SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KASAS SURESİ 71. VE 73. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
71- Ey Muhammed! De ki; “söyleyin bakalım; Allah, üzerinize geceyi Kıyamet gününe kadar sürekli kılsa ,Allah’dan başka size yık getirecek ilah kimdir. İşitmiyormusunuz?”
72- De ki; “Allah gündüzü kıyamete kadar üzerinizden kaldırmasa, Allah’dan başka hangi tanrı, dinleneceğiniz geceyi getirebilir? Görmez misiniz?”
73- Allah dinlenmeniz için geceyi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için gündüzü yaratmıştır. Bunlar O’nun rahmetidir. Belki artık şükredersiniz.
İnsanlar, bu iki olayın sürekli yenilenmesine uzun süre alıştıklarından dolayı, olayın pörsümez tazeliğini unutuyorlar. Güneşin doğuşu ve batışı karşısında çok az zaman ürperiyorlar. Gündüzün doğuşunun, ardından gecenin gelmesinin onları sarstığı çok nadirdir. Gece ve gündüzün bir düzen içinde dönüşümlü olarak birbirini izlemesinin kendilerine yönelik rahmet olduğunu, monotonluktan, bıkkınlıktan, durgunluktan yıpranmışlıktan, ölgünlük ve yok olmaktan kurtuluş olduğunu düşünmüyorlar.
Kur’an onları alışkanlıkların ve geleneklerin neden olduğu durgunluktan, ölgünlükten uyandırıyor. Çevrelerindeki evrene ve evrenin olağanüstü sahnelerine dikkatleri çekiyor. Bunu da, ebediyen gece veya ebediyen gündüz olması durumunda ne olacağını düşünmelerini sağlayarak, her iki durumda da karşı karşıya kalacakları zorluklardan korkutarak gerçekleştiriyor. Çünkü insan, kaybetmediği ya da kaybetmekten korkmadığı sürece bir şeyin değerini bilmez.
“De ki; Söyleyin bakalım; Allah, üzerinize geceyi kıyamet gününe kadar sürekli kılsa, Allah’dan başka size ışık getirecek ilah kimdir. İşitmiyor musunuz?”
İnsanlar kış günlerinde gece biraz uzayınca sabahı özlerler. Bir süre bulutların arkasında gizlenince güneş ışığına özlem duyarlar. Ya bu ışığı büsbütün kaybederlerse ne olacak? Şayet kıyamete kadar hep gece olsa ne olacak durumları? Bir an için hayatlarını sürdüreceklerini varsaydığımızda, bu tür endişeler söz konusudur. Oysa eğer hep gece olsa ve hiç gündüz olmazsa hayat yok olma ve sönme tehlikesiyle karşı karşıya kalır.(Gecenin hiç bitmeden sürmesinden söz edildiği zaman “işitmiyor musunuz” şeklinde bir soru yöneltiliyor. Gündüzün hiç bitmeden sürmesinden söz edildiğinde ise “Görmez misiniz’!” şeklinde bir soru yöneltiliyor. Bunun nedeni, dinlenmenin geceye özgü “Görmenin ise gündüze özgü bir olgu olu5udur. Bu da ifadedeki edebi ahenk örneklerinden biridir)
“De ki Allah gündüzü kıyamete kadar üzerinizden kaldırmasa Allah’dan başka hangi tanrı dinleneceğiniz geceyi getirebilir Görmez misiniz
Gündüz saatlerinde sıcaklığın etkisi uzadıkça insanlar gölgelere çekilip dinlenmek isterler. Yaz mevsiminde gündüz birkaç saat uzadığı için, geceye özlem duyarlar. Gündüz saatlerindeki hareketlilik esnasında harcanan enerjiyi yeniden toplamak için hayatın bütünlüğü açısından bir süre geceleyin dinlenmeye ihtiyaç vardır. Bir an için hayatta kalacaklarını varsayarsak, şayet kıyamete kadar hep gündüz olsa, ne yapacak insanlar? Oysa eğer hep gündüz olsa, insanlık hayatı yok olma ve durma tehlikesi ile karşı karşıya kalır.
Dikkat edin, her şeyi bir plana göre hareket eder. Evrende yer alan büyük-küçük her şeyin bir programı vardır. Her şey Allah katında bir ölçüye göre belirlenmiştir:
“Allah dinlenmeniz için geceyi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için gündüzü yaratmıştır. Belki artık şükredersiniz.”
Çünkü gece dinlenme ve huzur demektir. Gündüz ise, hareket demektir yorulma ve Allah’ın lütfuna yönelme demektir. İnsanlara ne verilmişse, Allah’ın lütfundandır. “Belki şükredersiniz.” Yüce Allah’ın size bahşettiği nimetlere, size yönelik rahmete, gece ve gündüzün dönüşümlü olarak meydana gelmesi şeklindeki planı ve seçimine ve hayata egemen olan tüm yasalara karşılık şükredesiniz diye. Bütün bu yasaları, siz belirlememişsiniz. Onları bir rahmet, bir bilgi ve uzun süreli alışkanlıktan ve tekrardan dolayı farkında olmadığınız bir hikmet uyarınca seçip belirleyen yüce Allah’dır.
Bu gezintiler, kısa ve çabucak biten bir kıyamet sahnesi ile son buluyor. Burada, Allah’ın ortaklarının olduğuna ilişkin müşriklerin asılsız iddialarını reddetme, çürütme amacı ile bir soru yöneltiliyor. Sorgulama ve hesaplaşma anında eriyip silinen, asılsız ve boş iddiaları ile karşı karşıya bırakılıyorlar: