EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NUR SURESİ 36. ve 37. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
36- (Bu nur,) Allah’ın, onların yüceltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir;(68) onların içinde sabah akşam O’nu tesbih ederler.
37- (Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne de alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekâtı vermeten ‘tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.
AÇIKLAMA
68. Bazı müfessirler, “evleri, mescidler”; “yükseltme”yi de “mescidler yapma” ve onlara saygı duyma şeklinde anlamışlardır. Bazıları, evleri müminlerin evleri, yükseltmeyi de, manevî-ahlâkî statülerinin yükseltilmesi olarak tefsir etmişlerdir. “içlerinde isminin zikredilmesi” ifadesi, mescidlere işaret ediyor ve ilk yorumu destekler görünüyorsa da, daha derin bir bakış açısıyla, ikinci yorumu da aynı şekilde desteklediğini görürüz. Çünkü, İlâhî Kanun, ibadeti (ritüelleri) ancak bir din adamının önderliğinde ifa edilen ruhbanlı dinlerde olduğu gibi yalnızca mescidlere hasretmez. İslâm’da, her ev, mescid gibi ibadet yeridir ve her insan kendisinin ruhbanıdır. Ayrıca, bu sure, ev hayatına asalet ve kutsallık katıcı hükümleri ihtiva ettiği için de ilk yorumu reddedici hiçbir neden bulunmamakla birlikte, ikinci yorumun metne daha uygun düştüğünü hissediriz. Burada, hem mescidlerin, hem de müminlerin evlerinin kasdedildiğini söylemekte hiçbir sakınca yoktur.