selmanı farisi elini başına koyup oradan kaçarcasına uzaklaştı ve üç gün kendine gelemedi.( Kurtubi, Tefsir,10/31)

Enes b Malik anlatıyor:

Bir gün Cebrail a.s her zaman gelmeye alışık olduğu bir vakitte rengi atmış olarak Resulullah (sav) ‘e geldi. Resulullah (sav) ona dedi ki:

-“ Niçin seni rengin solmuş olarak görüyorum.”

Cebrail as şöyle cevap verdi:

-“ Allah’ın cehennemi tutuşturanlara onu körüklemeleri için emir verdiği bir zamanda sana geldim. Cennet, cehennem ve kabir azabının hak olduğuna inanmakla birlikte Allah’ın azabının büyüklüğünü bilen kimseye yakışan o azaptan kendisini güvende hissedene kadar neşe ve mutluluk duymamasıdır.”

Bunun üzerine Resulullah (sav) ,cebrail’e “bana cehennemi anlat dedi.”

Cebrail (as) peki olur dedi ve şunları anlattı:

-Allah (cc) cehennemi yaratınca bin yıl süreyle onu yaktı ve kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl boyunca tekrar yaktı cehennem akkor haline geldi. Sonra bin yıl aha yaktı. Nihayet kapkara oldu. Artık o, koru ve alevi hiç sönmeyen karanlık ve simsiyah bir yerdir.

Seni hak peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki, onun ateşinden iğne ucu kadar dünyaya sıçrasa dünyadaki bütün varlıklar yok olurdu.

Seni hak peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki, cehennemliklerden birinin elbisesi yer ile gök arasında bir yere asılmış olsa onun kötü kokusu ve sıcaklığından dolayı yeryüzündeki bütün varlıklar yok olurdu.

Seni hak peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki, Allah’ın kitabına anlattığı cehennemin zincirlerinden bir arşın kadarı dünyadaki bir dağın üzerine konsa, yerin yedi kat dibine kadar bütün yeryüzü eriyip yok olurdu.

Seni hak peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki, dünyanın batısına bir kişi azap görse, azabının şiddetinden dolayı doğusundaki bütün insanlar yanıp kül olurdu.

Cehennemin ateşi çok sıcaktır. Uçurumu derindir. Süsleri demir halkalardır. Meşrubatı kaynar su ve irindir. Giysileri ateş parçalarıdır. Erkek ve kadınlar için ayrı bölmeleri bulunan yedi kapısı vardır.

Rasulullah (sav) sordu:

-Onun kapıları bizim kapılarımız gibi mi?

Cebrail (as) cevap verdi:

-Hayır değil. Onlar alt alta açılırlar ve her bir kapı arasında yetmiş yıllık mesafe vardır. Her kapı bir öncekinden yetmiş kat daha sıcaktır. Allah’ın düşmanları buraya götürülecekler. onlar cehennemin kapısına vardıklarında zebaniler onları zincirle ve demirden halkalarla karşılarlar. Zincirler ağızlarından sokulup arklarından çıkarılır, sol kolları boyunlarına bağlanır, sağ elleri ise kalplerinin üzerinde durur. Her insan bir şeytanla birlikte zincirlenip yüz üstü sürüklenir, melekler onlara demir tokmaklarla vururlar ve “Onlar çektikleri acının baskısı altında cehennemden her çıkmak istediklerinde “kavurucu azabı tadınız”diye paylanarak oraya geri püskürtülürler.” (Hac 22)

Rasulullah (sav) Cebrail’e yine sordu:

-Bu kapılardan kimler girecek?

Cebrail şu cevabı verdi:

-Cehennemin en alt tabakasında; münafıklar, firavn’un halkı ve kafir olan sofra sahipleri bulunur. Burasının adı: HAVİYE dir.

-İkinci tabakada; müşrikler bulunur. Burasının adı: CAHİM dir.

-Üçüncü tabakada; sabiiler yer alır. Burasının adı: SEKAR dır.

-Dördüncü tabakada; iblis ile onun yolundan gidenler ve Mecusiler kalır. Burasının adı: LEZA dır.

-Beşinci tabakada; Yahudiler bulunur. Burasının adı: HUTAME dir.

-Altıncı tabakada; Hristiyanlar kalır. Burasının adı: SEİR dir.

Buraya gelince Cebrail (as) Rasulullah (sav) den utandığı için sustu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) yedinci katta kimlerin kaldığını söylemeyecek misin? Diye sordu.

Cebrail şöyle cevap verdi:

-Bu katta senin ümmetinden günah işleyip de tevbe etmeden ölenler kalacak. Bunu duyan Rasulullah (sav) düşüp bayıldı.

Cebrail’in (as) başını kucağına alması üzerine ayıldı ve şunları söyledi.

-Ey Cebrail başıma gelen felaket çok büyük ve üzüntüm çok fazla. Benim ümmetimin içinden de cehenneme girecek kişiler var mı?

Cebrail (as) bu soruya şu cevabı verdi:

Evet senin ümmetinden büyük günah işleyenler cehenneme girecekler. Bu cevabı işiten Rasulullah (sav) ağlamaya başlayınca Cebrail de ağlamaya başladı.

Bu olaydan sonra Rasulullah (sav) evine kapandı. Sadece namazlara çıkıyor ve hiç kimse ile konuşmuyordu. Bazen de namazda kendisini bir ağlama tutuyor ve Allah’a yalvarmaya başlıyordu…

Nefsi arzu ve isteklerine göre hayatını düzenleyen Rabbinin yüklediği emanete sahip çıkma adına hiçbir çabası olmayan saniye saniye elinden giden şu kısacık ömründe yaratılışının gayesini unutmuş Rahmana baş kaldırmış onun emir, yasak, kural ve kanunlarını hiçe sayarak ömür tüketen insanoğlu kendisini nasıl bir akıbetin beklediğini unutmamalıdır.

38-Herkes kazandığına karşı bir rehindir.

39- Yalnız defterleri sağ yanlarından verilenler hariç.

40- Onlar cennetlerde ağırlanırlar. Sorarlar.

41- Günahkârlara:

42- “Sakar’a (cehenneme) girmenizin sebebi nedir?” diye.

43- Cehennemlikler derler ki; “Biz namaz kılanlardan değildik.

44- Yoksulların karnını doyurmazdık.

45 Batıla dalanlarla beraber biz de dalardık.

46- Hesap verme gücünü inkar ederdik.

47- Sonunda bize ölüm gelip çattı.” (Müddessir 38-47)

Allah c.c verdiği şu kısacık hayatı rızası doğrultusunda geçiren kullarından olmayı bizlere nasip etsin..AMİN…

İnsanların hesap verme günü yaklaştığı halde onlar halâ gaflet içinde gerçeğe yüz çeviriyorlar.” (Enbiya 1)

 

HAYRUN NİSA

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.