EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NEML SURESİ 81. ve 84. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun
81- Ve sen, körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici de değilsin;(99) sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte müslüman olanlar bunlardır.
82- O söz, kendi başlarına geldiği zaman,(100) onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.(101)
83- Ve her ümmetten ayetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplayacağımız gün, artık onlar ‘tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar.’
84- Nihayet geldikleri zaman, (Allah) der ki: “Siz benim ayetlerimi, bilgi bakımından kavramadığınız halde(102) yalanladınız mı? Yoksa ne yapıyordunuz?”
AÇIKLAMA
99. Yani, “Onları zorla doğru yola getirmek ve bu yolda yürümelerini sağlamak senin işin değildir. Sen onlara sadece tebliğ edebilir ve bu yolun doğru, kendilerinin takip etmekte oldukları yolun ise yanlış olduğunu örneklerle anlatabilirsin. Ama gözlerini kapamış ve kesinlikle hiçbir şey görme arzusunda olmayan birine sen nasıl doğru yolu gösterebilirsin.?”
100. Yani, “(…) onlara vadedilmekte olan kıyamet yaklaştığı zaman.”
101. İbn Ömer’e göre bu hadise, dünyada iyiliği emreden ve kötülüklerden sakındıran hiçbir fert kalmadığı zaman vuku bulacaktır. İbn Merduye’nin Ebu Said el-Hudrî’den rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif’e göre, aynı şeyi bizzat Hz. Peygamber’in kendisinden Ebu Said’de duydu.
Bu da insan başkalarını iyilik yapmaya teşvik ve kötülük yapmaktan men (emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l-münker) vazifesini terketiği zaman Allah’ın, kıyametin hemen öncesinde son ihtar vazifesini görmek üzere bir ‘Dabbe’ meydana çıkaracağını gösterir. Maamafih onun bir hayvan mı, yoksa bütün yeryüzünü istila edecek bir hayvan türü mü olduğu hususu açık değildir. “Dabbet’en mine’l-ard” kelimeleri her iki mânâya gelebilir. Her iki durumda anlam şöyle olacaktır: “İnsanlar, kıyametin anlatıldığı ayetlerimize inanmadılar. Sözkonusu kıyamet şimdi gelmek üzeredir; Allah’ın verdiği haberin doğru olduğunu şimdi herkes anlasın.” “İnsanlar bizim ayetlerimize inanmadı” cümlesi, ya o hayvanın kendi konuşmasının bir parçasıdır, ya da Allah’ın, onun konuşmasından hikaye ettiği bir cümledir. Şayet, bunlar onun sözleriyse ‘bizim’ sözcüğü, bir hükümet sözcüsünün yaptığı konuşmayı, kendi namına değil, hükümet adına konuştuğunu ifade eden tarzda anlaşılacak demektir. İkinci şıkta, “Dabbe”nin sözlerini Allah hikaye etmekte olduğu için, “Bizim Vahiylerimiz” ibaresini Allah (c.c) hakîki mânâsında kullanmış demektir. Bu hayvanın ortaya çıkış ve durumuna gelince, Hz. Peygamber (s.a) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Güneş batıdan doğacak ve ‘Dabbe’ gün aydınlığında ansızın zuhur edecek. Bu alâmetlerden hangisi önce belirirse, ötekisi onu çok kısa bir zaman sonra takip edecektir.” (Müslim) . Müslim, İbn-i Mace, Tirmizî, Müsned-i Ahmed gibi hadis kitaplarında, daha başka rivayetlerde Hz. Peygamber (s.a.) , “Deccal”in zuhuru, “Dabbe”nin ortaya çıkışı, heryeri kaplayan bir duman ve güneşin batıdan doğuşu şeklinde alametlerin birbirini takip edeceğini haber vermiştir.
‘Dabbe’nin yapısı, genel görünüşü, ortaya çıkacağı yer ve diğer ayrıntılara gelince, bu konuda, sadece teşevvüşe sevkeden ve Kur’an’da bu meselenin anlatılmış olduğu konu ile de ilgisi olmayan ve birbiriyle de tearuz eden bazı hadisler rivayet edilmiştir.
‘Dabbe’nin insanlarla konuşma hususuna gelince, bu, istediği herhangi bir şeye konuşma gücünü veren Allah’ın kudreti hakkında bir delildir. O, bu gücü, kıyametten önce tek bir hayvana verecek, fakat kıyametten sonra bu yeteneği daha başka varlıklara da ihsan edecektir. Mesela, insanın her uzvu -gözü, kulağı, hatta derisi bile- yüksek sesle konuşacak ve Fussilet Suresinin 20. ve 21. ayetlerinde açıkça ifade edildiği gibi, Cenab-ı Hakk’ın mahkemesinde şahitlik edeceklerdir: “Oraya varınca kulakları, gözleri, derileri işledikleri şeylere karşı aleyhte şahitlik edeceklerdir. Derilerine; niye aleyhimizde şahitlik ettiniz? diyecekler, onlar da; “Herşeyi konuşturan Allah (c.c) bizi de konuşturdu. ilk önce, sizi O yarattı. Sonra da yine O’na döndürüleceksiniz.” (diye cevap verecekler.) ”
102. Yani “Siz benim ayetlerimi, asılsız olduğunu ispat edebilecek herhangi bir bilimsel araştırma verilerine dayanarak inkar etmiş değilsiniz, aksine sağlam hiçbir sebep göstermeden inkar ettiniz.”