sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun El-Fettâh Sıfatı

Allah(cc)’nun El-Fettâh Sıfatı

Fettah: kökünden gelen yine ism-i fail sığasında bir kelime olup esma-i ef’al olmakla beraber Yüce Allah’ın bir sıfatıdır. Kelime olarak; açmak, hükmetmek, aralarını ayırmak ve ele geçirmek gibi manalara gelir.

Yüce Allah’ın sıfatı olarak el-Fettah; zorlukları aşan ve kolaylaştıran manasına gelmektedir. Kelimenin mastan “feth” tir. Feth ise kapalı olan bir şeyi açmak manasına gelmektedir. Bu kelime Fettah ismi şerifyle Kur’an-ı Kerimde bir yerde geçip aynı kökten gelen muhtelif sığalardan ise yedi yerde geçmektedir. Bunların hepsi de Yüce Allah’ın Fettah ismiyle alakalıdır. Bu hususta bir ayet-i kerime okuyalım.

قَالَ الْمَلأُ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُواْ مِن قَوْمِهِ لَنُخْرِجَنَّكَ يَا شُعَيْبُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَكَ مِن قَرْيَتِنَا أَوْ لَتَعُودُنَّ فِي مِلَّتِنَا قَالَ أَوَلَوْ كُنَّا كَارِهِينَ

قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُم بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللّهُ مِنْهَا وَمَا يَكُونُ لَنَا أَن نَّعُودَ فِيهَا إِلاَّ أَن يَشَاء اللّهُ رَبُّنَا وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا عَلَى اللّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ

Şuayb’ın kavminden iman etmeyi kibirlerine yediremiyen ileri gelenler: “- Ya Şuayb; Seni ve beraberindeki iman edenleri muhakkak memleketimizden çıkaracağız veyahut bizim dinimize döneceksiniz.” dediler. Şuayb şöyle dedi: “- dininizi, istemediğimiz ve hoşlanmadığımız halde mi, (bizi geri çevireceksiniz?) Doğrusu Allah bizi dininizden kurtarmışken, sizin milletinize (dininize) dönecek olursak, bir yalan uydurarak Allah’a iftira etmiş oluruz demektir. Dininize dönmemiz, bizim için mümkün değil, meğerki Rabbimiz olan Allah dilemiş olsun. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz, yalnız Allah’a güvenmişiz. Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında sen hak olanı hükmet. Sen hüküm verenlerin en hayırlısısın.”( Araf Suresi: 88-89)

 

Bu ayet-i Kerime’de Allahu Teala (cc)’ya izafe edilen “el­Fettah” ismi hem fiil olarak hem de sıfat olarak isnad edilmiştir. Şuayb (as) Allahu Teala (cc)’dan kavmi ile kendisi arasını “bak” ile açmasını talep etmektedir ve sonra da Allahu Teala (cc)’nın en hayırlı “fethedici” olduğunu ifade etmektedir. Allahu Teala (cc) dünyada bile hak ile batılın birbirine karıştırılmasına müsaade etmez. Bir coğrafya da Allahu Teala (cc)’nın hükümleri dışarısında kanunlar egemen ise Allahu Teala (cc) Şer’iatını egemen kılmak isteyen Müslümanlara yardımcı olacaktır. Allah ( c.c) yeryüzünde hakim olsun diye kendi Şer’iat’ını peygamberleri vasıtasıyla insanlara nazil kılmıştır. O halde şeriatlerin nazil oluş sebebi yeryüzünde insanlar üzerinde hakim olarak icra edilmesidir. Şeriatın hükmetmiş olduğu yerlere feth edilmiş yerler denir. Beşeri ideolojilerin tahakküm ettiği yerlere de istila veya işgal edilmiş yerler denir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerime’de fetihden bahsetmektedir. Bu fetih Allah (c.c)’ın izniyle bir memlekette küfrün yıkılıp yerine İslam nizamının hakim olmasıdır.

Hudeybiye Muahadesi’nin dönüşünde Fetih Suresinin ayetleri nazil olmaya başlamıştır. Bu ayetlerden ilk olarak anlaşılan yakın fetih Hudeybiye’nin bir fetih anlaşmasına dönüşmesi yani Mekke’nin fethinin müjdesidir. Bu ayet-i kerimeyi okuyalım.

 

لِيَغْفِرَ لَكَ اللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًا

Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki, (bu yüzden) Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlayıp üzerindeki nimetini, (dinin yücelmesini) tamamlayacak ve seni dosdoğru bir yolda sabit kılacaktır;( Fetih Suresi: 1-2)

Bilindiği gibi bütün beşeri ideolojilerle yönetilen rejimler totaliter ve otoriter özelliklere sahiptir. Beşeri sistemler varoluşları açısından batıl ve haksızlık üzerine kurulmuşlardır. Zira Allah’ın hükümlerinin dışındaki bütün sistemler ve kanunlarda mutlaka fısk, zulum ve küfür mevcuttur. Adalet nizamı ancak Yüce Allah’ın nizamıdır. Bu hak, yetki, bilgi ve fetih de ancak Yüce Allah’ındır. Yerlerin ve göklerin mülkü Allahu Teala (cc)’nındır. Hiç kimsenin yeryüzünde İslam’a rağmen ve muhalif olarak kanun icad etmeye hakkı yoktur. Bu nitelikteki bütün rejimler ve devletler “tağuti” bir mahiyet arz etmektedir. Tağuti Devletler sadece ve sadece Allahu Teala (cc)’ya iman edilmesini ve ibadetin siyasi ve içtimai manalarda ve alanlarda O’na tahsis edilmesini istemezler. Kendi resmi ideolojilerinin aksine düşünen Müslümanları çeşit çeşit işkencelere muhatap kılarlar. Zira beşeri sistemlerde hakimiyet ( egemenlik) milletin veya milletten bir zümrenin ya da bir şahsındır. İslam’ da ise hakimiyet kayıtsız ve şartsız Allahu Teala (c.c)’nındır. Çatışmanın sebebi de bu noktadır. Müslümanlara, ne kadar baskı olursa olsun tağuti ve müşrik devletlerin hiçbir zerresine meşruiyet vermezler. Onların meclislerini, silahlı otoritelerini ve eğitim kurumlarını kat’i olarak reddederler. Zira Müslümanlar her daim Allahu Teala (c.c)’nın yanında olan Hizb’ullah’tır. O Hizbullah sözde yada örgütte değil hakikatte Allah taraftarları demektir. Kafirler ise tağuti devletlerin peşinde giden Hizb’uşeytan sürüleridirler.

Allahu Teala ( c.c) Hizb ‘ullah ile Hizb ‘uşeytan arasını “el­Fettah” sıfatı ile ayırır ve Hizb’uşeytan-ı yok eder. Yeter ki Allah’ın yanında olanlar baskılara aldırmayıp tağuti güçlere taviz vermesinler. Allahu Teala (c.c) Müslümanlara zaferler kazandırmaya kadirdir.

Yüce Allah’ın Fettah ismi şerifinin tecelliyatına hayırlarla mazhar olmak için şüphesiz Mü’minlerin Allah (c.c)’a dua etmeleri kulluk görevlerindendir. Bizzat Yüce Allah’ın en has ve örnek kulu efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) bu ism-i şerif ile şöylece dua etmiştir.

 

          Fatıma Bintu’l-Hüseyin         İbni Ali, büyükannesi  Fütımatu’f-Kübra (radıyallahu anha)’dan naklen anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalatu vesselam) mescide girdiği zaman Muhammed (aleyhissalatu vesselam)’e salat (dua) okur, sonra da: “Rabbim! Günahımı affet, rahmet kapılarını bana aç” derdi, Çıkarken de yine Muhammed (aleyhissalatu vesselam)’e salat okur, sonra da: “Rabbim! Günahımı affet, lütuf kapılarını benim için aç” derdi. “( Tirmizi, Salat 234)

 

Kullarına rızk kapılarını, nimet kapılarını ve bütün hayır kapılarını da açan Fettah olan Allah (c.c)’dır. Beldelerin ve ülkelerin kapılarını açan Fettah olan Allah (c.c)’dır. Mü’min kullarına cennetin yollarını ve kapılarını açan da Allah (c.c)’dır. Mutlak surette Fettah ismi ancak Allah (c.c)’a aittir. Kullara ise ancak bu kelimenin iştikakından isim veya sıfatlar verilebilir. Fettah ismi ile ancak Abdulfettah şekilinde bir izafet terkibi ile tesmiye olunur.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.