BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Alemlerin Rabbine, Selamda bütün doğru olanların ve doğruluktan ayrılmayanların üzerine olsun İnşallah.
‘’Ey İman edenler Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin (Ahzab Suresi 70. Ayet)
İslam dinin getirdiği ölçüler insanın kalbini temiz hale getirir. Dünyaya dalmış ruhunu temizse yaratanın razı olacağı bir yaşantıya çevirir. Bu sebeple bize sunulmuş olan bu ilkeleri benimsemeli hayat düsturu haline getirmeliyiz. Bu düsturlardan biride doğruluktur. Doğruluk yalancılığın zıddıdır. Doğruluktan kasıt söz söylemede, söz vermede, yaşantıda, iş hayatında, aile hayatında doğru olmak yalancılıktan beri olmaktır. Peygamber efendimiz biz hadislerinde şöyle buyurmaktadır. ‘Şüphesizki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilikte cennete iletir. Kişi doğru söylye söyleyte Allah katında sıddık diye kaydedilir. Yalancılık yoldan çıkmaya sürükler. Fucurdan cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı diye yazılır. Doğruluk ne kadar önemli ise doğru insanlarla beraber olmakta o kadar önemlidir. Yaşam yalnız başına geçirilebilecek farzda yaratılmamıştır. Birliktelik kaçınılmazdır. Bu birlikteliklerin en güzel şekilde devam edebilmesinin yolu ise doğruluktur. Allah (c.c) Kur’anı Kerimde şöyle emretmektedir. ‘Ey inananlar; Allah’a karşı saygılı olun özü sözü doğru olanlarla beraber olsun. (Tevbe 119)
O halde seninle beraber Tevbe edenlerle bilikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol ! Aşırıda gitmeyin, çünkü o sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir. ( Hud 112)
Doğruluğu hayat haline getirmiş olanlar için nice müjdeler vardır. Kur’anda bu müjdeler şöyle bildirilmektedir. ‘’Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır deyip sonra dosdoğru yoldan yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara korkmayın, üzülmeyin size vaadolunan cennetle sevinin derler. (Fussilet 30)
Allah şöyle buyuracaktır. Bu doğrulara, doğrulukların fayda vereceği gündür. Onlara içinde ebedi kalacakları zemininde ırmakla akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur. Onlarda O’ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur. (Maide 119)
Doğruluk ve dürüstlük İslam ahlak anlayışında imandan sonra gelen en önemli bir erdemdir. Doğruluk insanların kendi arzularına veya kendi çıkarlarına göre olmaz. Doğruluk Allah’ın koyduğu ölçülere göre yaşamakla olur. Doğruluk hem dünya hemde ahiret için vazgeçilmez 2 ilkedir. Doğruluğun yeri kalp’dir. İyi niyetli ihlaslı samimi olan insanın inancıda sağlamdır. Niyeti ve inancı bozuk insanın sözleri ve işleride olur. Bu sebeble insan önce doğru bir inanca sahip olmalı sonra bu inancını söz ve davranışlarına yansıtmalıdır. Doğrulukta Peygamberler bize örnektirler. Allah (C.c) şöyle buyuruyor: ‘’ Kur’anda İbrahimi an. Şüphesizki o sıddık bir Peygamberdir.’’ Buyurmuştur. (Meryem 41)
Daima doğruluğu araştırın, doğrulukta helakınızı görseniz bile. Zira doğrulukta kurtuluş vardır. Yalandan kaçının yalanda kurtuluşu görseniz bile zira yalanda helak vardır.
Allah’ın bize verdiği en büyük nimetlerden biride lisandır. İnsan bu nimeti Allah’ın yasak ettiği şeylerde, yalanda dolanda kullanırsa o büyük nimeti tapmak olur ki bu en büyük nankörlüktür. Birgün Hz. Peygambere bir adam gelerek ya Rasulullah ben Müslüman olmak istiyorum. Fakat İslamın yasakladığı bir çok kötü huylarım var, vazgeçemiyorum dedi. Hz Peygamber; Benim hatırım için yalanı bırak bundan sonra yalan söyleme buyurdu. Adam bu teklifi kabul etti, İslamı kabul etti, İmanla şereflendi. İçki, kumar, zina v.b kötülüklere alışkın olan adam düşündü. Ben şimdi yalanı bıraktım. Neye mal olursa olsun yalan söylemeyeceğim. Şimdi içki içip, kumar oynayıp, zina yapsam yarın Hz. Peygamber bana sorsa ne cevap vereceğim? Yalan söylemeyeceğime göre evet demeye utanmazmıyım. Adam bu şekilde düşünerek bütün kötü huylarından vazgeçti.
Görüldüğü gibi doğruluk insanı selamete ulaştırır. Bunun için Hz. Peygamber şöyle buyurur; ‘’gerçek mümin asla yalan söylemez.’’
Rabbim dilimizi, özümüzü, kalbimizi, doğrulardan eylesin İnşallah (AMİN)