sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun El-Ganiyy Sıfatı

Allah(cc)’nun El-Ganiyy Sıfatı

Ğaniy: kökünden türeyen mübalağa manası içeren ism-i faildir, mastar olarak “ğanyun” gelir. Kelime olarak; zengin olmak, çok malı olmak, kendi kendine yetmek, başkasına muhtaç olmamak ve ikamet etmek gibi manalara gelir. Ğaniy kelimesinin cemisi “eğniya” gelir.

Yüce Allah’ın sıfatı olarak el-Ğaniy; çok zengin olan, hiç kimseye muhtaç olmayan, zenginliği sınırsız olan, kendisi her şeyden müstağni olan fakat her şeyin kendisine muhtaç olduğu yegane zattır.

Kur’an-ı Kerimde el-Ğaniy kelimesi Allah (c.c) için zikredildiği gibi insanlar için de sıfat olarak kullanılmıştır. Allah için zikrolunan ayetlerden iki tanesini okuyalım;

 

قَوْلٌ مَّعْرُوفٌ وَمَغْفِرَةٌ خَيْرٌ مِّن صَدَقَةٍ يَتْبَعُهَآ أَذًى وَاللّهُ غَنِيٌّ حَلِيمٌ

 

Bir tatlı dil, bir mağfiret arkasına eza takılacak sadakadan daha iyidir, Allah ganidir halimdir.( Bakara Suresi: 263)

Ğaniy kelimesinin geçmiş olduğu ayetler genel olarak ele alındığında insanların iman, ibadet ve salih amel işlemelerine dair emirler içermekle birlikte bizzat kendisinin ise çocuk edinmeye ve yardımcıya muhtaç olmadığını bilakis Allah (c.c)’ın Ğaniy olup her şeyden müstağni olduğu anlaşılmaktadır. Allah’ın zenginliği kendiliğindendir. O’nun dışındaki her şeyde her şeyiyle O’na muhtaçtır. O’nun izni ve iradesi olmadan hiçbir şey var olamaz, hareket edemez ve varlığını sürdüremez.

 

وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَلَقَدْ وَصَّيْنَا الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَإِيَّاكُمْ أَنِ اتَّقُواْ اللّهَ وَإِن تَكْفُرُواْ فَإِنَّ لِلّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ غَنِيًّا حَمِيدًا

 

Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de “Allah’a karşı gelmekten sakının” diye tavsiye ettik. Eğer inkar ederseniz, (bilin ki) göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Allah, zengindir, övülmeye layıktır.( Nisa Suresi: 131)

Göklerde ve yerde bulunan her şey O’na aittir, her şeyin nzkım O verir, her şey O’na muhtaçtır, hulasa her şeyi yaratan ve yaşatandır.

Mutlak manada ğaniy ve zengin, hiçbir şeye ihtiyaç duymayan ancak Allah’tır, bütün varlıklar O’na muhtaçtır. Yüce Allah şöyle buyurur: “Ey insanlar, siz Allah ‘a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız; Allah ise, Ğaniy (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layıkltır. “( Fatır Suresi: 15) Yüce Allah bu ayette, kulların muhtaçlığının kendilerinden ayrılmayan zati bir durum olduğunu, kendi zatının ise Ğaniy ve Hamid olduğunu belirtmektedir. Ğaniy ve Hamid oluş, Allah’ın zatı bir niteliğidir. Bu nitelikler herhangi bir sebepten dolayı Allah’ta var olmuş değildir. Bizzat O’nun varlığında var olan niteliklerdir. Kulların ve diğer varlıkların muhtaçlığı da herhangi bir sebepten değil, kendi varlıklarının bir gereği olarak vardır. Dolaysıyla bu muhtaçlık, sonradan var olmanın veya var olma imkanının bir nedeni sayılamaz. O, muhtaç olanın zati bir özelliğidir. Kulun Rabb’ine muhtaç olması, bu muhtaçlığı gerektiren bir nedenden dolayı değil, zati varlığının bir gereğidir. Allah’ın Ğaniy olması, Ğaniy olmasını gerektiren bir nedenden dolayı değil kendi zatının bir gereğidir.( İbn Kayyirn, “Tariku’l-hicreteyn, s. 23)

Yüce Allah’ın el-Ğaniy ism-i şerifi Kur’an-ı Kerimde 18 yerde geçmektedir. Bunlardan iki tanesini okumakla iktifa ettik, şimdi de aynı ism-i celil ile alakalı olarak bir hadis-i şerif okuyalım.

Hz. Aişe (r.anhaj’dan; demiştir ki: İnsanlar Resulullah (s.a.v)’a kuraklıktan şikayet ettiler. Bunun üzerine Efendimiz, bir minber konulmasını emretti ve musallaya kendisi için bir minber konuldu. Yağmur duasına çıkacağı günü ahaliye bildirdi. (Kararlaştırılan gün gelince) Peygamber (s.a.v) güneşin kaşı (ilk ışınları) görününce gidip minberin üzerine çıktı, tekbir aldı. Allah azze ve celleye hamdetti, sonra;

“Siz memleketinizin kuraklığından ve yağmurun ilk zamanından geciktiğinden şikayet ettiniz. Halbuki Allah azze ve Celle size, kendisine dua etmenizi emretti ve duanızı kabul edeceğini vadetti” buyurdu. Sonra da şöyle devam etti:

“Hamd alemlerin rabbi, rahim ve rahman, kıyamet gününün tek hakimi olan Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. O dilediğini yapar.

“Ey Rabbim! Sen Allah’sın, senden başka ilah yok. Sen zenginsin biz muhtacız, bize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve bir zamana ulaştıracak azık kıl.”

Sonra Resulullah (s.a.v) ellerini kaldırdı, bu kaldırışa koltuklarının beyazı görününceye kadar devam etti. Bilahere sırtım cemaate döndü, cübbesini ters çevirdi. Bunları yaparken elleri hala kalkıktı. Daha sonra insanlara doğru döndü, minberden inip iki rekat namaz kıldırdı. Hemen akabinde Allah bir bulut meydana getirdi bunun peşinden gök gürledi, şimşek çaktı, sonra Allah’ın izni ile yağmur yağdı. Peygamber (yollardan) seller akıncaya kadar mescidine gelmedi. İnsanların (yağmurdan korunmak için) kuytuya koştuğunu görünce azı dişleri görünceye kadar güldü ve şöyle buyurdu:

“Şehadet ederim ki Allah, her şeye Kadirdir, ben de Allah’ın kulu ve Resulüyüm.”( Ebu davud; l 173-Beyhaki;6202- Hakim el-Miistedrek, I, 328. Hakim Hadisin Şeyhanm şartlarına uyduğunu söyler.)

Kullarda cüz-i bir zenginlik vardır. Bazen kul hakiki zenginlik sahibi ve o zenginliği vereni unutur da zenginliği kendinden sanır. Oysa kendini zengin sanan kul ne kadar zengin olursa olsun, varlığı ve her şeyiyle kendisini yaratan, gerçek ğani olan Rabb’ine muhtaçtır.

Allah’ın el-Ğaniy ismi şerifini bilen kul Allah’ın nimetlerine şükreder. O’na tam ve eksiksiz bir şekilde ibadet eder. Allah’a muhtaç olduğunu düşünür. Bir an bile O’ndan istiğna etmeyip ğaflete düşmez.

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.