sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

NEREDEN BAŞLANMALI

A+
A-

Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (cc.)’a mahsustur.

Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetînce sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)ya, a’line, ashabına ve onun yolunu izlemeye çalışan ümmetin üzerine olsun.

 

Allah (azze ve celle) yeryüzün de yarattığı ilk insan ve ilk peygamber Adem (as) dır. Son peygamber olarak da hz. Muhammed (sav)’i yaratmış ve görevlendirmiştir. Bu iki peygamber arasında da nice peygamberler gelip geçmiştir. Gönderilen resullerin ve nebilerin, gelen vahiy ile davete nereden başladıkları malumdur. Onlara malum olan bu bilgi maalesef bu ümmetin çoğunluğu için meçhuldür. Meçhul olandan bu bilinmezliği gidermek, biz Müslümanlar için ne büyük bir nimettir.

 

İnsanların İslâm risaletiyle tanıştıkları ilk gündeki başlangıç noktası neyse, şu andaki -başlangıç noktası da odur. Bu da yeryüzünün herhangi bir bölgesinde hak dini benimseyip, “La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah (Allah’dan başka ibadete layık ilah yoktur ve Muhammed Allah’ın Rasulüdür)” şahidliğini getirecek insanların bulunmasıdır.

 

Tabi ki bu şahitlik, papağan misali dilde dolaşan bir şahitlik değildir. Önce mananın anlaşılması, kalplerde inanç olarak yerleşmesi ve bu inancın hayat içerisinde amellere yansımasıdır. (Bakara 138 dip not bak.)

 

Bu sözü önce biz anlamalıyız, önce biz inanmalıyız, önce biz yaşamalıyız. Sonra birilerini bu şahidliğe davet etmeliyiz. Anlamadan anlatmamalı, inanmadan savunmamalı, yaşamadan davet edilmemeli. Zaten bu şekilde ki davetler olumlu değil, genelde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.

Bu yüzden öncelikle hak dinin benimsenmesi sonra “La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah ” şahidliğini getirecek insanların bulunması için mücadele edilmesi gerekmektedir.

 

Hak dinin benimsenmesi ne demek?

Bu soruya doğru cevabı verebilmek için öncelikle Hakk’ı bilmek gerekir. Hakk, Allah (cc)’dur. Allah (cc)’dan gelendir. (Aliimran 60 dip not bak.) Allah (cc)’dan gelen vahyin hayata yansıyan yönüdür. Din bir yaşam tarzıdır. Bu dine hak din olarak İslam adı verilmiştir. Kim İslam’dan başka bir din (yaşantı tarzı) ararsa bu ondan reddolunur. (Aliimran 85 dip not bak.) Allah (cc)’dan gelen dini önce bileceğiz (en azından temel hatlarıyla), sonra benimseyeceğiz.

 

Evet, Hakk dinin benimsenmesi; hayatın her alanının dine göre şekillenmesi demektir. Düşüncelerimiz, fikirlerimiz, hedef ve gayelerimiz, dertlerimiz, öfkemiz, sevinçlerimiz, üzüntü ve kederlerimiz kısacası her şeyimizin İslam’a göre olmasıdır.

 

Düşüncelerimiz ve fikirlerimiz İslam’ın daha çok yaşanması için olmalı, hedef ve gayelerimiz Rasulullah (sav) ile aynı olmalı, dertlerimiz İslam’ın hakimiyyeti olmalı, Allah (cc)’un öfkelendiği şeylere bizler de öfkelenmeli, sevdiğimiz şeyleri de Allah (cc) sevdiği için sevmeliyiz. Tek üzüntümüz ve tasamız günahlarımız olmalıdır. Dünyalık olarak kaybettiğimiz şeylerden daha çok boşa geçen zamanlarımıza ve Kur’an ve Sünnet’e uymayan amellerimize üzülmeliyiz.

 

Hakk olan din benimsenmeden “La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah” sözünün doğru bir şahidliği maalesef yapılamamaktadır.

 

Ailemizi benimsediğimiz gibi dinimizi benimseyebildik mi? İşimizi, evimizi, arabamızı kısacası dünya da bize ait olan bir çok şeyi benimsediğimiz gibi dinimizi benimseyebildik mi?

Benimsediğimiz her şey hakkında bir çok bilgimiz var. Peki dinimiz hakkında ne kadar doğru bilgi sahibiyiz? İşte bu dinimize ne kadar önem verdiğimizi ve dinimizi ne kadar benimsediğimizi ortaya koymaktadır.

Rabbim bizlere bu dini en güzel şekilde benimseyip, yeryüzünde “La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah” şahidliğini yerine getirecek insanlardan olabilmeyi nasip etsin.

 

BAKARA 138: “Biz, Allah’ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz” (deyin).

ALİ İMRAN 60: Hak Rabbindendir. O hâlde, sakın şüphe edenlerden olma.

ALİ İMRAN 85: Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.