HUKUKİ TEMEL KURALLARIN KAYNAĞI 2.BÖLÜM
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
BİRİNCİ ALTBAŞLIK
HADD SUÇLARINDA KANUNSUZ SUÇ VE CEZA YOKTUR
- BU KURALIN HADD SUÇLARINDAKİ ROLÜ
İslâm hukuku, hadd suçlarında kanunsuz suç ve ceza yoktur, kuralını titizlikle uygulamıştır. Söz konusu suçlara ilişkin hükümler incelenince, bu husus
açıkça kendisini gösterir.
Hadd suçları yedi tanedir:
1) Zina, 2) Zina iftirası, 3) İçki içmek, 4) Hırsızlık, 5) Yol kesme ve yağma,
6) Dinden dönmek, 7) Siyasî suç işlemek (Bağy ve isyân).
Zina suçu hakkında Hz.Allah (cc) şöyle buyurur: “Zinaya yaklaşmayın.”
(30), “Zina eden kadınla zina eden erkeklerden her birine yüzer değnek vurun… ”(31). Hz. Peygamber (as) şöyle buyurur: “Dininizin hükümlerini benden
alın; Allah, kadınlar için bir yol kıldı, bir hüküm koydu: Bekâr bekârla zina
ederse, her birine yüz değnek vurulur; sonra sürgün edilirler; evli evliyle zina
ederse her birine yüz değnek vurulur; sonra taşlanarak öldürülürler”(32). Bu hükümler, zinayı yasaklayarak suçluları sürgün, sopa ve taşlamayla cezalandırmıştır. Zina suçlarının hepsine konulan cezalar da bunlardan ibarettir.
Zina iftirası suçu hakkında, Allah (cc) “Namuslu ve hür kadınlara zina isnadıyla iftira atan, sonra bu hususta dört şahit getirmeyen kimselerin herbirine
de seksen değnek vurun. Onların ebedîyyen şahitliklerini kabul etmeyin. Onlar,
fâsıkların ta kendileridir.”(33) buyurur. Bu hüküm, zina iftirasını yasaklamakta, sopalama şeklindeki aslî ceza ile şahitlikte bulunmahakkından mahrumiyet
şeklindeki fer’i (talſ) cezayı tespit etmektedir. Zina iftirası suçu hakkında bu iki
cezadan başka da bir ceza yoktur.
İçki içme suçu hakkında Allah (cc) “… içki, kumar, tapmaya mahsus dikili
taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır, bunlardan kaçınin…”'(34) buyurur. Peygamber (as) şöyle buyurur: “Her sarhoş edici şey yasaktır.”(35), “Sarhoşluk veren şeyin azı da çoğu da yasaktır.”(36) Bu hükümler, içki ve sarhoşluk veren şeylerin içilmesinin yasaklığı konusunda kesindir.
Cezayı ise Hz. Peygamber (as) “o içene vurun”(37) hadisiyle açıklamıştır. Ancak Peygamber (as)’den ceza miktarını kesin olarak tayin ve tespit eylediği hususunda bir rivayet duyulmamıştır. Hz. Peygamber’den “içki içene kırk değnek
vurduğu”(38), “Vurulacak değnek sayısının tahdit edilmemiş olduğu”(39) rivayet edilmiştir. Hz.Ömer’in halifeliği zamanında sahabe zina iftirasında bulunana kıyasla, içki içene de seksen değnek vurulmasında icmâ etmişlerdir. Çünkü
içki içen, sarhoş olunca şuursuz konuşur, bilinçsiz konuşunca da iftira eder. Şu
halde ceza, Hz.Peygamber’in hadisi ve tatbikâtı, sahabenin de icmâı ile tespit
ve tayin olunmuştur. İslâm’ın kaynaklarından birisi sünnet olduğu gibi, bir digeri de sahabe icmâıdır. Yani sünnet ve icmâın ikisi birden cezayı gösteren hüküm yerini tutmaktadır.
Hırsızlık suçu hakkında Allah (cc) şöyle buyurur: “Erkek hırsızla kadın hırsızın o irtikâp ettiklerine bir karşılık ve ceza, ve Allah’dan, insanlara ibret verici bir ukůbet olmak üzere ellerini kesin.”(40). Bu hüküm, hırsızlığı yasaklamakta
ve cezasını göstermektedir.
Yol kesme ve yağma hususunda Allah (cc) şöyle buyuruyor; “Allah’a, Rasûlüne ve mü’minlere harb açanların, yer yüzünde yol kesmek suretiyle fesatçılığa koşanların cezası, ancak öldürülmeleri, ya asılmaları yahut sağ elleriyle so
ayaklarının çaprazvârî kesilmesi yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir.
Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır…”‘(41). Bu hüküm, eşkiyalığı, yeryüzünde fesatçılığa koşmayı yasaklamakta, bu suçlar için sürgün, el ve ayağı çaprazvârî
kesme, öldürme ve idam cezaları vermektedir.
Dinden dönme hususunda Allah (cc) şöyle buyurur; “Kim İslâm’dan başka
bir din ararsa, ondan bu din aslâ kabul olunmaz…”(42), “… İçinizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse onların, o gibilerin yaptığı iyi işler dünyada
da âhirette de boşa gitmiştir.” (43). Hz. Peygamber (as) de şöyle buyuruyor: “Kim
dinini değiştirirse onu öldürün.”(44). “Müslüman bir kişi ancak üç şeyden birisiyle öldürülebilir: Evli olarak zinâ yaparsa, birisini haksız yere öldürürse, müslüman topluluktan ayrılarak dinini terkederse.”(45). Bu hükümler dinden dönmeyi (riddeyi) yasaklamakta ve hakkında ölüm cezası vermektedir.
Siyâsî suç (bağy) konusunda Allah (cc), “Eğer mü’minlerden iki zümre birbiriyle döğüşürlerse aralarını bulup barıştırın. Eğer biri, diğerine karşı hâlâ tecavüz ediyorsa, siz o tecavüz edenle Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın… ”(46) buyurur. Hz. Peygamber (as) de şöyle buyurur: “Sizi birbirinizden
ayırmak isteyen ve idareniz aleyhine kışkırtan biri size gelir, o, bu hareketiyle
isyâna kalkışmanızı ve aranızın açılmasını ister. İşte o adamı öldürünüz.”(47),
“İleride şurada burada fena haller, fitne ve fesad zuhur edecektir. Birlik halindeki bu İslâm milletini ayırmak isteyen, kim olursa olsun onu kılıçla öldürünüz.”(48). Bu hükümler bir grubun, diğer bir gruba karşı haksız şekilde ayaklanmasını yasaklamaktadır. Ayaklanmanın cezası da, isyankâr grup ayaklanmadan vazgeçinceye kadar onlarla çarpışıp öldürmek şeklinde tespit edilmiştir.
Bunlar hadd suçlarıdır. Hepsinin yasaklandığına ve cezalarının nasıl olduğuna
dair hükümler vardır. İslâm, hadd suçları cezalarını takdirde hâkime hiçbir yetki ve serbestî tanımayacak şekilde bir titizlik göstermiştir. Hatta denilebilir ki,
bu suçların bazılarının, mahiyetleri itibarıyla cezalarının da iki taraflı yani asgarî ve azamî hadli olmaları muhtemelse de hüküm bakımından tek taraflı bir
tek cezadır. Bu bakımdan İslam, bu gibi suçlarda hâkime, cezayı azaltma veya
artırma yahut cezayı bir başka ceza ile değiştirme, infazını durdurma müsaadesi vermez. Suçun işlenişine veya suçlunun içerisinde bulunduğu şartlara bakarak, hadd suçlarının cezalarını tahfif veya ağırlaştırma yönünden hiçbir yetki
tanımamış olduğu gibi, infaz makamlarına da bu cezaları affetme hakkı tanimamıştır. Sonuç olarak bu cezalar, çeşit ve miktar bakımından mahdud, kendilerine dokunulamaz ve değiştirilemez mahiyettedir. Allah (cc)’ın hakkı olarak
takdir olunmuşlardır.
30) Kur’an, Isrå 32.
31) Kur’an, Núr 2.
32) Müslim, hudud 12, 14. Ebu Davud, hudud 23. Tirmizî, hudud 8. Ibn Mâce, hudud 7.
33) Kur’an, Nûr 4.
34) Kur’an, Mâide 90.
35) Buharî, vuzu 71. Müslim, eşribe 67. Ebu Davud, eşribe 5. Tirmizî, eșribe 2.
36) Ebu Davud, eşribe 5. Tirmizî, eşribe 3. Ibn Mâce, eşribe 10.
37) Ebu Davud, hudud 2.
38) Ebu Davud, hudud 35.
39) Ebu Davud, hudud 35.
40) Kur’an, Mâide 38.
41) Kur’an, Mâide 33.
42) Kur’an, Âl-i İmrân 85.
43) Kur’an, Bakara 217.
44) Muvatta, akdiyye 15.
45) Buharî, diyât 6. Müslim, kasame 25, 26.
46) Kur’an, Hucurât 9.
47) Müslim, imâre 60.
48) Müslim, imâre 59, 60. Ebu Davud, sünnet 7. Müsnedü Ahmed, c.4/261, 321, c.5/24.