sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

MERKEZİ KALB

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd alemlerin Rabbi (Celle Celaluhu) içindir. Salat ve Selam kalbimizi hedef alan sözle gönderilen Peygamber(sav)’e, aline ve ashabının üzerine olsun İnşaAllah.

Kuşkusuz kalp doğruluğu ve eğriliğiyle insanın ahiretteki yerini belirleyici öneme sahiptir. Vahyin öğretilerine göre itaatın ve isyanın ana merkezi…

Evet vahiy, kalbi insanın merkezi olarak kabul etmiştir. Merkez olması hasebiyle imanı, tefekkürü, akletmeyi, taati ve teslimiyeti yani yücelten tam halleri kalbe nispet ettiği gibi inkarı, isyanı, akletmemeyi, duyarsızlaşmayı da kalbe nispet etmiştir.

Hayrında, şerrinde başlangıç yeri kalptir. Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur;

“Fitneler tıpkı hasır gibi insanların kalbine çubuk çubuk arz edilir, hangi kalp bu fitneleri kabul ederse onda siyah bir leke hasıl olur. Hangi kalp de onu reddederse onda beyaz bir nokta hasıl olur. Böylece iki ayrı kalp ortaya çıkar. Biri cilalı taş gibi bembeyazdır. Dünyalar durdukça buna hiçbir fitne zarar veremez. Diğeri ise alaca siyahtır tepe taklak duran bardak gibidir, bu kalp ne iyiyi iyi bilir ne de kötüyü kötü. O sadece hevasına uygun olanı doğru bilir.”

Kalbin ıslahı çok mühimdir. Bütün azalar onun emrindedir. Kalbin hayatı hidayet, ölümü dalalet, hastalığı masiva uyanıklığı ZİKRULLAH uykusu da gaflettir.

Kalbimizi bir tarlaya benzetebiliriz. Toprak önce zararlı işe yaramaz otlardan temizlemelidir ki ardından fidanlar ekilebilsin. Kalbimizi de tövbe ile temizlemeli iyi duyguların kök salması için hazır hale getirmeliyiz.

Mü’min kalbi temizdir. Fasıkların kalbi kirlidir karadır. Kafirlerin kalbi ise simsiyahtır.

Kalbin kararmasının 4 alameti vardır;

1-) İbadetin tadını duymaz

2-) ALLAH(C.C.) korkusu hatırına gelmez

3-) Gördüklerinden ibret almaz

4-) Okuduklarını, öğrendiklerini anlayıp kavrayamaz

Nefis kötü isteklerden kurtulunca temizlenir. Kalbi temizlemek için riyazet ve mücahede gerekir. Riyazet nefsin arzularını yapmamaktır. Nefsimiz haramları, yasakları arzu eder. Bunlardan kaçmak gerekir. Mücahede nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Nefsimiz iyilik, ibadet yapmak istemez. İyilik ve yaparak kalbi temizlemelidir.

Peygamberimiz(sav) şöyle buyurmuştur; “ALLAH(C.C) sizin şeklinize bedeninize bakmaz fakat kalbinize ve amellerinize bakar.”

Maalesef ALLAH(Celle Celaluhu)’tan gafil kalmış kalp dünyalık kayıpları için üzülüp böyle bir zarara uğramamak için bin bir çare düşünür. Fakat ebedi hayatlarını tehlikeye atan manevi kayıplara aldırış etmez.

İnsanların çoğu bedenlerin ölümünden korkarlar. Asıl korkulması gereken husus kalplerin ölümüdür.

Veh Bin Münebbih şöyle der; “ İnsanlar ne kadar tuhaf bedeni ölenlere ağlıyorlar da kalbi ölenlere ağlamıyorlar, oysa asıl felaket kalbin ölmesidir.”

Hz. Ali (r.a); “Kimin takvası az olurda haramdan iyice kaçınmazsa kalbi ölüverir. Kalbi ölen kimse ise cehenneme girer.

İman etmeyeceği ALLAH(Celle Celaluhu) indinde bilinen kafirin kalbi mühürlüdür. Onun hidayete gelmesi mümkün değildir. Hakkı işitmezler, gerçekleri görmezler.

Bir Hadis-i şerifte kalpler 4 çeşittir.

1-) Kılıfsız kalb

2-) Kılıflı kalb

3-) Ters kalb

4-) Yamuk kalb

Kılıfsız kalb: Bu Mü’minin nurlu kalbidir. Hep iman nuru parlar.

Kılıflı kalb: Kafirin kalbidir, taş gibidir, hareketsizdir, rahmete kapalıdır.

Ters kalb: Münafığın kalbidir, hakkı bildiği halde inanmaz ama inanır görünür. Kafir kalbi gibi bu da terstir.

Yamuk kalb: İçinde imanda, nifakta olan kalbdir. O’nun imanının misali bir tohum tanesi gibidir ki o taneyi su büyütür. Oradaki nifakın misali ise irin ve karın büyüttüğü çıkan gibidir. Bu ikisinden hangi diğerine galip gelirse kalbe o hakim olur.

Ahirette Rabbimizin (C.C.) huzuruna salim bir kalble çıkabilmemiz için Dinimizin yasakladığı her türlü günahtan kaçınmamız gerekir. Çünkü günah bir iç çöküntü bir terslik ve fıtratla zıtlaşmadır. Günaha giren kimse kendini vicdani azaplara kalbi sıkıntılara bırakmış bir talihsiz bütün ruhi meleke ve kabiliyetlerini şeytana teslim bir zavallı durumuna düşer. Bir de o günahı işlemeye devam ederse bütün ipi elden kaçırır. Artık ne bir irade ne bir direnme ne de kendini yenilemeye mecali kalır. Elbette hiç günah işlememe gücüne sahip değiliz. Zaman zaman bilerek ya da bilmeyerek bir çok hata ve günahlarımız olmaktadır. Bu günahlar kalbimizi kirletir ama bu kiri silme ve yeniden kalbimize temizleme yolunu Yüce ALLAH(Celle Celaluhu) bize bildirmiştir yeter ki günahta ısrarcı olup kalplerimizin katılaşmasına sebep olmayalım.

“ De ki; Ey nefislerinde aşırı giden kullarım. ALLAH(C.C.)’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz ALLAH(C.C.) bütün günahları affeder. Çünkü o çok bağışlayandır. Çok merhamet edendir.” (ZÜMER 53)

Bize düşen ALLAH(Celle Celaluhu)’ın emir ve yasaklarına uymak nefsimizin esiri olmadan temiz bir kalble Rabbimizin huzuruna çıkmaktır.

“Kuşkusuz nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.” (ŞEMS 9)

Arınanlardan olmak ümidiyle inşaALLAH.

VESSELAM

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.