sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEN DEĞİŞİRSEN DÜNYA DEĞİŞİR

A+
A-

Hamd olsun Alemlerin Rabbi, İlahı olan ALLAH(C.C)’a, Salat ve Selam önderimiz, liderimiz Hz. Muhammed(sav)’e, Mü’minlere olsun İnşaAllah.

Değişim; Bir zaman dilimi, içindeki değişikliklerin bütünü olarak tanımı yapılır. Evet bu kadar değişimin içinde bulunup da değişmeyen şeyleri aradık. Kimimiz eskiye özlem duydu değişime karşı oldu, kimileri geçmişe geri kafalılık dedi. Yenilenen şartlardan memnun oldular. Yani kimisi değişim istedi ve bundan memnun oldu, kimisi ise olduğu durumda kalmak ya da daha kötüsü gelince geçmişe özlem duymak durumunda kaldı.

Ya Sen?

Sen hangisisin? Değişimi seven mi yoksa hep geçmişe özlem duyan mı?

Hangisi olursan ol aslında hepimize hitap eden bir ortak noktamız var. Hâl olarak değişen ama temel olarak değişmeyen bir şey var. Hepimizi ilgilendiriyor. Geçmişimizi, geleceğimizi, hayallerimizi, değişimimizi ya da değişmesini istemediklerimizi bize has haliyle veren bu şekilde olan bir şey var.

İyi yönde değişimi hepimiz istiyoruz. Toplum değişsin, insan değişsin, herkes iyi olsun, fedakar olsun, cömert olsun, adaletli olsun… Bencil, kibirli, haset olmasın. Herkes herkesten bir şey bekliyor ama hiç iğneyi kendine batırıp, boy aynasından kendine bakmıyor. Halbuki bir şeyin değişimini istiyorsak ilk önce kendimizden başlamamız gerekiyordu.

Küçüklükten beri bize öğretilen bir şey vardır. Özellikle doğayı korumak, çevreyi temiz tutmak, temizliğin önemini ve niteliğini belirtmek için hep söylenirdi.

Eğer mahallenin temiz olmasını istiyorsan önce kendi evinin önünden başlamalısın. Her evin önü, sakinleri tarafından temizlense mahalle temizlenmiş olur.

Bu temizlik konusunda söylenir ama şöyle bir düşünelim; Bizlerin istediği de bugün kalplerin temizliği, insanların merhametinin, şefkatinin geri gelmesi, bu gaddarlıktan, bencillikten kurtulması değil mi? Bu çok güzel bir şey de bu nasıl mümkün olacak? Milyonlarca insan var bunların hepsini kim düzeltecek, hangi kurallar bu değişime sebep olur ki? Kanunlar ne olmalı ki, insanın hem içine hem de dışına hitap etsin de her şekilde terbiye etsin, her alana düzen gelsin?

Değişmeyen tek şey İslam’dır. İslam’ın doğruluğu, tutarlılığı, netliği, anlaşılırlığı…

“Kuşkusuz ALLAH(C.C) katında tek din İslam’dır. Kitap verilenler ancak kendilerine ilim geldikten sonra karşılıklı ihtirasları yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Kim ALLAH(C.C)’ın ayetlerini inkar ederse bilsin ki, ALLAH(C.C)’ın hesaplaşması çok çabuktur.” (Ali İmran 19)

Seyyid Kutub; Bir tek uluhiyet… Öyleyse bir tek inanç vardır. O da Allah’ın kendi kullarından kabul ettiği inançtır. Saf ve net olan tevhid inancı. Sözünü ettiğimiz Tevhidin gerekleri ise:

“Allah katında din İslâm’dır”…

O İslâm ki, kuru bir iddiadan ibaret değildir, sadece bir sembol değildir, sadece dil ile söylenen bir sözcük değildir, hatta kalbin huzur içinde kapsamına aldığı bir düşünce de değildir…”

Burada sözü edilen İslam;

-Teslim olmakla gerçekleşen İslam’dır.

-İtaat ve bağlılıkla gerçekleşen İslam’dır.

-Kulların aralarında ALLAH(C.C)’ın kitabını hakem tayin etmekle gerçekleşen İslam’dır.

