sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA YUSUF SURESİ 63. VE 66. AYETLER ARASI

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA YUSUF SURESİ 63. VE 66. AYETLER ARASI
19.05.2021
605
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

63- Yusuf’un kardeşleri babalarının yanına dönünce dediler ki; “Ey babamız, erzak almamız yasaklandı, kardeşimizi bizimle birlikte gönder ki, erzak alabilelim, biz onu kesinlikle koruruz. “

64- Babaları Yakub dedi ki; “Daha önce kardeşi konusunda size duyduğum güvenin aynısını şimdi de onun hakkında mı size duyayım? En iyi koruyucu Allah’dır. O merhametlilerin merhametlisidir. “

65- Zahire yüklerini açıp da ödemiş oldukları bedelin kendilerine geri verildiğini gördüklerinde dediler ki; “Ey babamız, senden yanlış birşey istemiyoruz. İşte ödemiş olduğumuz bedel bize geri verilmiş. Ailemize erzak getiririz, kardeşimizi koruruz, böylece bir deve yükü daha fazla zahiremiz olur. Bunu sağlamak kolay bir iştir artık. “

66- Babaları “Hep birlikte ölüm çemberine düşmeniz ihtimali dışında, onu kesinlikle geri getireceğinize ilişkin bana Allah adına sağlam bir güvence, bağlayıcı bir söz vermedikçe onu sizinle birlikte göndermem ” dedi. Oğullarının istediği güvenceyi vermeleri üzerine dedi ki; “Bu söylediklerimize Allah vekildir. “

Anlaşılan Hz. Yakub’un oğulları, babalarının yanına varır varmaz, daha yüklerini çözmeden erzak almalarının yasaklandığını, küçük kardeşlerini beraberlerinde götürmedikçe Mısırlı bakanın, (yani aslında Hz. Yusuf’un) kendilerine zahire vermeyeceğini söylediler. Arkasından babalarından kardeşlerini yanlarına vermesini ve böylece zahire almalarının yolunun açılabilmesini istediler. Bu arada kardeşlerini iyi koruyacaklarına söz verdiler. Okuyalım:

“Yusuf’un kardeşleri, babalarının yanına dönünce dediler ki; `Ey babamız, erzak almamız yasaklandı, kardeşimizi bizimle birlikte gönder ki, erzak alabilelim; biz onu koruruz.”

Oğullarının bu vaadi, Hz. Yakub’un yarasını tazelemiş olmalıdır. Çünkü onlar Hz. Yusuf’u kır gezintisine götürürken de aynı sözü vermişlerdi! Zaten tazelenen bu eski yarasının acısını açıkça dile getirdiğini, oğullarının bu sözünün içinde uyandırdığı fırtınalı çağrışımları kelimelere dökmekten kaçınmadığını görüyoruz. Okuyalım:

“Babaları Yakub dedi ki; `Daha önce kardeşi konusunda size duyduğum güvenin aynısını şimdi de onun hakkında mı duyayım?”

Sizin vereceğiniz sözler sizin olsun, koruyuculuğunuz da sizin olsun. Ben oğlumun korunmasını ve ona merhamet edilmesini istediğimde başvuracağım güvenilir kapı vardır. Okuyoruz:

“En iyi koruyucu Allah’dır. O merhametlilerin merhametlisidir.”

Biraz dinlenip yol yorgunluklarını geçirdikten sonra getirdiklerini sandıkları zahireyi çıkarmak için yüklerini çözdüler. Bir de baktılar ki, zahire bedeli olsun diye giderken yanlarında götürdükleri mallar çuvallarında duruyor. Buna karşılık yüklerinde hiç zahire yok!

