SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 51. ve 55. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun
51- Allah “iki ilah edinmeyiniz, o tek bir ilahtır, yalnız benden korkunuz” dedi.
52- Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. İtaat mercii sürekli olarak hep O’dur. Siz Allah’dan başkasından mı korkuyorsunuz?
53- Yararlandığınız her nimet Allah’dandır. Sonra başınıza bir sıkıntı gelince yalnız O’na yalvarırsınız.
54- Arkasından sıkıntınızı giderince, içinizden bazıları hemen Rabblerine ortak koşarlar.
55- Böylece, kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük ederler. “Dünya nimetleri ile oyalanın bakalım, yakında gerçeği öğreneceksiniz. “
Yüce Allah insanların iki ilah edinmemelerini istemiştir. O sadece tek bir ilahtır. İkincisi yoktur O’nun. Buradaki ifade ve tekrar ile pekiştirme yöntemini kullanarak “iki ilah” kavramından sonra “iki” kavramını tekrarlamıştır. Yasaktan sonrâ bir de “ancak” kavramını kullanmıştır. “O ancak bir ilahtır” yasaktan ve “ancak”tan sonra bir “ancak” daha gelmektedir.
“Yalnız benden korkunuz.”
Benden başkasından değil. Eşsiz ve ortaksız olarak yalnız benden… Burada sakındırmayı iyice pekiştirmek için korku kelimesi kullanılıyor… Zira bu korku bütün bir inanç sistemi içinde köklü bir meseledir. Bu olmadan inançtan söz edilemez. Bu mesele insanın ruhunda gizli-kapaklı ve karışık hiçbir tarafı kalmadan tam, açık ve güzel bir biçimde yerleşmediği sürece inancın varolması beklenemez.
O sadece tek bir ilahtır. Aynı şekilde tek bir mülk sahibidir: “Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur.”
Boyun eğilen tek varlıktır…
“İtaat mercii sürekli olarak hep O’dur.”
(Din olgusunun ortaya çıkışından bu yana sürekliliğini sürdüren din O’nun dinidir. O’nun dininden başka din yoktur.) Nimet veren, nimet sahibi sadece O’dur:
“Yararlandığınız her nimet Allah’dandır.”
Zorluk ve sıkıntı anında fıtratınız O’na yönelir. Bu arada müşrikliğin ve puta tapıcılığın kuruntularını reddeder, ortaksız olarak sadece O’na yönelir:
“Sonra başınıza bir sıkıntı gelince yalnız O’na yalvarırsınız.”
İçinde bulunduğunuz halde sizi kurtarması için O’ndan yardım istersiniz. Böylece noksan sıfatlardan uzak ve ulu Allah, ilahlık, sahiplik, egemenlik, yöneliş ve nimet vermede eşsiz bir varlık olarak kabul edilmiş olur. Sıkıntıya düştüğünde ve şirkin tortularından kurtulduğunda insan fıtratı bu olguların herbirini teker teker doğrulamaktadır… Buna rağmen insanlardan bir kesim, sıkıntı anında Allah’ı birlemesine rağmen bu korkunç felaketi atlattığında Allah’a ortak koşabilmektedir! Allah’ın kendilerine verdiği nimeti inkâra kalkışmaktadır. Göstermiş olduğu doğru yolu bir kenara itmektedir… Öyleyse onlar bu kısa dönemlik yararlanmadan sonra başlarına nelerin geleceğine baksınlar:
“Dünya nimetleri ile oyalanın bakalım, yakında gerçeği öğreneceksiniz.”
Buradaki ayetin sergilediği örnek insanlığın her zaman karşılaştığı bir örnektir.
“Sonra başınıza bir sıkıntı gelince yalnız O’na yalvarırsınız. Arkasından sıkıntınızı giderince içinizden bazıları hemen Rabblerine ortak koşarlar.”
Dara düştüğünde kalpler Allah’a yönelir. Doğal yaratılışları gereği olarak, bu sırada Allah’dan başka kurtarıcıları olmadığını hissederler. Rahatlayınca ise, nimet ve varlık içinde eğlenmeye başlarlar. Allah ile bağını zayıflatır. Çeşit çeşit sapıklıklara dalar. Bu sapıklık şirk şeklinde ortaya çıkabildiği gibi, değişik şekillerde de meydana çıkabilir. Birtakım değerlerin veya rejimlerin tanrılaştırılması gibi… İsterse bunlara ilah adı verilmesin farketmez.
Fıtratın sapıklığı ve bozukluğu daha da ileri gidebilir. Bu durumda insanların bir kesimi sıkıntı zamanlarında bile Allah’a sığınmaz. Birtakım yaratıklarına sığınır. Yardım, kurtarma ve kurtuluş için onları çağırırlar. Delil olarak da: “Bunların Allah katında bir makam veya derece sahibidirler” yaklaşımını ileri sürerler. Bazan da başka deliller ileri sürerler. Kendilerini hastalık, sıkıntı veya beladan kurtarmaları için velileri çağıranlar gibi… Bunlar sapıklık açısından Kur’an’ın kendilerine şu gördüğümüz örneği sunduğu cahiliye müşriklerinden daha sapıktır! ,