EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SAFFAT SURESİ 158. ve 172. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
158- Onlar, kendisiyle (Allah ile) cinler arasında da bir soy-bağı kurdular.(89) Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azab için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir.
159- Onların nitelendirmekte olduklarından Allah yücedir.
160- Ancak muhlis olan kullar başka.
161- Artık siz de, tapmakta olduklarınız da,
162- O’na karşı kimseyi fitneye sürükleyecek olanlar değilsiniz.
163- Ancak kendisi çılgınca yanan ateşe girecek olan başka(90) (onu sürüklersiniz) .
164- (Melekler der ki:) “Bizden her birimiz için belli bir makam vardır.”(91)
165- “Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz.”
166- “Biziz, o tesbih edenler de, gerçekten biziz.”
167- Onlar (putatapıcılar) , her ne kadar şöyle diyor idiyseler de:
168- “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı,”
169- “Gerçekten bizler de, Allah’ın muhlis kullarından olurduk.”(92)
170- Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp-küfrettiler; yakında bileceklerdir.
171- Andolsun, (peygamber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir:
172- Hiç tartışmasız onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.(93)
AÇIKLAMA
89. Burada melekler için “el-cinn” kelimesi kullanılmıştır. Bu gizli yabancı bir mahluk anlamına gelir. Bazı müfessirlere göre, melekler de gizli, yabancı varlıklar olduğundan, “el-cinn” kelimesi ile melekler kastolunmaktadır. Nitekim daha sonra gelen konu bu hususu teyid etmektedir.
90. Bu ayetin diğer bir anlamının şöyle olması mümkündür. “Sizler ve ma’budlarınız bir kimseyi yoldan çıkarma gücüne sahip değilsiniz.” Diğer anlamı alırsak manâ şöyle olur: “Bizi Allah’ın kızları zannederek bizlere tapıyorsunuz, ancak bu yaptıklarınız bizi yoldan çıkaramaz. Bu şekilde ancak kendilerine azabın gelmesini isteyen ahmaklar yoldan çıkar.” Kısaca melekler “Bu sapıklığınızın benimle bir ilgisi yoktur” demektedirler.
91. Yani, değil Allah’ın kızları olmak, bizler, bizim için çizilmiş sınırları bir santim bile aşamayız.
92. Aynı konu Fatır: 42’de geçmektedir.
93. “Ordumuz (Allah’ın ordusu) ile, Rasûlullah’la (s.a.) birlikte savaşan müminler kastolunmaktadır. Ayrıca Allah’ın emriyle Müslümanlara yardım eden gizli güçler de kastediliyor olabilir.
Ancak bu, peygamberlerin her zaman sıyasi sahada galibiyet sağlayacakları anlamına gelmez. Galibiyet elde edilecek olan sahalar çoktur ve siyaset bunlardan sadece biridir. Nitekim peygamberler, siyasal başarı kazanamadıkları birçok yerde ahlâkî başarılar elde etmişlerdir. Bazı kavimler kendilerine gelen peygamberleri yalanlayarak, onları reddettiklerinde helâk olmuşlardır. Ancak cahili düşünce ve inanışlar geçici bir süre rağbet görmüş olsalar dahi, kısa bir zaman sonra silinip gitmişlerdir. Fakat peygamberlerin getirdikleri gerçek, binlerce sene geçmiş olmasına rağmen bugün de hakikattir, kıyamete değin de hakikat olarak kalacaktır.