sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KANUNSUZ TA’ZÎR SUÇU VE CEZASI YOKTUR

A+
A-

     Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

Yukarıdaki söylediklerimizden anlaşılıyor ki, İslâm hukuku ta’zîr suçları ve cezalarını hükme bağlamış, suçları tayin ve ince bir biçimde, cezalarını tespit eylemiştir. İslâm’ın yasaklamadığı bir fiile ceza verme, ta’zîr suçları için kararlaşmış cezalarda başka bir ceza ile suçluyu cezalandırma ve ta’zîr cezalarının sınırını aşma yetkilerini hâkime tanımamıştır.Bu gayet açık hükümler ortadayken, yaşanan olaylar konuya şahitlik ededururken, “Ta’zîr suçlarında hâkimin tahakküm edici bir yetkisi vardır.” şeklindeki söz tamamen dayanaksızdır. Bu ifadelerde mübalağa da söz konusu etmiş değiliz. Zann ve ithamın temelinde bilgisizlik, yahut yanlış anlama yatmaktadır. Konuyu incelemeye gerek duymayan kibirlinin, münakaşa etmek istediği hakikat şudur; İslâmın metinlerine muttali olup İslâm hukukçularının üslûp ve istilahlarını anlama gücüne sahip herkes gayet iyi bilir ki, hâkimin, suçların ve cezalarının tayininde tahakküm edici veya tahakküm etmeyici bir yetkisi yoktur. İslâm, dinî metinleri suçları ve cezaları açıklamayı üzerine almıştır. Hâkimin yetkisi ise, kendisine götürülen, arzedilen olaya mevcut hükmü tatbik etmekten ibarettir. Eğer hüküm, olaya uyuyorsa, sçluya, tespit edilen o ceza verilir. Bununla beraber İslâm hukuku, hâkime suç için tespit edilmiş cezalar arasından uygun gördüğü birini seçme ve ona hüküm konusunda geniş bir takdir yetkisi tanımış, cezayı seçmede sanığın kişiliğini, geçmişteki durumlarını, sabıkalarını, ceza sonucu ile sanığın etkilenmesini, terbiye olma halini, toplumda bıraktığı izi, açtığı yarayı gözönüne alma hakkı tanımıştır. Hâkim, bir veya birden fazla ceza ile suçluyu cezalandırma, cezanın azamî veya asgarîsi arasında bir miktarı verme yetkisine sahiptir. Hâkim, sanığı öğütleyerek, kınayarak yahut tehdid ederek cezalandırabilir. İşlediği cürmü bir daha yapmaması için ihtarda bulunabilir; veya bundan daha şiddetli bir ceza ile, hapisle, para cezasıyla cezalandırabilir. Cezayı infaz edebildiği gibi infazını durdurabilir de. İşte bu, İslâm hukukunda hâkime tanınan bir yetkidir. Bu yetki insanlar üzerinde hâkimin bir tahakküm vasıtası değil, suç ve suçlunun sebep olduğu yarayı sarmak, tedavi etmek için tanınmış bir yetkidir. Bu durum, bir bakıma mevcut naslardan birini seçme ve takdir yetkisidir; kişiler üzerinde tahakküm, galebe çalmak ve kahretmek selahiyeti değildir. Bundan maksat; hâkime suçun ağırlık derecesini ve suçlunun tehlikelilik halini takdir etme, her ikisine de uygun ceza bulmaktır. Böyle bir yetki, adâleti gerçekleştirme, zorluğu giderme, her şeyi yerli yerine koyup, her suçluyu, müstehak olduğu ceza ile cezalandırmak için bir gereklidir.

Son zamanlarda modern hukuk da İslâm hukukunun on üç asırdan beri ta’-zîr suçlarına çözüm olarak ortaya koyduğu, sergilediği bu usûle doğru yönelmiştir. Modern hukukta hâkimin takdir yetkisini genişletme hususundaki mevcut eğilim şöyledir; hâkim, suçlu ve suça uygun cezanın seçimi, takdiri, ekseriyâ asgarî ve azamî haddi mevcut bir cezada istediği miktarı seçme yahut fiil hakkında mevcut iki cezadan birini yahut her ikisini birden verme yetkisine sahiptir. Muayyen şartlarla cezanın infazı yahut infazının durdurulması yetkisi tanınmıştır. Fakat hâkimin bu takdir yetkisi modern hukukta, İslâm hukukundakinden daha dar görünümdedir. Modern hukuk hâkimi, duruma uygun cezayı vermekten, tayin ve tespitten âciz olduğu için çoğu defa zor durumda kalmaktadır. Bu da birçok modern hukukçuların, hâkimin yetkisini genişletme çağrısında bulunmasına vesile oluşturmuş ve bazıları, meselenin çözümü için şu teklifte bulunmuştur: Kanun, her suçun cezasını önceden hükme bağlamasın; cezaları tayin ve tespit etme yerine suç oluşturan fiilleri, bunun yanında yasak fiillere hâkimin verebileceği cezaları genel olarak göstersin. Suçlu, ve suçun işlendiği şartları, suçlunun içinde bulunduğu durumu takdir ederek hâkime, her suça uyan cezayı seçip verme hakkı tanınmalıdır… İşte ta’zîr suçları konusunda modern hukukçuların teklif ettiği bu usûl, İslâmın takip ettiği yolun ta kendisidir.

Yazdıklarımızın doğrusu İslam’ın hatası ise bizimdir. Allah(c.c.) Hakkı Hak bilip Hakka sarılan, Batılı batıl bilip batıldan uzaklaşanlardan eylesin. Âmin.

KÛLÛ LA İLAHE İLLALLAH, TUFLİHÛ! (La ilahe illallah deyiniz, kurtulunuz!)

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.