Gerçekten Hamd Allah’a mahsustur. O’na hamd ederiz ve O’ndan yardım dileriz. Mağfireti O’ndan ister, doğru yola iletilmemizi O’ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah’a sığınırız.
Allah (c.c), kimi hidâyette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiştir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve yol gösteren bulamaz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir tek ilah yoktur ve O’nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a) Allah’ın kulu ve Rasûlüdür. Salât ve selam O’na, Ehli Beytine, ashabına ve O’nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.
Yüce Allah c.c Enfal suresi 46. Ayeti-i kerimede şöyle buyurmaktadır;
وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ ر۪يحُكُمْ وَاصْبِرُواۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَ
“Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, rüzgarınız gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.”
Hiç şüphesiz Kuran-ı kerim Allah cc ’nun kullarına yol göstermek, onları dünya ve ahiretin saadetine ulaştırmak adına yolladığı ilahi bir rehberdir. O kitapta rabbimiz hiçbir eksik bırakmamış kullarını karanlıklardan aydınlığa onunla ulaştırmış, her meselede ona başvurmayı ondan ilham alarak yaşamayı hidayetin en önemli vesilesi kılmıştır.
Bugün üzerinde duracağımız mesele Allah’ın kullarını kendisiyle desteklediği ilahi yardım ve nusret’in önemini ona ulaştıran sebepler ile ondan mahrum bırakan hallerin üzerinde kısaca duracak bu konuda ki eksiklerimizi düzeltmeye çalışacağız. Gerek yukarıda konumuz için seçtiğimiz ayeti kerimde olsun gerekse kuranı kerimin muhtelif yerlerinde ifade edilen Allah’ın kullarıyla beraber olması “İnnallahe mea / şüphesiz Allah onlarla beraberdir” yüce Allah’ın yardım ve desteğinin onlara ulaşması onları o konuda başarılı kılması demektir. Alimler bu şekilde yardım ve destek görmeyi tevfik ve nusret olarak ifade etmişlerdir. Bu mesele o kadar öneme haiz bir meseledir ki zira Allah yardım etmeden kulunu desteklemeden ne nefse karşı ne şeytana karşı nede düşmana karşı üstün ve galip gelmek mümkün değildir. İmtihan hayatını güzel bir akıbet ile sonlandırabilmek ölünceye kadar dosdoğru olabilmek için ilahi yardıma ne kadar da muhtacız! Dinin direği mesabesinde olan namaz içerisinde “ bizi dosdoğru yola ilet üzerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve delalete düşenlerin haline değil” derken Allah’tan istediğimiz bu Tevfik ve nusreti bize vermesi bu hali kaybeden insanların düştüğü hallerden bizi uzak tutmasını talep ediyoruz. Biz bu talebi rabbimize iletirken rabbimizde ilahi rehberimiz olan kitabımızda bunların vesilelerini ve yollarını bize iletmekte bu konuda da bizlere böylelikle yol göstermektedir. Bedir harbinde 313 yiğit’in kendilerinden sayıca üç kat daha fazla olan sadece sayıca değil aynı zamanda teçhizatla da üstün olan düşmanlarına karşı melekleri yanlarında savaşmaya itecek bir samimiyeti ortaya koymuş “Nice az topluluklar çok topluluklara Allah’ın izniyle galip gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir”(Bakara 249) sırrına layık olmuşlardı. Eğer o gün Müslümanlar savaşı kaybetmiş olsalardı İslam o gün yeryüzünden silip gidecekti. Fakat Allah onlarla yardımıyla, melekleriyle beraber olunca diğer bir ifadeyle onlar bunu hak edip Allah onlara yardım edince üstün ve galip geldiler tarihe destan yazdılar. Aradan çok uzun zaman geçmeden yaşanan uhud harbinde ise yenilgiye uğrayarak mağlup oldular. Bu ayetler bir yandan uhudun yaralarını sarmaya devam ederken bir yandan yardım ve zaferin şartlarını da ortaya koymaktadır. Bu şartlar içerisinde dikkat çekmek istediğimiz önemli nokta rüzgarı kaybetmeye sebep olan Müslümanların kendi aralarında çekişmesi ve yılgınlığa uğramasıdır. Ayeti kerimede ifade edilen ر۪يحُكُمْ rüzgarınız; ilahi yardım, gücünüz, içinde bulunduğunuz ikbal hali, cemaatiniz ve devletiniz şeklinde yorumlanmıştır.
Ve “وَاصْبِرُ sabredin” Düşmana karşı savaşlarda olsun isterse cemiyet içerisinde bulunur iken birbiriniz huy ve karakterine olsun, mutlak manada sabır ve sebat gösterin. “Çünkü şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” Yani onların yardımcısıdır, koruyanıdır buyurdu.
Allah ve Rasûlüne, kulun emrolunduğu ve nehyolunduğu her şeyde itaat etmek… Allah’ın bize emrettiği şeyi emir bilip yapmamız, nehyettiği şeyden çekinmemiz… Çünkü Allah’a ve Rasûlüne itaat, savaşta ve savaş dışında başarı ve zaferi gerçekleştirmenin sebeplerindendir. Çünkü itaat, düzen ve intizam sağlar, anarşi ve dağınıklığı giderir. Saf, söz ve hedef birliği, çekişmeye ve ayrılığa düşmemek… O halde birbirinizle çekişmekten sakının. Çünkü bu gücü kıran, toplumların bünyesine engel olan, kahramanlık duygusunu yok eden ve kuvveti parçalayan, cemiyetin varlığını, düşmana yönelme gücünü ortadan kaldıran şeydir. Ümmetler, içine düştükleri ayrılıklar, görüş farklılıkları ve itirazları sebebiyle yok olmuştur.
İşte son asırda şahit olduk ki içerisine girdikleri çekişme sebebiyle büyük bir imparatorluk olan Osmanlı devleti paramparça oldu İslam hilafeti ilga edildi, şeriat yürürlükten kaldırıldı ve Müslümanlar paramparça oldu ve dağıldı. Geriye bugün İslam adına sadece Müslümanların sahip oldukları cemiyet ve toplulukları kaldı içinde bulundukları ikbal haline zeval geldi devlet ve güçleri ellerinden gitti. İşte bu ibretlik tablodan bugünün Müslümanları olarak gerekli dersleri çıkartmak zorundayız elimizde kalan nimetlerin kadr-u kıymetini kenetlenerek İslam kardeşliğini yaşatarak bildiğimizi rabbimize göstermek zorundayız ki bizimle beraber olsun bize yardım etsin bizi desteklesin ve canımızı Müslümanlar olarak alsın!
Unutmamak lazımdır ki bizler Fatiha da nusret talep etmeden önce “ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım dileriz” derken birlik ve kardeşliğimizi Allah’a kul olabilmek adına çırpınışımızı dile getiriyor ondan sonra bize yardım ve hidayet etmesini ondan niyaz ediyoruz. Demek ki ilahi yardım ferdin üzerine değil cemiyetin üzerine iniyor, sık ormanların yağmur bulutlarını üzerine çektiği gibi kenetlenmiş bir toplumda ilahi yardıma mazhar oluyor. Rabbimiz bu şuuru muhafaza eden kullarından olmayı bizlere nasip eylesin inşallah diyor Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize ve üzerimize olması dileğiyle sizleri Allah’a emanet ediyorum…