sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun El-Müheymin Sıfatı

Allah(cc)’nun El-Müheymin Sıfatı

El-Müheymin

Müheymin: kökünden gelen tef il babından ism-i faildir. Müheymin: Şahid olan (görüp gözeten) demektir. Emin manasına geldiği de söylenmiştir, aslı, “Müeymin”dir. Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi gözetip koruyan. Çok çok murakabe edici, hıfz edici, gözetici ve koruyucu manasına gelir. Başka bir deyişle; ancak hemze, ha’ya kalp olmuştur. Keza er-Rakib ve el­Hafiz manasma geldiği de söylenmiştir. Kelime olarak; gözeten ve koruyan, şahid olan, emin olan, hıfz edici, saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden, hükmü altında kontrol eden gibi manalara gelir.

 

Yüce Allah’ın sıfatı olarak el-Müheymin; kulların bütün amaellerini bilen, onları koruyan, mükafatlarını tam ve eksiksiz veren, zalimlerin cezalarını ziyadeleştirmeyen ve asla zulmetmeyeceğinden emin olunandır.

“Gözeten ve koruyan” manasına gelen “el-Müheymin” ismi, Kur’an-ı Kerim de Rabbimizin ismi olarak bir defa geçmektedir.”( Haşr Suresi: 23)

Murakabe, gözaltında bulundurmak, koruyup gözetmek demektir. Aynı zamanda kullar için, Allah’tan başka şeylerden bütün ilgilerini keserek Allah’a yönelme ve ibadete dalına, manasını ifade eder. Yüce Allah’ın Müheymin ism-i şerifine inan kişinin kendi nefsini gözetip derinden araştırarak kalbine yerleşmiş kötü niyetleri fena huylan, Allah ve Resulü ‘nün hoşlanmadığı hal ve tavırları bulmaya, sonra da nefsindeki bu kötülüklerin kökünü kazmaya girişmek manasında mü ‘minleri ilgilendirmektedir, zira Yüce Allah’ın el-Müheymin isminin tecellisine layık olmak bukeyfıyetle olur.

El-Müheymin ismi, görüp gözeten, koruyucu, yetiştiren gibi manalarada gelmektedir. Emin, güvenilir, şeklinde de tefsir edilmiştir. Allahu Teala (cc) “emin”dir ve kişi ne iyilik işlemişse mutlaka karşılığını ahiret günü alır. Sevabından hiçbir şey eksilmez. Kötülük olarak da ne işlemişse mutlaka karşılığını verir. Kötülüğe misli ile karşılık verir fazlasını yapmaz. Allahu Teala (cc) her varlığı görüp gözetendir. Onların bir anı bile Allahu Teala (cc)’dan gizli değildir. Kur’an-ı Kerim’in bir vasfı da “Müheymin”dir. Kelime Kur’an-ı Kerim için kullanıldığında kendinden önceki kitapların üzerinde ve “ölçü” manasına gelir. İnsanlar üzerine iyilik ve kötülük ölçüsünü koyan, hüküm beyan eden Allahu Teala (cc)’dır. Günümüzdeki insanların gerek dünya hayatında gerekse ahiret hayatında sorumlu oldukları kitapta Kur’an-ı Kerim’dir.

Allah (c.c)’ın Müheymin isrn-i şerifi yukarıda ifade olunduğu üzere Allah (c.c) için zikr olunmakla beraber bir ayet-i kerimede de Kur’an-ı Kerim için ifade olunmuştur.

 

وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ فَاحْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ عَمَّا جَاءكَ مِنَ الْحَقِّ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا وَلَوْ شَاء اللّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَكِن لِّيَبْلُوَكُمْ فِي مَآ آتَاكُم فَاسْتَبِقُوا الخَيْرَاتِ إِلَى الله مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ

 

Sana da (ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve Müheymin Kitab (Kur’an)ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, her biriniz için bir şeriat ve yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir.( Maide Suresi: 48)

 

Allahu Teala (cc)’nın “Müheymin” olmasının en önemli keyfiyeti Kur’an-ı Kerim’i nazil etmesidir. Kullar bizzat Allahu Teala (c.c) tarafından görüldüğü gibi yaptıkları davranışlar Kur’an ölçüsüne göre değerlendirilir. Müheymin ismi Allah’ın zatına kainat ve insanla ilgili fiillerine izafe etmektedir. Yani Allahu Teala ( c.c) kainatın kısaca bütün yaratılmışların gözeticisi ve hükümranıdır.

 

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anlı) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki “Allah Teala hazretleri şöyle ferman buyurdu: “Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (farzi ayn veya kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı [aklettiği kalbi, konuştuğu dili] olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, Mü’min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem.( Buharı, Rikak 38.)

 

Bu hadis-i şerifte Allah (c.c)’m kullarının murakkabesi anlatılırken kulak, göz, el, ayak, dil ve kalb gibi azalardan bahsedilmektedir. Bunlar Yüce Allah’ın ahbari sıfatlarından bahsedilirken anlatıldığı gibi müteşabih ifadelerdir. Müteşabih ifadelerin zahirine göre yorum yapılamaz. Ancak hurda anlatılmak istenen asıl meram Yüce Allah’ın bütün kullarının halini bilip onların kalplerinden geçenlerden bile haberdar olduğu, hiçbir şeyin O’na gizli kalmadığı ve heran Allah (c.c)’m kullarını görüp gözetlediği hakikati vurgulanmaktadır. Asil bu meseleye dikkat çekmeden müteşabihin yorumunun üzerinde durmak, meseleyi hakiki maksadından tahrif etmeye çalışmak olur.

Yüce Allah’ın Müheymin ism-i şerifide lamu tarif ile geldiğinde sadece Allah (c.c)’a isnat olunur. Başka şekilde geldiğinde bazen Kur’an için bazende mahlukat için kısmi bir mana ile kullanılabilir.

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.