SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZÜMER SURESİ 7. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
7- Eğer inkâr ederseniz bilin ki, Allah sizin imanınıza muhtaç değildir. Fakat kulları için küfre razı olmaz. Ve eğer şükrederseniz sizden hoşnut olur. Hiçbir günahkâr, diğerinin günahını çekmez. Sonra dönüşünüz Rabb’inizedir. O size, yaptıklarınızı haber verir. O, kalblerde olanı bilir.
Annelerin karınlarında geçen bu yolculuk, uzun yolculuğun bir aşamasıdır. Bundan sonra karınların dışında geçen hayat aşaması gelmektedir. Bunun ardından ise son aşama, hesaba çekilme ve ceza aşaması yer almaktadır. Bütün bu aşamalar, her şeyi yoktan var eden, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan Allah’ın düzenlenmesi ile gerçekleşir.
Yüce Allah, güçsüz ve zavallı kulların hiçbir şeyine muhtaç değildir. Yalnız O, rahmeti ve ihsanı gereği kullarına yardım etmekte ve onları korumaktadır. Onlar ise alabildiğine güçsüz, alabildiğine takatsızdırlar!
“Eğer inkâr ederseniz bilin ki, Allah sizin imanınıza muhtaç değildir.”
İman etmeniz O’nun mülkünde hiçbir şeyi arttırmaz; inkâr etmeniz de O’ndan zerre kadar bir şey eksiltmez. Yalnız, Allah kâfirlerin küfrüne razı değildir. Ve O, bu işi sevmez.
“Fakat kulları için küfre razı olmaz. Ve eğer şükrederseniz sizden hoşnut olur.”
Şükretmeniz O’nun hoşuna gider. Bu eyleminizi sever. Bunu yaptığınız için ayrıca sizi güzelce ödüllendirir.
Her insan yaptığından sorumludur; kazancından hesaba çekilecektir. Kimse kimsenin yükünü taşımaz. Herkesin yükü, günahı kendi boynunadır.
“Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez.”
En sonunda dönüş, yüce Allah’adır; başkasına değil. O’ndan kaçış yok. Başkasının yanında hiçbir sığınak yok.
“Sonra dönüşünüz Rabb’inizedir. O size yaptıklarını haber ver ir,”
Sizin hiçbir şeyiniz O’ndan gizli değildir.
“O, kalblerde olanı bilir.”
İşte son budur. Şunlar da doğru yolun işaretidir. Ve işte yol ayrımı. Herkes dilediğini seçebilir. Bilerek; düşünerek. Bildikten ve düşündükten sonra…
Birinci gezintide insanlığın varoluş hikâyesi sergilenerek onların kalblerine dokunulmuştu. Hepsinin tek bir canlıdan yaratılışları, bu yaratığın hemcinsi ile evlendirilişi, annelerinin karınlarında üç karanlık içinde yaratılmaları sergilenmişti. İlk etapta kendilerine insan denen varlığın özelliklerini bağışlayan, bunun ardından da süreklilik ve ilerleme, yükselme özelliklerini ihsan eden yüce Allah’ın elinin kendilerine tanıtılması ile kalblerine dokunulmuştu.
Burada onların kalblerine bïr kere daha dokunulmaktadır. Şimdi de sıkıntı içindeki halleri ve sevinç içindeki durumları gözler önüne serilerek dokunuşta bulunulmaktadır. İstikrarsızlıkları, güçsüzlükleri, kuru iddia peşinde sürüklenmeleri herhangi bir yol üzerinde ne de az sebat ettikleri kendilerine gösterilmektedir. Bu hallerinden ancak, Rabb’leri olan Allah ile bağlarını sağlamlaştırdıkları, O’na yöneldikleri, O’na boyun eğip itaat ettikleri, böylece yolu belirleyip gerçeği öğrendikleri ve yüce Allah’ın kendilerine bağışladığı insani özelliklerinden yararlandıkları zaman kurtulabilecekleri belirtilmektedir.