SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NUR SURESİ 56. ve 57. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
56- Namazı kılınız, zekâtı veriniz ve Peygambere itaat ediniz ki, Allah’ın rahmetinden pay alabilesiniz.
57- Kâfirlerin yeryüzündeki güçlerinin karşı konulmaz olduğunu sanmayınız. Onların varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü bir varılacak yerdir!..
İşte hazırlık budur… Allah’a bağlanarak, namaz kılmakla kalbi güçlendirmek, cimriliği aşarak, zekât vermek suretiyle de nefis ve toplumu arındırmaktır. Peygambere itaat etmek, verdiği hükümden memnun olmaktır. Büyük-küçük her işte Allah’ın şeriatını uygulamaktır. Yüce Allah’ın insan hayatı için seçtiği sistemi yürürlüğe koymaktır.
“Ki, Allah’ın rahmetinden pay alabilesiniz.”
Yeryüzünde bozulmaktan, düşkünlükten, korkudan, bunalımdan ve sapıklıktan ahirette de ilahi kızgınlıktan, azap ve cezadan kurtulmak suretiyle Allah’ın rahmetinden pay alabilesiniz.
Siz Allah’ın belirlediği hayat sistemine uyduğunuz ve O’na bağlı kaldığınız sürece kâfirlerin hiçbir gücü size üstünlük sağlayamaz. Onlar yeryüzünde egemenlik kurmanıza engel olamazlar. Onların görünürdeki güçleri yolunuza dikilemez. Siz imanınız sayesinde güçlüsünüz. Toplumsal düzeniniz ve sahip olduğunuz sayınızla güçlüsünüz. Gerçi maddi açıdan onlar kadar kalabalık olmayabilirsiniz ama, cihad eden mü’min kalpler harikalar, olağanüstülükler başarırlar.
İslâm, hiç kuşkusuz büyük bir gerçektir. Bu ayetlerde yer alan Allah’ın vaadinin gerçekliğini görmek isteyenler bu gerçeği olanca derinliği ile algılamalıdırlar. İnsanlık tarihine bakıp yüce Allah’ın bu vaadini doğrulayan örnekleri araştırıp görmelidirler. Onun hakkında kuşkuya düşmeden ve herhangi bir durumda bu vaadin gecikmesi yüzünden sarsılmadan, bu vaadin tüm şartlarını gerçek mahiyetiylé kavrarlar.
Bu ümmet ne zaman Allah’ın belirlediği hayat sistemine uymuşsa, bu sistemi hayatına egemen kılmışsa, her işte onun egemenliğini kabul etmişse, o zaman yeryüzüne egemen olmaya, dinin ve hayat sistemïnin sağlam temellere’ oturmasına ve korkuların güvene dönüşmesine ilişkin Allah’ın vaadi gerçekleşmişti: Ne zaman da bu sistemden ayrılmış, mutlaka kafilenin gerisine düşmüştür, aşağılanmıştır. Dinin insanlık üzerinde kurduğu egemenliğine son verilmiş, hayattan uzaklaştırılmıştır. Her yönden korkulu bir hayata mahkûm olmuş, düşmanlara yem olmuştur.
Dikkat edin, Allah’ın vaadi her zaman geçerlidir ve Allah’ın koyduğu şart bellidir. Şu halde, vaadin gerçekleşmesini isteyen Allah’ın koştuğu şartı yerine getirsin. Allah’dan daha iyi sözünde kim durabilir:
AİLE İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
İslâm eksiksiz bir hayat sistemidir, insan hayatının tüm evrelerini, tüm aşamalarını, tüm ilişkilerini ve bağlantılarını, tüm hareket ve durgunluklarını düzenler. Bu yüzden genel ve büyük yükümlülüklerin açıklanmasını üstlendiği gibi, küçük günlük davranış kurallarının açıklanmasını da üstlenir. Bunlar arasında bir uyum oluşturur ve son aşamada hepsini yüce Allah’a yöneltir.
Bu sure, sözünü ettiğimiz uyuma bir örnek oluşturmaktadır. Evlere girmek için izin istenmesi kuralının yanında bazı cezai yaptırımları da içerir. Öte yandan varlık aleminde çıkılan büyük bir gezintiye yer verir. Sonra surenin akışı dönüp Allah ve Peygamberinin hükmüne başvurma konusunda müslümanların takındıkları güzel ve örnek tavırla, münafıkların takındıkları kötü tavırdan söz eder. Bir yandan da yüce Allah’ın yeryüzüne egemen kılmaya, korkularını güvene dönüştürmeye ve egemenliklerini pekiştirmeye ilişkin mü’minlere yönelik gerçek vaadine değinir. İşte bu derste de Peygamber efendimizin -salât ve selâm üzerine olsun- meclisinde izin isteyerek konuşmaya başlamanın yanında ev içinde odalara girmek için izin isteme kuralına dönülüyor. Peygamber éfendimize hitap ederken veya kendisini çağırırken takınılması zorunlu olan edep tavrının yanında akraba ve arkadaşlar arasındaki ziyaret ve yemek adabını düzenliyor. Bütün bunlar büyük-küçük,. hayatın her alanında Kuran tarafından eğitilen müslüman cemaatin uyguladığı ve ilişkilerini ona göre düzenlediği davranışlardır.