AKILLI OLMAK VE AKLI KULLANMAK ARASINDAKİ FARK -2-
Göklerde ve yerde ne varsa her şeyin tesbih ettiği, Aziz ve Hakim, Göklerin ve yerin Hükümdarı, öldüren ve dirilten, her şeye Kadir, Evvel ve Ahir olan, zahir ve batın olan ve Her şeyi bilen Allah Azze ve Celle’ye sonsuz Hamdu Senalar olsun. Salat ve Selam Nurlu yolun önderi, Kafirlerin korkulu rüyası, Yaşayan Kur’an, Tevhid inkılabının öncüsü Hz. Muhammed (S.A.V)’e, O’nun Ehli Beytine, ashabına ve tüm Mü’min, Muvahhid ve Mücahidlerin üzerine olsun.
İnsanların sadece Allah Azze ve Celle’ye kulluk yapmaları gerektiğine dair sayısız delil mevcuttur. Sadece ama sadece Allah Azze ve Celle’dir kulluk yapılmaya layık olan. O’nun sıfatlarının her birinin maddi ve manevi hayatımızdaki tecellisi bizim yalnız ama sadece O’na kulluk etmemizin ayrı ayrı delilleriyle doludur. Peki insanlar niye başkasına ya da başkalarına kulluk yapar.
Bu sorunun cevabı hiç şüphesiz Allah Azze ve Celle’yi tanımamaktan kaynaklanmaktadır. İmam-ı Azam Ebu Hanife (Rh.a.) “İlmin başı Marifetullah’dır” buyurmaktadır. Marifetullah Allah Azze ve Celle’yi tanımaktır.
Ama hakk’ı ile tanımak. Kendisini bize bildirdiği gibi tanımak. Bir önceki yazımda ortak dil olan akıldan bahsedeceğimi yazmıştım. Ortak dilden kastım şudur ki; kişi hangi dili konuşursa konuşsun Kur’an’da zikredilen akla yönelik, düşünmeye teşvik eden, Tahkiki imana çağıran, Ayetler o kişinin ya da kişilerin anlayabileceği dil kullanılarak anlatılırsa mutlaka ama mutlaka anlayabileceği gerçeğidir. Tevhide çağıran Ayetlerin temas ettiği somut deliller ortaktır.
Güneş, ay, yıldızlar, ölme, dirilme, meninin geçirdiği evreler, ağaçlar, kuşlar ve diğerleri. Evet, insanı diğer canlılardan ayıran vasfı, özelliği akıllı olması değil aklını kullanmasıdır. Bu cümle daha önceki yazımda da var olan bir cümledir. Şimdi İnşallahu Rahman biraz daha açalım. Allah azze ve celle Kitab-ı Kerîm’inde bazı Ayetlerin sonunda mealen “Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?“, “Aklı olan bir kavim için”, Düşünen bir kavim için” diye hitab da bulunmaktadır. “Efelata’gilun” “Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?
Bu hitablar bize şunu göstermektedir ki; Allah Azze ve Celle insanı değil, aklı muhattab almıştır. Çünkü mecnunlar yani deliler ilahi tekliflere muhattab değillerdir, hâlbuki zahirde bakıldığında onlarda insandır.
Fakat niye ilahi tekliflere muhatab değillerdir, işte bu sorunun cevabı hakikaten çok önemlidir. Akıllı olmayı yani iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, Hakk’ı batıldan ayırt edebiliyor olmasını üstünlük sebebi sananlar apaçık bir şekilde delalet içerisindedirler. Aklını yaratılış gayesine uygun kullanmayan insanın halini Allah Azze ve Celle Araf 179.Ayette; Dört ayaklı hayvana benzetmektedir. Ve gafillerin ta kendileri oldukları bildirilmektedir.
Bir başka Ayeti Kerime de Allah Azze ve Celle şöyle buyurmaktadır.
Mealen “Yeryüzündeki canlıların en şerlisi aklını kullanmayan sağır ve dilsizlerdir” (ENFAL 22)
Bu Ayetin tefsirinde Ali es-Sabuni şöyle buyurmaktadır; “Allah Azze ve Celle insanların bir kısmının köpekler, domuzlar ve eşekler den daha aşağı olduğunu beyan etmektedir. Çünkü onlar en önemli varlıkları olan akıllarını doğru şekilde kullanmamaktadırlar.” Bu duruma düşmemek için Vahyi aklımızla okumalı, aklımızla dinlemeliyiz.
Kur’an’dan Hakkı ile istifade etmenin tek yolu da budur. İnşallahu Rahman bu başlığı açıklamaya devam edeceğim. Rabbim yar ve yardımcımız olsun
Dualarımızın sonu Âlemlerin Rabbine Hamd etmektir. SELAMUN ALEYKUM