Meğer Hz. Yusuf, onlara zahire vermemiş. Zahire bedeli olsun diye getirdikleri malları da yüklerine geri koymuş. Babalarının yanma dönüp de “ey babamız bize zahire verilmek istenmedi” dedikten sonra açtıkları yüklerinde giderken götürdükleri zahire bedelleri ile karşılaştılar. Hz. Yusuf, küçük kardeşlerini yanlarına alarak geri gelmeye mecbur olsunlar diye böyle yapmıştı. Bu, onların almak zorunda oldukları derslerden biri idi.

Her neyse. Hz. Yusuf’un kardeşleri, zahire bedellerinin geri çevrilmiş olmasını, kardeşlerinin yanlarına verilmesine ilişkin isteklerinin yerinde bir istek olduğunun, babalarından haksız bir istekte bulunmadıklarının delili olarak kullandılar. Okuyoruz:

“Dediler ki; `Ey babamız, senden yanlış bir şey istemiyoruz. İşte ödemiş olduğumuz bedel bize geri verilmiş.”

Arkasından ailelerinin erzak sağlamaya ilişkin hayati çıkarını özendirme unsuru olarak kullanıp babalarına baskı yapmaya girişiyorlar. Okuyoruz:

“Ailemize erzak getiririz.”

“Erzak” “yiyecek maddeleri” demektir. Bu arada kardeşlerine göz kulak olacaklarını, bunda kesin kararlı olduklarını, tekrar vurguluyorlar. Okuyoruz:

“Kardeşimizi koruruz.”

Ayrıca eğer kardeşleri yanlarında olursa bir deve yükü daha fazla zahire alacaklarını söyleyerek babalarını özendirmeye çalışıyorlar. Okuyoruz:

“Böylece bir deve yükü daha fazla zahiremiz olur.”

Kardeşleri yanlarında olduğu takdirde bunu elde etmeleri kolaydır. Okuyoruz:

“Bunu sağlamak kolay bir iştir.”

Hz. Yakub’un oğullarının “Böylece bir deve yükü daha fazla zahiremiz olur” şeklindeki sözlerinden anlıyoruz ki, Hz. Yusuf, adam başına -belli ağırlığı olan bir deve yükü erzak veriyordu, her müşteriye istediği kadar zahire satmıyordu. Bu da kıtlık yıllarının şartlarına uygun, yerinde bir politika idi. Böylece herkese erzak yetiştirebiliyordu.

Hz. Yakub, oğullarının teklifine istemeyerek “evet” dedi. Fakat oğlunu, kardeşlerinin ellerine teslim etmek için şöyle bir şart koştu:

“Babaları `Hep birlikte ölüm çemberine düşmeniz ihtimali dışında onu kesinlikle geri getireceğinize ilişkin bana Allah adına sağlam bir güvence, bağlayıcı bir söz vermedikçe onu sizinle birlikte göndermem.”

Yani Allah adına bağlayıcı bir yemin edeceksiniz ki, küçük kardeşinizi mutlaka bana geri getireceksiniz. Bu yemininizin geçersiz sayılabilmesi için hep birlikte bir çıkmazın ağına düşmeniz, oradan çıkmanın hiçbir yolunu bulamamanız, kardeşinizi savunmanızın hiçbir yarar sağlamayacağı bir belaya uğramanız gerekir. Ayetin o bölümünü bir kez daha okuyalım:

“Hep birlikte ölüm çemberine düşmedikçe…”

Bu cümlecik, “bütün çıkış yollarının yüzlerine kapanması” anlamına gelen kinayeli bir ifadedir. Hz. Yakub’un oğulları babalarının koştuğu bu yemin etme şartını yerine getiriyorlar. Devam ediyoruz:

“Oğullarının, istediği güvenceyi vermeleri üzerine dedi ki; `Bu söylediklerimize Allah vekildir.”

Böylece vurgulamayı ve pekiştirmeyi güçlendirmiş, katmerlendirmiş oluyordu.

Hz. Yakub istediği güvenceyi aldıktan sonra oğullarına, sevgili yavrusu ile birlikte çıkacakları bu yolculuk hakkında aklına gelen, içine doğan bazı öğütler vermeye girişiyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.