Rauf: kökünden türeyen “raif’ ism-i failinin  mübalağa manası içeren şeklidir, mastan “re’fet” olarak gelir. Kelime olarak; şefkat, merhamet ve acıma göstermek, esirgemek, hoşgörülü olmak ve yumuşak davranmak gibi manalara gelir.

Yüce Allah’ın sıfatı olarak er-Rauf; çok merhametli, çok şefkatli, çok hoşgörülü ve çok esirgeyendir.

Er-Rauf ism-i şerifi Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’a sıfat olarak 10 ayet-i kerimede zikrolunmaktadır. Bunlardan iki tanesini okuyalım.

يَوْمَ تَجِدُ كُلُّ نَفْسٍ مَّا عَمِلَتْ مِنْ خَيْرٍ مُّحْضَرًا وَمَا عَمِلَتْ مِن سُوَءٍ تَوَدُّ لَوْ أَنَّ بَيْنَهَا وَبَيْنَهُ أَمَدًا بَعِيدًا وَيُحَذِّرُكُمُ اللّهُ نَفْسَهُ وَاللّهُ رَؤُوفُ بِالْعِبَادِ

Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde (insan) isteyecek ki kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Allah kullarına çok şefkatlidir.( Al-i İmran Suresi: 30)

Er-Rauf ve er-Rahim arasında benzerlik bulunmakla beraber aralarında hassas bir farklılık vardır. Merhamet daha ziyade esirgeme ifade ederken “re’fet” ise şefkat manasını içermektedir. Buna göre re’fet rahmetten daha derin anlamlıdır. Allah (c.c)’ın er-Rauf sıfatı Mü’min olan veya olmayan itaatkar veya asi olan herkesi kuşatır. Bu ism-i şerifin geçmiş olduğu ayetlerde Allahu Teala’nın kullarının imanlarını ve amellerini zayi etmemesi, Allah (c.c) için yapılan her amele sevap vermesi ve azabından sakmdırması, tevbeleri kabul etmesi, kullarına sayısız ni’metler vermesi, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarması, mü’minlerin kalplerini kin ve nefretten arındırması gibi hususlar tamamen bu ism-i şerifin tecellisiyle zuhur etmektedir.

وَكَذَلِكَ جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِّتَكُونُواْ شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ وَيَكُونَ الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا وَمَا جَعَلْنَا الْقِبْلَةَ الَّتِي كُنتَ عَلَيْهَا إِلاَّ لِنَعْلَمَ مَن يَتَّبِعُ الرَّسُولَ مِمَّن يَنقَلِبُ عَلَى عَقِبَيْهِ وَإِن كَانَتْ لَكَبِيرَةً إِلاَّ عَلَى الَّذِينَ هَدَى اللّهُ وَمَا كَانَ اللّهُ لِيُضِيعَ إِيمَانَكُمْ إِنَّ اللّهَ بِالنَّاسِ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Böylece sizi, insanlar üzerine şahitler olmanız, Rasulün de size şahit olması için vasat bir ümmet kıldık. Senin üzerinde bulunduğunu da sadece Rasule uyanları, iki ökçesi üzerinde dönecek olanlardan ayırt etmek için kıble yaptık. Muhakkak ki bu, Allah’ın hidayet ettiği kimselerden başkasına ağır gelir. Elbette ki Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah insanlara karşı Rauf’tur, Rahim’dir.( Bakara Suresi: 143)

Yüce Allah’ın merhameti bazen kolay ve hoş olmayan zor şeylerdedir. Bundan ötürü şefkat ve merhamet kimi zaman zor, hoş olmayan ve nefse zor gelen şeylerde çok sevaplar bulunur. Ancak kullarına kolaylık sağlamak da Yüce Allah’ın er-Rauf sıfatının manasındadır. Çünkü Allah ( c.c) hiçbir nefse takatinin götüremediği bir şeyi yüklememiştir. Bilhassa zorluklarda kolaylıklar sağlamıştır. Yaşlı, özürlü, sefer meşekati gibi durumlarda ibadetleri hafifletmiştir.

Rauf ismi Kur’an-ı Kerim’de 1 ayette Rahim ism-i şerifiyle beraber Peygamberimiz için sıfat olarak kullanılmıştır. Söz konusu ayet-i kerimeyi okuyalım.

Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz onun gücüne giden, size pek düşkün, Mü’minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir Rasul gelmiştir.( Tevbe Suresi: 128)

Yüce Allah’ın merhameti gazabından fazladır. Allah (c.c) şefkat ve merhametlidir. Kullarının hatasını bağışlayıp onlara, çalışmakla hakkını ödeyemeyecekleri sayısız ni’metler verir, ahiret hayatın da ise ebedi bir hayat ve saadet verir. Bunların karşılığında kullardan şükür ve ibadet etmelerini istese Peygamberler ve meleklerde dahil hiç kimse Allah (c.c)’ın ni’metlerinin hakkını ödeyemez.

Allah (c.c) şefkat ve merhameti sever. Kullarında birbirlerine şefkat ve merhamet göstermelerini ister. Yüce Allah’ın er-Rauf ism-i şerifini anlayan bir kimse Allah (c.c)’ın şefkat ve merhametine nail olmak için kulluk vazifelerini yerine getirip Allah (c.c)’ın kullarına da şefkat ve merhamet gösterir.