SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 60. VE 66. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun
60- Firavun ile soydaşları gün doğar-doğmaz İsrailoğullarının ardına düştüler.
61- İki topluluk birbirlerini gördüklerinde Musa’nın taraftarları “Eyvah, yakalandık” dediler.
62- Musa “Hayır endişelenmeyin, Rabb’im benimle birliktedir, O bana bir çıkış yolu gösterecektir’ dedi.
63- O sırada Musa’ya; “Değneğinle denize vur” diye vahyettik. Bunun üzerine deniz yarılarak içinde oniki yol açıldı. Denizin her parçası yüce bir dağ gibi oldu.
64- Arkadan gelenleri oraya yaklaştırdık.
65- Musa ile yanındakilerin tümü ile kurtardık.
66- Arkasından öbürlerini suda boğduk.
Hz. Musa, yüce Allah’ın bildirmesi ve planlaması ile onun kullarını geceden yola koymuştu. Firavun’un oyunu ve şımarıklığı nedeniyle Firavun’un askerleri sabahleyin onların peşine düştüler. İşte şimdi sahne sonuna doğru yaklaşıyor. Savaş hazırlığı zirvesine ulaşıyor.. Hz. Musa ve milleti denizin önünde, yanlarında gemileri yok. Oraya dalma imkanları da yok. Silahlı da değiller. Firavun’un kendilerini arayan, acımasız tepeden silahlı askerleri de bulundukları yere yaklaşmış durumdalar!
İçinde bulundukları durumun bütün şartları gösteriyor ki: Önlerinde deniz arkalarında düşman olduğu halde artık kurtuluşları imkansız.
`İki topluluk birbirlerini gördüklerinde Musa’nın taraftarları “Eyvah yakalandık” dediler.”
Artık felaket zamanı, gelip çattı. Birkaç dakika daha geçer geçmez, ölüm üzerlerine saldıracak, artık ne kurtarıcı ne de yardımcı bulma imkanı var! Fakat Rabbinden vahiy alan Hz. Musa, bir an dahi şüpheye düşmüyor. Bütün kalbi ile Rabbine güveniyor. Yardım edeceğine kesin inanıyor. Kurtuluşa kesin gözü ile bakıyor. Nasıl meydana geleceğini bilmese de kendisini yönlendiren ve koruyan Allah olduktan sonra bunun gerçekleşmesi gerekir.
“Musa, hayır endişelenmeyin, Rabb’im benimle birliktedir. O bana bir çıkış yolu gösterecektir dedi.”
Hayır. Sert bir biçim ve kesinlikle. Hayır, bize yetişemeyecekler. Hayır, biz yok edilmeyeceğiz. Hayır, biz tuzağa düşmeyeceğiz. Hayır, biz ezilmeyeceğiz: “Hayır, Rabb’im benimle birliktedir, O bana bir çıkış yolu gösterecektir” Bu kesinlik, azim ve inançla.
Son anda umutsuzluk ve felaket gecesinde aydınlatıcı ışıklar yayılıyor. Hiç umulmadık bir biçimde kurtuluş yolu açılıyor.
“O sırada Musa’ya `Değneğinle denize vur’ diye vahyettik”.
Anlatımın içinde Hz. Musa Asa’sı ile denize vurdu denecek kadar bile bir zaman dilimi ayrılmıyor. Zaten vurduğu anlaşılıyor. Hemen sonuç veriliyor. “Bunun üzerine deniz yarılarak içinde oniki yol açıldı. Denizin her parçası yüce bir dağ gibi oldu.”
Mucize meydana geldi. İnsanların imkansız dediği şey, gerçekleşti. İnsanlar bunu söylerken, Allah’ın yasasını sürekli tekrar olunan ve alışageldikleri şeylere göre değerlendirmektedirler. Yasaları yaratan yüce Allah, dilediğinde iradesine uygun olarak onları işletme gücüne sahiptir.
Mucize meydana geldi. Suyun iki dalgası arasında bir yol açıldı. Su yolun her iki tarafında büyük dağ gibi durdu. Ve İsràiloğulları yola girdiler. Firavun ve askerleri, bu harika sahne ve hayret verici olay karşısında apışıp kaldılar. Şaşkın halde durup izlediler.
Orada şaşkın halde uzun boylu durmuş olması gerekir ki, askerlerine bu açılan hayret verici yoldan İsrailoğullarını izlemeye-koyulmalarını emretmeden Hz. Musa ve milletinin denize açılan yoldan tamamen karşıya geçtiğini görebilsin. Allah’ın planı tamamlandı. İsrailoğulları karşı sahile çıktılar. Bu arada Firavun ve askerleri bütünü ile suyun dalgaları arasında kaldı. Zaten yüce Allah bu sırada onları kesinleşmiş akıbetlerine yaklaştırmıştı.
“Arkadan gelenleri, oraya yaklaştırdık.”
“Musa ile yanındakileri tümü ile kurtardık.”
“Arkasından öbürlerini suda boğduk.”
Zaman içinde bu bir ibret oldu. Asırlarca kendisinden söz edildi. Peki buna çok insan iman etti mi?