İNSAN RABBi’NİN HUZURUNA ANCAK BU İKİSİ İLE YOL ALABİLİR
Bismillahirrahmanirrahim بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Hamd,sena ve övgülerin en güzeli, rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah(CC)’a mahsustur. Salat ve selam önderimiz,rehberimiz hz.Muhammed Mustafa(sav)’e , A’line,ashabına ve onun yolunu takip eden ümmeti üzerine olsun inşaallah .
Yokluk aleminden varlık âlemine zuhur eden zerreden kürreye Yaratılmış her mahlukat Allah azze ve celle nin kendileri için takdir ettiği vakit geldiği zaman cismani ve ruhani yapılarına göre ölüm denen hakikati yaşayacak geçici olan dünya ikametgahından kalıcı olan ahiret yurduna intikal edecek ve “Her nefis ölümü tadacaktır..”
“Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!”(inkâr etmezlerdi / küfre girmezlerdi)
“Her nerede olursanız (olun), ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile.”Nisa suresi/78
“..Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler “Araf suresi/34 insan takdiri ilahi karşısında aciz kalacaktır .Asıl olan bu acziyetin farkina varıp ona hazırlık yapmaktır.Akıl sahibi icin hazırlık, niyetine girdigi şeye karşı ihtiyaç duyulabilecek erzaklari temin etmektir.Araba ile yolculuğa çıkacak kişi yolda bir takım arızalar yaşamam ak için gereken tedbirleri alır.i Bakımını yaptırır yağı,suyu ,benzini vs temin eder. Çünkü ; bilir ki bunları yapmazsa gitmek istediği yere varamaz. Aksi ise ahmaklık ve akılsızlık olur ki kişiyi hüsrana ,mutsuzluğa sürükler .Bu ve buna benzer bir çok örnek vermek mümkündür..Oysa asıl olan ölüm gerçeği karşısındaki hazırlık ve niyetimizdir.Ólüm yol bakımından dünyevi yolculuklarda karşılaşabilecek sıkıntılar bakımından geri dönüşü ve telafisi olmayan bir gidiştir.
Bu yolculukta ki almamiz gereken tedbirler öncelikli olarak kâmil bir imandır ve bu imanın gereği Salih ameller dir. İnsan Rabbinin huzuruna ancak bu ikisi ile yol alabilir. Niyetimiz iman, salih ameller de hazırlığımiz olmalıdır;
‘Kim O’na iman edip salih amellerde bulunarak O’na gelirse, işte onlar, onlar için de yüksek dereceler vardır ” Ta -ha suresi/75
İman: Allah’a(CC), Rasûlüne(sav) ve Ahiret Gününe samimiyetle inanmak.( iman esaslarına kalben tasdik, dil ile ikrar etmek suretiyle şüphesiz ve teredüdsüz inanmak .şirkin her çeşidinden sakınmaktır Şirkin karıştığı iman kâmil iman olmaktan çıkar, ) Salih amel: Allah’ın (CC)ve Rasûlü’nün (sav)emirlerine uygun işler yapmaktır. Her kim öldükten sonra diriliş gününde Rabbinin huzuruna sözüyle, ameliyle kalpten tasdik etmiş ve itaatleri yerine getirmiş olarak kavuşursa, işte imanları ve salih amelleri sebebiyle onlar oldukça yüksek mevki ve dereceleri köşkleri ve hoş meskenleri olan cennete gireceklerdir. Yani itaat edip emrolunduğu işleri yerine getiren ve yasaklarından kaçınmış olarak Rabbinin huzuruna çıkanlara öyle yüce dereceler vardır ki, bunların idrak edilmelerine, gereği gibi kavranılmalarına imkân yoktur. Sözü geçen yüksek dereceler köşklerinin ve tahtlarının altından şarap, bal, süt ve su nehirlerinin aktığı ebedî kalınacak cennetlerdir. Orada daimî olarak kalacaklardır. İşte küfür ve masiyetlerden temizlenenin mükâfatı budur.
“Adn cennetleri ki, altından nehirler akar, onlar orada ebedîdirler. Bunlar temizlenen kimselerin mükâfatıdır.” Ta-ha suresi/76
İmam Ahmed ve Tirmizî’nin Ubâde b. es-Samid’den rivayetlerine göre Ra-sulullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Cennette yüz derece vardır. Her iki derece arasındaki mesafe yer ile gök arası kadardır. Firdevs ise en yüksek derecedir. Dört nehir oradan kaynar. Arş da onun üstündedir. O bakımdan Yüce Allah’tan (cenneti) dilediğiniz vakit ondan Firdevs’i dileyiniz.”
Buharî ile Müslim’de de şu hadis-i şerif yer almaktadır: “îlliyyîn (en yüksek) olanlar, kendilerinden daha üstte olanları sizin semânın ufkundan batmak üzere olan yıldızı gördüğünüz gibi görürler. Buna sebep ise aralarındaki fazilet farkıdır.” “Ey Allah’ın rasulü! Bunlar peygamberlerin yerleri midir?” diye sordular. “Hayır!” buyurdu. “Nefsim elinde olana yemin ederim ki, Allah’a iman edip rasulleri tasdik eden kimselerindir.”
“Gerçek şu ki, kim Rabbine günahkâr olarak gelirse muhakkak onun için cehennem vardır.” Durum şu ki, her kim küfür ve isyan üzere ölmek suretiyle Rabbinin huzuruna varırsa “muhakkak onun için cehennem vardır. O orada ölmez de” rahata kavuşsun “dirilmez” de; yani kendisine fayda verecek şekilde rahat ve huzurlu bir hayat süremez.
“Onlar cehennem bekçisine: “Ey Mâlik! Rabbin artık bizi öldürsün.” diye seslenirler. Mâlik de: “Siz böylece kalacaksınız.” der .Zuhruf süresi/77
Ahmed ve Müslim’in de Ebu Saîd el-Hudrî’den rivayetlerine göre Rasulul-lah (s.a.) bir hutbe irad etti ve bu ayet-i kerimeyi okudu. Sonra şöyle buyurdu: “Oranın ehli olanlara gelince, onlar orada ne ölürler, ne diriltilirlerŞirkten, küfür ve masiyetten tevbe ederek Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman edip farzları ve itaat olan emirlerii eda etmek, masiyetlerden kaçınmak suretiyle salih amellerde bulunan, sonra da iman üzere ölünceye kadar imanını sürdüren kimselere Allah(CC), pek çok mağfiret edicidir.
“Say ki öldün; yalvardın, yakardın, sana bir gün daha verildi. Bugünü o gün bil, öyle yaşa”.imam gazali
“Rabbim imanın gereğini anlayıp amel etmeyi nasip etsin inşallah
”..Bütün işler sonunda yalnız Allah’a dönecektir.” Şura -53
Elhamdulillahi Rabbil Âlemin