sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA LOKMAN SURESİ 13. ve 14. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA LOKMAN SURESİ 13. ve 14. AYETLER
17.11.2021
705
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

13- Hani Lokman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; “Ey oğlum, Allah’a şirk koşma.(20) Hiç şüphe yok şirk, gerçekten büyük bir zulümdür.”(21)
14- Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik.(22) Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması da, iki yıl içindedir.(23) “Hem bana, hem de anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.”

AÇIKLAMA

20. Lokman’ın hikmetinden aktarılan bu kısmî öğüt burada iki sebeble zikredilmektedir: a) O bu öğüdü oğluna verdi ve herkes bilir ki hiçkimse kendi öz oğluna karşı samimiyetsiz olamaz. Bir kimse başkalarını aldatabilir. Onlara iki yüzlü davranabilir fakat hiç kimse en aşağılık biri bile olsa kendi öz çocuklarını aldatmaya yanıltmaya çalışmaz. Dolayısıyla Lokman’ın oğluna şu öğüdü gerçeğin apaçık bir delili olmaktadır. Onun gözünde şirk gerçekten en iğrenç günahtı ve sadece bu sebepten oğluna ilk defa bu zulümden uzak durmayı tavsiye etmişti. b) Bu öğüdün anlatılmasının ikinci sebebi Mekke müşrikleri arasından birçok ailenin, çocuklarını Hz. Muhammed (s.a) tarafından vazedilen tevhid mesajından dönmek ve şirk itikâdına bağlı kalmak üzere zorlamalarıydı. Nitekim bunu izleyen ayetlerde zikredilecektir. Dolayısıyla bu akılsızlara şöyle söylenmiş olmaktadır: “Kendi ülkenizde pek iyi tanınan hakim kimse de, şirk’ten uzak tutmak suretiyle çocuklarının iyiliğini istiyordu. Şimdi, çocuklarınızı aynı şirk inancı üzere kalmaları için zorlamakla çocuklarınızın iyiliğini mi yoksa kötülüğünü mü istediğinize kendiniz karar verin.”

21. “Zulm” bir kimseyi hakkından mahrum etmek ve adaletsizce davranmaktır. Şirk büyük bir zulümdür. Çünkü insan yaratıcısı, rızık ve nimet verenine, yaradılışı, rızıklanışı ve bu dünyada hoşlandığı şeylerle nimetlenişinde hiçbir katkısı ve ortaklığı bulunmayan varlıkları ortak koşmaktadır. Bundan daha büyük bir adaletsizlik olamaz. İnsanın yalnızca Allah’a tapması, Yaratıcı’nın insan üzerindeki hakkıdır. Fakat müşrik, başkalarına tapmakta ve Allah’ın bu hakkını çiğnemektedir. Dahası o, Allah’tan başkasına taparken yaptığı her işte, kendi akıl ve bedeninden tutun, yer ve göklere kadar birçok şey sarfeder; oysa bu harcadıkları, bir Allah tarafından yaratılmıştır ve insanın Allah’tan başkasına kulluk ederek onlardan hiçbirini sarfetmeye hakkı yoktur. Hem sonra insanın nefsi üzerinde bir hakkı vardır ki bu, kendisini alçaltmamak ve cezaya müstehak kılmamaktır. Fakat Allah’tan başkasına tapan kişi cezaya müstehak olduğu gibi kendisini de alçaltmaktadır. Bu şekilde müşrik’in bütün hayatı, her yönü ve zamanıyla Zulüm haline gelir. Artık onun aldığı her soluk adaletsizlik ve zulmün bir ifadesi halindedir.

22. Buradan paragrafın sonuna kadar olan ibare Allah’ın Lokman’ın sözünü daha fazla izah etmek için açtığı bir parantezdir.

23. İmam Şafiî, İmam Ahmed, İmam Ebû Yusuf, İmam Muhammed bu sözlerden çocuğun emzirme süresinin iki yıl olduğu sonucunu çıkarmaktadırlar. Bu süre içinde eğer çocuk bir kadın tarafından emzirilirse onlar birbirlerine mahrem olurlar. Yok eğer bu sürenin dışına ve ötesine çıkılırsa, birbirlerine mahrem olmazlar. İmam Malik’in bir sözü de bunu desteklemektedir. Fakat İmam Ebu Hanife tedbir olarak iki buçuk yıllık bir süreyi öngörmüş ve şunu ilave etmiştir; eğer bir çocuk iki yıl hatta daha erken bir süreden sonra kendisini emziren hiçbir kadın ona mahrem olmaz. Ancak eğer çocuğun asıl gıdası diğer gıdalardan az veya çok yiyebiliyor olmasına rağmen hâlâ süt ise, bu süre içinde emzirilmesi çocuğu ve kadını birbirine mahrem kılar. Çünkü ayet, çocuğun illâ da iki yıl emzirilmesi gerektiği anlamına gelmez. Bakara Suresi’inde şöyle denmiştir: “Anneler çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen babalar için tam iki yıl emzirir.” (Bakara: 233) İbn Abbas bu sözlerden şu sonucu çıkarmış ve diğer alimler de buna katılmışlardır; en kısa gebelik süresi altı aydır, zira Kur’an başka bir yerde şöyle demektedir: “Onun taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer.” (Ahkaf: 15) Bu meşru ve gayri meşru doğumlarla ilgili birçok tartışmayı halletmeye yardım eden önemli bir hukuki noktadır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.