sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ENBİYA SURESİ 56. ve 60. AYET

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ENBİYA SURESİ 56. ve 60. AYET
09.03.2022
672
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

56- İbrahim dedi ki; “Hayır, Rabb’iniz göklerin ve yerin Rabb’idir, onları yoktan vareden O’dur. Ben bu gerçeğin tanıklarından biriyim. “

O tek bir Rabb’tır. Hem insanların hem de göklerin ve yerin Rabb’idir. O’nun Rabb’lığı yaratıcı oluşundan kaynaklanmaktadır. Çünkü bunlar, birbirlerinden ayrılmaz sıfatlardır.

“Hayır, Rabb’iniz göklerin ve yerin Rabb’idir, onları yoktan vareden O’dur.”

Açık ve doğru inanç sistemi budur, müşriklerin birtakım tanrıların olduğuna inanmaları, aynı zamanda bu bunların herhangi bir şey yaratmadıklarını, her şeyi yaratanın Allah olduğunu söylemeleri değil… Ve halâ hiçbir şey yaratmadıklarını bildikleri bu düzmece tanrılara ibadet ederler.

Hz. İbrahim, içinde kuşkuya yer bulunmayan realiteyi bizzat gözlemleyen birinin güveni içindedir.

“Ben bu gerçeğin tanıklarından biriyim.”

İbrahim Peygamber -selâm üzerine olsun- göklerin ve yerin, kendisinin ve milletinin yaratılışını görmüş değildir. Ama durum mü’minlerin güvenle şahitlik edecekleri kadar kesin ve gerçektir… Evrende olan her şey, her şeyi planlayan yaratıcının birliğini dile getirmektedir. İnsanın yapısındaki her şey, yaratıp planlayan yüce Allah’ın evreni yönetip yönlendiren yasalar sisteminin birliğini kabul etmeyi telkin etmektedir insana.

Sonra İbrahim kendisi ile bu tartışmayı yapanlara, tanrıları hakkında geriye dönülmez bir karar verdiğini açıkça duyurmaktadır:

57- “Vallahi siz arkanızı dönüp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım, bir komplo düzenleyeceğim. “

Ama putlara kurmayı planladığı komployu açıklamıyor, kapalı bırakıyor. Surenin akışı onların bu sözlere ne gibi bir tepki gösterdiğini de anlatmıyor. Belki de onlar İbrahim’in, düzmece tanrılarına herhangi bir komplo kuramayacağından emindiler. Bu yüzden kendi haline bırakıp gitmişlerdir.

58- Arkasından o putları kırıp parça parça etti, fakat bilgisine (!) başvursunlar diye en büyük putu sağlam bıraktı.

Kendilerine ibadet edilen düzmece tanrılar kırık dökük ağaç parçalarına, taş parçalarına dönüştüler. Büyükleri hariç… İbrahim -salât ve selâm üzerine olsun”bilgisine başvursunlar” diye ona dokunmamıştır. Olayın nasıl meydana geldiğini, kendisi de oradayken bu ufak tanrıları neden savunmadığını sorarlar diye onu kırmamıştır. Belki de o zaman meseleyi yeni baştan ele alırlar, doğruyu bulurlar. Bu putlara ibadet etmenin saçmalığını, tutarsızlığını kavrarlar diye.

Halk geri döndüğünde, bu putun dışındaki bütün düzmece tanrılarının paramparça edildiğini görmüş, ama ne ona ne de kendilerine şunu sormayı düşünmemişlerdir. Eğer bunlar tanrı iseler, neden başlarına böyle bir şey geldi? Ve neden kendilerini savunmadılar? Bu büyükleri niye onları savunmadı peki?… Ama bu soruyu kendilerine sormayı akıl etmediler. Hiçbir gerçekliğe dayanmayan, tamamen efsaneden kaynaklanan boş inanç sistemi akıllarının düşünme yeteneğini devre dışı bırakmıştı. Çünkü gelenekler, düşünme, düşündüğünü anlama, anladığını değerlendirme yeteneklerine zincir vurmuştu. Ama onlar, bu doğal soruyu, tanrılarının parçalayan, onları bu hale getiren kişiden intikam almak için soruyorlar.

59- Soydaşları “Bu işi ilahlarımıza kim yaptı? Kim yaptı ise o gerçekten bir zalimdir” dediler.

O zaman Hz. İbrahim’in -selâm üzerine olsun- babasının ve onunla birlikte bulunanların bu heykellere ibadet etmelerine karşı çıkışını “Gittiğinizde bu tanrılarınıza bir komplo düzenleyeceğim” dediğini duyanlar, bu konuşmaları hatırlıyorlar:

60- “Duyduğumuza göre `İbrahim adında bir delikanlı bu ilahlarımıza dil uzatıyordu’ dediler. “

Onların bu sözlerinden anlaşılıyor ki, yüce Allah İbrahim’i putlara ibadet etmeyi ayıplayacak, onları kırıp parçalayacak bir olgunluğa eriştirdiğinde henüz çok gençti. Ama acaba o sıralarda yüce Allah ona vahiy göndermiş miydi? Yoksa peygamberlik göndermeden önce kendisini gerçeğe iletecek bir ilham mı bahşetmişti? Babasını buna dayanarak mı tevhide davet etmişti, kavminin hayat biçimini bundan dolayı mı iğrenç bulmuştu?

Tercih edileni ikinci ihtimaldir.

“Duyduğumuza göre `İbrahim’ adında bir delikanlı bu ilahlarımıza dil uzatıyordu.”

Bu sözleri ile belki de onu tanımazlıktan gelip fazla önemsemediklerini vurgulamak istiyorlar. Nitekim “İbrahim adında bir delikanlı” demeleri de bunu gösteriyor. Onun fazla önemli olmadığını, hiç kimsenin kendisini tanımadığını vurgulamak istemiş olabilirler. Ne var ki biz, bu sıralarda Hz. İbrahim’in henüz yaşı küçük bir delikanlı olduğunu kabul ediyoruz.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.