EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA TEKVİR SURESİ (GİRİŞ)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
TEKVİR SURESİ
GİRİŞ
Adı: Sure, ismini ilk ayetinde geçen ‘kuvvirat’ kelimesinden almıştır. Kuvvirat mâzi-meçhul sigasıdır ve anlamı “dürülmek” demektir. Surede güneşin dürülmesinden sözedildiği için, böyle bir isim almıştır.
Nüzûl zamanı: Muhtevasından ve üslübundan da anlaşılacağı gibi, bu sure Mekke’nin ilk dönemlerinde nâzil olmuştur.
Konu: Bu surede Kıyamet ve Risalet olmak üzere iki konu işlenmiştir. İlk 6 ayette kıyametin ilk safhası açıklanmıştır.
Güneş dürüldüğü zaman, yıldızlar kararıp dağıldığı zaman, dağlar yürütüldüğü zaman, on aylık gebe develer başıboş bırakıldığı zaman (ki bunların Arapların en kıymetli varlıkları olmasına rağmen onlarla ilgilenemiyeceklerdir.) vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman, denizler kaynatıldığı zaman.
Daha sonraki 7 ayette ise, kıyametin ikinci safhası açıklanmıştır.
Ruhlar bedenlerle birleştiği zaman ve defterler açılıp yayıldığı zaman, insanoğlu yaptıklarından sorguya çekildiği zaman, gökyüzü sıyrılıp açıldığı zaman, cehennem ve cennet insanın gözü önüne yaklaştırıldığı zaman.
Böyle bir tablo çizildikten sonra, düşünmesi için insan kendi kendine bırakılarak, her can ne yapıp getirdiğini bilecektir, diye buyuruluyor. Ardından da Risalet konusu üzerinde durulmuş ve Hz. Muhammed’in (s.a) tebliğ ettiği vahyin, bir mecnunun sözleri ve şeytanın vesveseleri olmadığı bildirilmiştir. Hz. Muhammed (s.a) Allah’ın (c.c.) gönderdiği yüce bir peygamber olarak kutsal emaneti taşımış ve O ufuklarda emaneti aktaranı (Cibril-i Emin) apaçık görmüştür. Şimdi siz bu peygamberden ve O’nun getirdiği vahiyden yüz çevirerek nereye kaçabilirsiniz?