-İslam, Ulûhiyet ve otorite birliğinin kabul edilmesidir. İslam’ın bu kadar birleştiriciliğine rağmen toplumun dağılmasının, anlaşmazlığa düşmesinin sebebi de açıkça ortadadır.

“Kitap verilenler, kendilerine bilgi geldikten sonra karşılıklı ihtirasları yüzünden anlaşmazlığa düştüler”

Yani bu, işin gerçek yüzünü bilmemekten kaynaklanan bir anlaşmazlık değildir. Çünkü ALLAH(C.C)’ın birliğini, uluhiyetin tekliğini, insanın yapısını ve kulluk gerçeğini bildiren kesin ilim onlara gelmiş bulunmaktadır. Onlar ancak “aralarındaki azgınlıktan, taşkınlıktan, zulümden dolayı ayrılığa düşmekteydiler; zira ALLAH(C.C)’ın kitaplarının, yasalarının ve belirlediği inanç sisteminin kapsadığı doğruluk ve adaletten ayrılmış bulunmakta idiler.

Ve ayetin sonundaki tehdit; Tevhid gerçeği üzerindeki ayrılığı küfür saymış, kafirleri de hesaplarının çarçabuk görülmesiyle tehdit etmiştir. Böylece kendilerine tanınacak zaman küfürde, inkarda ve ayrılıkta ısrara neden olmasın…

Demek ki değişmeyen bir şey var ve bizler de inşaAllah özümüze dönüp kendimizi ve dönemimizi güzelleştirebiliriz. Bunu düşününce çoğumuzun bu mümkün değil, aman böyle gelmiş böyle gider, zorlamanın gereği yok dediğini, bazılarımızın da peki nasıl, ne yapabiliriz dediğini duyar gibiyim.

Evet, bir şeyler var yapabilecek. Nasıl ki can çıkmayan bedenden ümit kesilmiyor ise kıyamet kopmadığı sürece de bu dünyanın devamlı değişme ümidi vardır. Geçmiş tarihimize bakarsak toplumlar nerelerden nerelere gelmiş. Toplulukların hali bir öyle olmuş bir böyle. Bir dönem rahat ve düzenli bir hayat yaşamak nasip olmuşken bir dönem de zelil ve rezil bir hayat yaşanmış. İşte bu noktada ALLAH(C.C)’ın takdir-i İlahisini görüyoruz. Demek ki bu dünyayı yaratan aynı zamanda hala bu dünyaya müdahale etmekte ve sözü geçmekte hem de her an.

Dilediği şekilde dilediği hükmü vermeye gücü yeten ALLAH(C.C) ise o halde bu mülkün en iyi kontrol edicisine sormak ve ona göre yaşamak lazım ki o mülkten en iyi şekilde istifade edelim.

İyi yönde değişmek isteyenlere bir çağrım var, eğer sen değişirsen dünya da değişecek, yönetim de değişecek, adalette gelecek. Bunu dünyanın tek sahibi söylüyor;

“İnsanın önünden ve arkasından izleyen(melekler) vardır, onu ALLAH(C.C)’ın emri ile gözetlerler. Herhangi bir toplum tutumunu değiştirmedikçe ALLAH(C.C) onun konumu değiştirmez. ALLAH(C.C) bir toplumun herhangi bir kötülüğe uğramasını dileyince, onu hiç kimse önleyemez. İnsanların ALLAH(C.C)’tan başka hiçbir koruyucusu, kayırıcısı yoktur.” (Rad 11. Ayet)

Evet değişimi ve değişmek isteyenleri Tevhid’e, İslam’a teslim olmaya ve yaşamaya davet ediyoruz.

“Eğer seninle tartışmaya girerlerse, de ki: “Bana uyanlarla birlikte ben kendimi ALLAH(C.C)’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenler ile müşriklere, “Siz de Allah’a teslim oldunuz mu?” diye sor! Eğer teslim olurlarsa doğru yola girmiş olurlar. Eğer sırt dönerlerse, sana düşen sadece duyurmaktır. Allah kullarını hakkıyla görür.” (Ali İmran 20. Ayet)

Gayret bizden, Tevfik ALLAH Azze ve Celle’dendir.

VELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.