SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA İBRAHİM SURESİ 44. ve 45. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
44- İnsanları, azapla yüzyüze gelecekleri gün konusunda uyar. O gün zalimler “Ey Rabbimiz, bizimle hesaplaşmayı yakın bir sürenin sonuna ertele de senin çağrına olumlu cevap verip, peygamberlere uyalım” derler. “Peki, vaktiyle sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize yemin edenler sizler değil miydiniz?”
45- Oysa daha önce kendilerine zulmetmiş olanların yurtlarında yaşadınız, onlara ne yaptığınızı açıkça öğrendiniz, size bu konuda çeşitß örnekler anlattık. “
Onları az önce değindiğimiz azapla karşılaşacakları konusunda uyar. O gün zalimler Allah’a yalvararak şöyle diyecekler:
“Ey Rabbimiz.”
Şimdi Rabbimiz diyorlar. Oysa daha önce onu inkâr ediyor, O’na birtakım eşler koşuyorlardı.
“Bizimle hesaplaşmayı yakın bir sürenin sonuna ertele de senin çağrına olumlu cevap verip, peygamberlere uyalım.”
Burada ayetlerin akışı üçüncü şahısın, ikinci şahsa yönelik hitap tarzına dönüşüyor. Sanki onlar ayakta dikilmiş bir şeyler istiyorlar. Ve sanki dünya, içindekilerle birlikte dürülmüş de biz şu anda ahiretteyiz gibi. Bakın işte hitap yüceler aleminden, doğrudan doğruya onlara yöneliyor. Dünya hayatında kaçırdıkları fırsattan dolayı onları azarlıyor, kınıyor, ne yapmış olduklarını hatırlatıyor.
“Vaktiyle sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize yemin edenler sizler değil miydiniz?”
Şimdi ne görüyorsunuz? Sonunuz geldi mi gelmedi mi? Siz bu sözünüzü söylediğinizde zalimler ve onların kaçınılmaz akıbeti için apaçık bir örnek niteliğinde olan geçmiş milletlerin izleri de gözleriniz önündeydi.
“Oysa daha önce kendilerine zulmetmiş olanların yurtlarında yaşadınız, onlara ne yaptığımızı açıkça öğrendiniz, size bu konuda çeşitli örnekler anlattık.”
Zalimlerin yurtlarını terkedilmiş vaziyette görmenize ve kendinizin de onların yerinde yaşadığınızı bilmenize rağmen, “Sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize” yemin etmenizdir garipsenen…
Bu azarlama ile birlikte sahne bitiyor. Ne olduklarını anlıyoruz artık. Dua ve yakarıştan sonra neler olup bittiğini kavrıyoruz.
Bu örnek günlük hayatta sürekli yenilenen ve her zaman yaşanabilen bir örnektir. Kendilerinden önce helak olmuş tağutların yerine kurulmuş ve belki de kendi elleri ile yok ettikleri bu tağutların yurtlarına yerleşmiş nice tağutlar vardır ki, buna rağmen azgınlaşır, zorbalık yaparlar. Önceki tağutları adım adım izlerler. Yaşadıkları yerlerdeki tarihi izler ve geçmişlere ilişkin tarihsel olaylar, her an gözlemlenebilen akıbetleri bunların vicdanlarını titretemez. Ama onlar da öncekilerin kötü sonlarına uğruyorlar, onlara katılıyorlar. Bir süre sonra onların da yurtları boş kalıyor.
İĞRENÇ KOMPLOLAR
Ayetlerin akışı o sahnenin perdesini indirdikten sonra, şu anki yaşayışlarına dikkat çekiyor, peygamber ve mü’minlere ne iğrenç komplolar düzenlediklerine, hayatın her alanında ne tür kötülükler tasarladıklarına değiniyor. Komploları ve hesapları ne kadar güçlü olursa olsun, onların da bu akıbete uğrayacaklarını vurgulayarak etrafa korku saçıyor: