sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 18. VE 22. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 18. VE 22. AYETLER
28.07.2022
612
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

18- Firavun dedi ki: “Biz seni çocukken yanımıza alarak büyütmedik mi? Ömrünün birçok yılını aramızda geçirmedin mi?”

19- Sonunda o ağır suçu işledin. Sen o sırada bir kafirdin.

20- Musa dedi ki: “O suçu işlediğim sırada ben henüz doğru yolu bulmuş değildim.”

21- Bu yüzden sizden korkunca yanınızdan kaçtım. Sonra Rabb’im bana hikmet bağışlayarak beni peygamberlerinden biri yaptı.

22- O’ nimet diye başıma kaktığın şeye israiloğullarını köleleştirmenin sonucudur.

Hz. Musa böylesine ciddi ve büyük bir iddia ile karşısına çıkıp “Biz bütün alemlerin Rabbi olan Allah’ın peygamberiyiz” deyip “İsrailoğullarının bizimle birlikte buradan ayrılmalarına izin ver” gibi büyük bir istekte bulununca Firavun hayretini gizlememiştir. Zira o son olarak Hz. Musa’yı sandık içinde denizde yakaladıkları günden itibaren sarayında yetişen bir üvey evlat olarak görmüştü (Daha geniş bilgi için “Fizilal-il Kur’an” da “Taha Suresi”ne bakabilirsiniz.) Onun İsrailoğulları’ndan biriyle dövüşen bir kıptiyi öldürdükten sonra kaybolup gittiğini hatırlıyordu. (Bu olay Kasas Suresinde anlatılıyor.) Bir rivayete göre Hz. Musa’nın öldürdüğü bu kıpti Firavununun uzaktan akrabasıydı. Firavun’un Hz. Musa’dan son ayrıldığı zaman ile on sene sonra Hz. Musa’nın bu büyük dava ile karşısına çıkması arasındaki süre o kadar uzundur ki, işte bu nedenle Firavun aşağılamadan, alaya almadan ve hayretini dile getirmeden edememiştir:

“Firavun dedi ki: “Biz seni çocukken yanımıza alarak büyütmedik mi? Ömrünün bir çok yılını aramızda geçirmedin mi?

“Sonunda o ağır suçu işledin. Sen o sırada bir kafirdin.”

Gördüğün terbiyenin, yanımızda ufacık bir bebekken gördüğün ilginin karşılığı bu mudur? Bu.:iyiliklerin karşılığı bugün bağlı bulunduğumuz dine karşı çıkman mıdır? Evinde yetiştiğin kralın karşısına çıkman ve başka bir tanrıya çağırman mıdır? !

Sana ne oldu böyle? Daha önce aramızda uzun bir süre yaşadığın halde bugün iddia ettiğin bu davadan hiç söz etmemiştin. Bu büyük işin önsözü sayılabilecek hiçbir iddiada bulunmamıştın?!

Burada Firavun Hz. Musa’ya Kıpti’nin öldürülmesi olayını da korkunç bir ifade ve abartma ile anlatıyor. “Sonunda o ağır suçu işledin” Çirkin ve iğrenç olan o işi de yapmıştın ki, bu olayı açık sözlerle dile getirmek uygun düşmez! Bu eylemi yaparken “Sen o sırada bir kafirdin” O gün sözünü ettiğin alemlerin Rabbini tanımıyordun. O sırada alemlerin Rabbinden söz etmiyordun!

Böylece Firavun kesin bir cevap niteliği taşıdığını ve Hz. Musa’nın -selam üzerine olsun- karşısında bir cevap bulamayacağını, karşısında direnemeyeceğini sandığı bütün delillerini ileri sürmüş, özellikle öldürme olayını burada bir kez olarak kullanmaya çalışmıştır.. Sözlerinin gerisinde onu bununla tehdit etmiş ve kısas cezasına çarptırılabileceğine ima etmiştir.

Yüce Allah’ın duasını kabul ettiği, dilinin tutukluğunu giderdiği Hz. Musa açılıyor ve cevap veriyor.

“Musa dedi ki; O suçu işlediğim sırada ben henüz doğru yolu bulmuş değildim. “Bu yüzden sizden korkunca yanınızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana. hikmet bağışlayarak beni peygamberlerinden biri yaptı.”

O nimet diye başıma kaktığın şey de israiloğullarını köleleştirmenin sonucudur.”

Ben bu suçu işlerken henüz cahildim. Milletime olan bağlılığım ve tutkunluğum ile hareket ediyordum. Rabbimin bana verdiği hikmet ile bugün tanıdığım inanç bağını o sırada henüz esas,almıyordum. “Bu yüzden sizden korkunca yanınızdan kaçtım” Başıma bir iş gelmesinden korktuğum için. Fakat yüce Allah bana iyilik diledi, bana hikmet bağışladı, “Beni peygamberlerinden biri yaptı”. Ben bu işi yapan kişi değilim. Ben “peygamberler kervanından” sadece bir kişiyim. (İfadedeki edebi uyum açısından bakıldığında suredeki kafiye harfinin önlerinde bir uzatma harfi bulunan “mim” veya “nun” olduğu görülmektedir. Bu nedenle “sen de peygamberlerden birisin” (minel Mürselin) ifadesi musiki tonu açısından suredeki genel havaya uymaktadır. “Beni bir elçi yaptı” (Ecealane rasulen) denmiş olsaydı bu uyum olmayacaktır. Bununla birlikte özel bir mana da ifade edilmiştir ki bu da, kendisinin pekçok peygamberlerden biri olduğu, bu çağrısında yalnız olmadığı, ve hayret edilecek bir işi yapmadığıdır. Böylece ifadedeki edebi ve dini uyum bütünleşmiştir.)

Sonra Hz. Musa Firavun tarafından kendisinin aşağılamasına karşılık olarak bir aşağılama ile cevap veriyor, fakat gerçeği dile getiriyor. “O nimet diye başıma kaktığın şey de İsrailoğullarını köleleştirmenin sonucudur.”

Bebekken senin evinde eğitilmiş olmam, senin İsrailoğullarını köle edinmen, erkek çocuklarını öldürmenden kaynaklanıyor. Bu insafsız uygulama yüzünden annem beni sandukaya koymak ve sandukayı suya bırakmak zorunda kalmıştı. Siz de beni buldunuz. Böylece ben senin evine gelip burada büyüdüm. Anne-babamın evinden mahrum kaldım. Bunu mu başıma kakıyorsun? Bu mudur büyük lütfun?

Bu sırada Firavun -sözü değiştirerek Hz. Musa’ya davasının özünü sormaya yönelmiştir. Fakat yüce Allah hakkında bilmezlikten gelerek, alaya alarak ve edepsizlik ederek soru yöneltmiştir:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.