İNSAN KALABİLMEK

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH’A (Celle Celaluhu) mahsustur. Salat ve Selam son Resul Hz. Muhammed (sav) efendimize onun aline ve ashabının üzerine olsun İnşaAllah.

İnsanın varlığı ALLAH(Celle Celaluhu) içindir. ALLAH(Celle Celaluhu) insanı kendisine kul olsun, kulluk yapsın diye yarattı. İnsanın böyle bir görevle yükümlü olması bu önemli emaneti yüklenmiş olması onun yeryüzündeki varlığının temel anlamlarından birini ifade eder. Bu önemli görevi yerine getirme sürecinde aşması gereken en önemli engel yine insanın kendisidir. Çünkü onun imtihan varlığı olmasının bir gereği olarak nankörlük, geçici hazlara düşkünlük, cimrilik, umutsuzluk, unutkanlık, böbürlenme, acelecilik, gerçeğe karşı direnme, inkârcılık gibi zaafları bulunmakta olup ahlaki gelişim sürecinde bu zaaflarını yenmeyi öğrenmelidir. Özünde en güzel şekilde yaratılan insan bunu başaramadığı zaman aşağıların aşağısına düşmeye mahkûmdur. Unutulmaması gereken bir hususta dünya hayatının geçici olduğu ve ölümün kaçınılmazlığı karşısında insan için en akıllıca işin bu yeryüzü sınavını başarıyla geçme çabası içinde bulunması gerektiğidir. Vücut olarak zayıf ve ömrün kısalığı sebebiyle fani olan insanın yüklendiği sorumluluk gerçekten büyüktür. Eğer bu sorumluluğun farkında olur kendisini ALLAH’A (Celle Celaluhu) götüren ilmi öğrenirse ALLAH(Celle Celaluhu) yolunda yürüyerek O’na ulaşır. Bu da ALLAH’LA (Celle Celaluhu) kendi arasındaki tüm engellerin kaldırılması ile mümkündür. ALLAH(Celle Celaluhu) insanı sorumluluğunu yerine getirebilmesi için aciz bırakmamış onu ilim, irade, akılla destekleyerek yaratılmışların en üstünü kılmıştır. Zaten insanın sorumluluğu bahsedilen bu üç özellikten dolayıdır. İnsan yaratılış olarak İslam’a meyillidir. Bu konuda Peygamberimizin “ Her doğan İslam fıtratı üzerine doğar” hadisinin sözleri bunu teyit etmektedir. Yine insanın en güzel biçimde yaratılması Kur’an’da şöyle anlatılır;

“Biz şüphesiz insanı en güzel biçimde yarattık.” (TİN 4)

Bu güzel yaratılışı koruması da insanoğlunun şartları aşıp O’na yönelmesi ve O’nun kanunları çerçevesinde tavizsiz, engellemelere aldırmadan yalnız ALLAH’A (Celle Celaluhu) kulluğun şuuruna ererek koruyabilir. Aksi halde bahşedilmiş sınırlı özgürlüklerle nefis, şeytan tuğyandan oluşan bir yaşamla ne ALLAH(Celle Celaluhu)’ a kulluğun ne de insan olduğumuzun şuuruna erebiliriz. Ama bütün bunlara karşı ALLAH(Celle Celaluhu) insanoğlunun cahil, aceleci, zalim, zora dayanamayan, nankör, gözü doymaz şımarık birisi olduğunu Kur’an’da açıklamaktadır. Bu zafiyetlere karşılık insan ALLAH(Celle Celaluhu)’ ın kendisine verdiği irade sayesinde bütün bunlardan sıyrılarak ALLAH(Celle Celaluhu)’ ın rızasına ulaşabilir. Çünkü insan sadece yaptığı ameller sayesinde ALLAH(Celle Celaluhu)’ ın rızasını kazanabilir. Herkesin bir koruyanı vardır. İnsanı esfeli safiline düşmekten koruyan İslam’ın varlığı, İslam’ın ta kendisidir. ALLAH(Celle Celaluhu) insanı bu cehalet ve şaşkınlığı üzere terk etmemiş onu evham ve hayalleriyle baş başa bırakmamıştır. Aksine emrine almakla mükellef bir kitapla tanıtmıştır. Yaratıcı insana yeryüzünü imar etme görevini yüklemeyi de dilemiştir. Ona yüklediği bu görevi yerine getirmesi için etrafında bulunan eşyayı ve kendini kuşatan hayatı emrine almakla yetkili kılmıştır. Bunun gerçekleşmesinde tek etken tek yolda İslam dinidir. Hayatın her alanında İslam’ca takınılan her tavır insanı insan yapar. Hayatın her alanında İslamsızca takınılan her tavır insanı hayvan yapar. Tercih bizim, sizin tercihiniz hangi yönde?

Rabbim zahirlerimizi insan şeklinde kılıp kalplerimizi hayvan kalplerinden eyleme. Âmin.