sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

GÜNÜN AYET VE HADİSİ

GÜNÜN AYET VE HADİSİ
A+
A-

وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَيْلَنَٓا اِنَّا كُنَّا ظَالِمٖينَ

Andolsun, onlara Rabbinin azabından ‘bir ufak esinti’ dokunacak olsa hiç tartışmasız; ‘Eyvahlar bize, gerçekten bizler zulme sapanlarmışız’ diyecekler.

(Enbiya Suresi 46. Ayet)

GÜNÜN HADİSİ

50.-…Bize Mahmûd ibn Geylân tahdîs etti: Bize Ebû Ahmed tah­dîs etti: BizeSufyân es-Sevrî, Ebû İshâk’tan; o da el-Esved’den tahdîs etti ki, Abdullah ibn Mes’ûd (R) şöyle demiştir: Peygamber (S): “Fehel min muddekir” (ei-Kamer’de, altı kerre) şeklinde okudu [81].

19- Yüce Allah’ın Şu Kavli Babı:

“Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i gönderdik. Dedi ki:

*Ey kavmim, Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka hiçbir tanrınız yoktur. Size Rabb’inizden apaçık bir mu ‘cize gelmiştir. İşte size bir alâmet olmak üzere Allah’ın şu dişi devesi! Onu bırakın, Allah’ın arzında otlasın. Ona bir fenalıkla dokunmayın. Sonra sizi acıklı bir azâb yakalar. Düşünün ki, Allah sizi Âd’den sonra hükümdarlar yaptı. Yeryüzünde sizi yerleştirdi. Ovalarından köşkler yapıyor, dağlarından evler yontuyorsunuz. Artık hepiniz Allah’ın lutuflarını anın, yeryüzünde fesâdçılar olup taşkınlık yapmayın!’ Onun kavminden büyüklenen ileri gelenleri de kendilerince hor görülenlere, onların içinden îmân edenlere şöyle dediler:

‘Siz Salih’in gerçekten Rabb’i katından gönderilmiş bir peygamber olduğunu biliyor musunuz?’ Onlar da: ‘Biz*

dediler, ‘Doğrusu onunla ne gönderildiyse ona îmân edicileriz1. (Yine) o kibirlenen kimseler: ‘Biz, doğrusu o sizin îmân ettiğinizi inkâr ile kâfir olanlarız’ dediler. Derken o dişi deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler, Rabb’lerinin emrinden uzaklaşıp isyan ettiler ve: ‘Salih, eğer sen gönderilmiş peygamberlerden isen, bizi tehdîd edip durduğun azabı getir bize’ dediler. Bunun üzerine onları şiddetti bir sarsıntı tutuverdi de yurtlarında dizüstü çöken kimseler oldular. O da onlardan yüz çevirdi ve (kendi kendine) şöyle dedi: ‘Ey kavmim, and usun ki,     ben size Rabb’imin elçiliğini tebliğ etmişimdir. Size nasihat etmişimdir. Fakat siz nasîhatçileri sevmezsiniz ki” (ei-A’mf: 73-79)

el-Hıcr Sûresi’nde de bu vakıa özetlenerek verilmiştir: “And olsun ki, Ashabu Hıcr da peygamberleri tekzîb

etmişlerdir. Biz onlara âyetlerimizi vermiştik de bunlardan yüz çevirici idiler. Onlar dağlardan emîn evler yontup oyarlardı. Derken onları dahî sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi.

Binâenaleyh kazanageldikleri o şeyler kendilerinden (hiçbir azabı) def edemedi” (ei-Hıcn so-84).

“el-Hıcr”, Semûd kavminin oturduğu yerdir. Amma

“Horsun hıcrun” (ei-En’âm: 138) ta’bîrine gelince, bu “Haram ekin” demektir. Men’ edilmiş herşey “Hıcrun mahcürun”dur (ei-Furkaan: 22,53). “Ve’I-Hacru”, kurduğun her binadır ve Arz’dan onun üzerine men’ ettiğin şey

de “Hıcr”dır.

İşte Ka’be’nin Hatîm’i, bu kabilden “Hıcr” diye isimlendirildi. Sanki o “Mahtûm”dan, yânî “Kesilmiş” ta’bîrinden türemiştir; “Katîl”in “Maktûl”den olması gibi. Ve atların dişisine de “Hıcr” denilir; “Akl”a da “Hıcr” ve “Mıcen” denilir <ei-Fecr: 5). Amma Yemâme’nin “Hacr”ine gelince, o bir menzildir.

(KİTABU’L ENBİYA – BUHARİ – 50. HADİS)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.