sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA İSRA SURESİ 100. ve 104. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA İSRA SURESİ 100. ve 104. AYETLER
08.11.2021
659
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

İNSANIN CİMRİLİĞİ

100- Onlara de ki; “Rabbimin rahmet hazineleri sizin elinizde olsa, bu hazineler tükenir kaygısı ile kimseye bir şey vermezdiniz. Zaten insan son derece cimridir. “

Böylece, cimriliğin .en aşırısı tasvir edilmiş oluyor. Zira Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatacak genişliktedir. Azalmasından ve tükenmesinden korkulmaz. Fakat bu insanların gönüllerine giren cimrilik, bu rahmeti engellemeye ve onunla cimrilik yapmaya itecektir. Tabii ki, onun bekçileri oldukları zaman…

MUCİZELER VE DONUK KALPLER

101- Biz Musa’ya dokuz somut mucize verdik. Sor İsrailoğulları’na istersen. Musa onlara peygamber olarak geldiğinde, Firavun kendisine “Ya Musa, benim görüşüme göre sen büyülenmişsin ” dedi.

102- Musa ona dedi ki; “Bu mucizelerin, getirdiğimiz ilahi mesajın gerçek olduğunu gösteren kanıtlar olarak yerin ve göklerin Rabbi tarafından gönderildiklerini kesin biliyorsun. Ey Firavun, bana göre sen mahvolmaya aday oluyorsun. “

103- Firavun İsrailoğulları’nı yurtlarından sürmek istedi, biz onu yanındakiler ile birlikte denizde boğuverdik.

104- Onun ardından İsrailoğulları’na “Bu ülkede oturunuz. Ahiret günü gelince sizleri hep birlikte mahşerde biraraya getiririz” dedik.

Hz. Musa’nın ve İsrailoğulları’nın kıssasının bu bölümünde surenin akışı, surenin başında sözü edilen Mescid-i Aksa ve yine baş tarafta ele alınan İsrailoğulları ve Hz. Musa kıssası ile tam bir uyum sağlamaktadır. Bunun ardından ahiret hatırlatılıyor ve Firavun’un ve toplumunun getirilişi ele alınıyor. Zira surenin akışı içinde yakında bir kıyamet sahnesi yeralmış ve bu sahnede canlandırılan dirilişi yalanlayanların akıbetlerine dikkat çekilmişti.

Burada sözü edilen dokuz mucize ise: 1- Hz. Musa’nın beyaz eli, 2- Asası, 3- Yüce Allah’ın Firavun ve toplumunun başına verdiği kıtlık, 4- Verimin azalması, 5- Tufan, 6- Çekirge, 7- Tahıl güvesi,, 8- Kurbağa ve 9- Kan’dır…

“İstersen İsrailoğulları’na sor. Musa’nın dönemini.”

Çünkü onlar Hz. Musa ile Firavun arasında geçen olaylara tanık olmuşlardı.

“Firavun ona “Ey Musa, bana göre sen büyülenmişsin” dedi.

Doğru söz, Allah’ın birliği, zulmü, azgınlığı ‘ve işkenceyi bırakmaya çağrıda bulunma, tağutların geleneğinde ancak büyülenmiş ne dediğini bilmeyen insanların taktiğidir. Firavun gibi azgın tağutlar bu gerçekleri düşünemezler, akli dengesi yerinde bulunan bir insanın mevcut şartlara baş kaldırıp onları eleştireceğine akıl erdiremezler!

Musa’ya gelince, o kendisine verilen parlak ve açık gerçek ile kuvvetlidir. Allah’ın kendisine yardım edeceğine ve zorba tağutları cezalandıracağına güveni tamdır:

“Musa ona dedi ki; “Bu mucizelerin, getirdiğim ilahi mésajın gerçek olduğunu gösteren kanıtlar olarak yerin ve göklerin Rabbi tarafından gönderildiklerini kesin biliyorsun. Ey Firavun benim görüşüme göre sen mahvolmaya adaysın.”

Allah’dan başka hiç kimsenin bu harika olaylara gücünün yetmeyeceğini bildiğin halde, Allah’ın ayetlerini yalanlamanın cezası olarak yıkılacak, yok olacaksın. Çünkü bu mucizeler apaçık ortada, apaydınlık ve gözler önünde olgulardır. Sanki bunlar gerçekleri aydınlatıp ortaya koyan gözlerdir.

Bu durumda azgın tağut, kaba gücüne sığınıyor. Onları yurtlarından söküp atmaya ve yoketmeye karar veriyor.

“Onları yurtlarından sürgün etmek istedi.”

İşte azgın tağutlar gerçek sözü bu şekilde karşılamayı düşünürler.

İşte böylece azgın iktidarlara karşı Allah’ın sözü gerçekleşmiş olur. Zalimlerin yokedişine ve sabreden ezilenlerin onlara mirascı kılınmasına ilişkin yasası yürürlüğe girer:

“Biz de Firavun’u beraberindekilerle birlikte denizde boğdurduk. Onun ardından İsrailoğulları’na “Bu ülkede oturunuz, ahiret günü gelince, sizleri hep birlikte mahşerde biraraya getiririz” dedik.

İşte ayetleri -mucizeleri- yalanlamanın akıbeti böyle oldu. Yine işte bu şekilde Allah yeryüzünü ezilenlere miras olarak verdi. Orada onları kendi eylemleri ve yaşayışları ile başbaşa bıraktı. Daha önce surenin başında onların akıbetlerinin nasıl olduğunu görmüştük. Burada ise onların ve düşmanlarının durumları ahiretteki mahkemeye havale ediliyor:

“Ahiret günü gelince sizleri mahşerde hep birlikte biraraya getiririz.”

HAYATI KUŞATAN MUCİZE

Bunlar harikalardan, mucizelerden bazı örneklerdir. Yalanlayıcıların onları nasıl karşıladıklarını ve Allah’ın yasasının yalanlayıcıları ne biçimde cezalandırdığını açıklamaktadır. Kur’an ise, sürekli bir mucize olsun diye Hak ile indirilmiştir. Uzun zaman dilimi içinde yavaş yavaş okunsun diye bölüm bölüm indirilmiştir

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.