GÜNÜN AYET VE HADİSİ
اَلطَّـلَاقُ مَرَّتَانِࣕ فَاِمْسَاكٌ بِمَعْرُوفٍ اَوْ تَسْرٖيحٌ بِاِحْسَانٍؕ وَلَا يَحِلُّ لَكُمْ اَنْ تَأْخُذُوا مِمَّٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ شَيْـٔاً اِلَّٓا اَنْ يَخَافَٓا اَلَّا يُقٖيمَا حُدُودَ اللّٰهِؕ فَاِنْ خِفْتُمْ اَلَّا يُقٖيمَا حُدُودَ اللّٰهِۙ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا فٖيمَا افْتَدَتْ بِهٖؕ تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِ فَلَا تَعْتَدُوهَاۚ وَمَنْ يَتَعَدَّ حُدُودَ اللّٰهِ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Boşama iki keredir. Her ikisinden sonra ya iyilikle evlilik içinde tutmak veya güzellikle serbest bırakmak gerekir. (Eşlerin) Allah’ın koyduğu kurallara uymamalarından korkmadığınız sürece onlara verdiğiniz mehirden hiçbir miktarı geri almanız sizin için helâl olmaz. Eğer Allah’ın kurallarına uymamalarından korkarsanız, kadının evlilikten kurtulmak için bir meblâğ vermesinde taraflara bir vebal yoktur. Bunlar Allah’ın koyduğu kurallardır, öyleyse onları çiğnemeyin. Her kim Allah’ın koyduğu kuralları çiğnerse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
(Bakara Suresi 229. Ayet)
GÜNÜN HADİSİ
136-…Bize Esbağ ibnu’l-Fefec tahdîs etti: Bize Abdullah ibnu Vehb, Yûnus ibn Yezîd’den; o da îbn Şihâb’dan; o da Urve ibnu’z-Zubeyr’den; o da Âişe’den şöyle tahdîs etti: Ebû Bekr (R), Kelb oğulları kabilesinden bir kadınla evlendi ki, o kadına Ümmü Bekr denili-rid. Ebû Bekr, Medîne’ye hicret ettiği zaman bu kadını boşadı da, sonra o kadını, kadının amca oğlu (Ebû Bekr Şeddâd ibni’l-Esved ibn Abdi’ş-Şems ibn Mâlik ibn Ceûne) zevceliğe aldı. İşte o, (Bedir’-de öldürülüp de Peygamber’in kuyuya attığı) Kureyş kâfirlerine mersiye olarak şu kasideyi söyleyen şâirdir [162]:
Ve mâ zâ bi’1-kalîbi kalıbı Bedrin Mine’ş-şîzâ tüzeyyenu bi’s-senâmi Ve mâ zâ bi’1-kalîbi kalıbı Bedrin Mine ‘î-kaynâti ve ‘ş-şerbi ‘I-kirâmi Tuhayyî bi’s-selâmeti Ümmü Bekrin Ve hel lî ba’de kavmi bin selâmı Tuhaddisuna’r-Rasûlu bi-en senahyâ Ve keyfe hayâttı esdâin vehâmi
( KİTABU MENAKIBİ’L-ENSAR – BUHARİ – 136. HADİS)