sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA İHLAS SURESİ 3 VE 4. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA İHLAS SURESİ 3 VE 4. AYETLER
28.09.2023
607
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

3- O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.(5)
4- Ve hiç bir şey O’nun dengi değildir.(6)

AÇIKLAMA

5. Müşrikler her devirde, İlah’ın da insan cinsinden olduğu düşüncesine sahip olmuşlardır. O düşünceye göre, birçok tanrı vardır. Bunlar, tanrı ve tanrıça şeklinde iki cinstir. İnsanlar gibi evlenirler ve çocuklara sahip olarak nesillerini devam ettirirler. Müşrikler, Alemlerin Rabbı Allah’ı da bu cahilane düşünceler dışında bırakmamışlardır. Allah’a da evlat nispet etmişlerdi. Arapların bu akidesi Kur’an-ı Kerim’de şöyle açıklanmıştır: Onlar melekleri Allah’ın kızları zannederlerdi. Diğer enbiyanın ümmetleri de bu cehaletten kurtulamamışlardı. Onlar, bazı salih insanları Allah’ın oğulları olarak kabul etmişlerdi. Bu hurafeler her zaman iki tip düşünceyle ifade edilmişti. Bazıları, kimi insanların Allah (c.c.) ile nesebî ilişkileri olduğuna inanmışlardı. Bazıları da kimi insanları Allah’ın evlatığı olarak görmüş, bu yönden oğlu olarak kabul etmişlerdi. Onlar bir kimseyi Allah’ın babası olarak nitelendirmeye ise hiçbir zaman cesaret edememişlerdir. Ancak apaçıktır ve mantıklarının da zarurî sonucudur ki, eğer onlar Allah’ın üremeden münezzeh olduğuna inanmıyorlarsa ve O’nun evladı olmadığı için bir başkasını evlatlık edinmek ihtiyacında olduğunu zannediyorlarsa; o zaman ister istemez Allah’ın da bir kimsenin (hâşâ) evlâdı olabileceğini kabul etmeleri gerekir. Onlar, ilah konusundaki düşünceleri nedeniyle Rasulullah’a önce Allah’ın nesebini, ikinci olarak da bu dünyayı kimden miras aldığını ve varislerinin kim olacağını sormuşlardır.
Bu cahilane düşünceyi tahlil edersek, bunu kabullenen kişinin başka zanları da kabul etmesi gerektiğini anlarız:
a) Eğer Allah (c.c.) bir değilse ve pek çok cins ilahtan biriyse, ayrıca onların ilahlıkları Allah’ın sıfat, fiil ve yetkilerine ortak olmak şeklindeyse, bu durumda Allah’ın sadece evladı değil, evlatlığını da ilah kabul etmek gerekir; çünkü evlatlık ancak aynı cinsten olabilir. Bunun sonucu olarak, Allah’ın cinsinden olan kimsenin de sıfatları inkar edilemez.
b) Eğer erkek ve dişi ilah varsa, çocuk meydana gelebilmesi için aralarında cinsel birleşme olmalıdır. Hâşâ, bu kabul edilirse Allah’ın maddî olduğunu ve bu maddeden bir de karısının bulunduğunu kabul etmek gerekir.
c) İnsanlar fânidir. Bu nedenle nesillerinin devamı için cinsî birleşme yaparak ürerler. Eğer Allah’ın da ürediğine inanılıyorsa, O’nun da (c.c) fâni olduğu (hâşâ) kabul edilmek zorunda kalınır. Bunun yanısıra, üreyen cinslerin bir başlangıç ve sonları vardır. Onlar ne ezelî ne de ebedîdirler. Allah’ın ürediğine inanılırsa, O’nun da bir başlangıcı ve sonu olduğunu kabul etmek zorunda kalınır.
d) Evlatsız bir kimse, kendisine yardımcı olarak bir evlatlık alır. Böylece ölümden sonra kendisine varis olmasını sağlar. Dolayısıyla, eğer Allah (c.c.) için evlatlık kabul edilirse, evlatlık edinmek zorunda kalan insanların taşıdığı bütün zaafları Allah (c.c.) için de kabul etmek zorunda kalınır.
Bütün bu varsayımlar Allah’a “ehad” ve “es-Samed” denilerek kökten çürütülmüştür. Buna rağmen surenin devamında ayrıca “doğurmamış, doğurulmamıştır” denilerek şüpheye hiç mahal bırakılmamıştır. Çünkü bunlar, Allah’ın Zâtı hakkındaki şirkin en önemli sebepleriydi. Onun için Allah, İhlas suresinde bu şirkleri reddetmekle kalmadı, Kur’an’ın değişik yerlerinde çeşitli üsluplar ile bu konuya tekrar tekrar değindi ki, gerçek yerleşsin. Meselâ Nisa suresinde şöyle buyurulmuştur: “Ey Kitap Ehli, dininizde taşkınlık etmeyin ve Allah (c.c.) hakkında gerçek olmayan şeyleri söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih, sadece Allah’ın elçisi, O’nun Meryem’e attığı kelimesi ve O’ndan bir ruhtur. Allah’a ve elçilerine inanın. Allah (c.c.) üçtür demeyin. Kendi yararınıza olarak buna son verin. Çünkü Allah (c.c.) yalnız bir tek tanrıdır. (Hâşâ) O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir…” (Nisa:171) . Saffat suresinde de şöyle buyurulmuştur: “İyi bilin, onlar iftiraları yüzünden diyorlar ki, Allah (c.c.) doğurdu; Onlar elbette yalancıdırlar” (Saffat: 151-152) . Yine Saffat suresinde şöyle buyurulmuştur: “O’nunla cinler arasında bir nesep uydurdular. Halbuki cinlere de onların getireceklerini bildirmiştir.” (Saffat:158) . Zuhruf suresinde şöyle buyurulmuştur: “Kullarından kendisine bir parça tasarladılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.” (Zuhruf:15) . En’am suresinde de: “Cinleri Allah’a ortak yaptılar. Halbuki onları O yaratmıştır. Bilmeden O’na oğullar ve kızlar icat ettiler. Hâşâ, O onların ileri sürdüğü niteliklerden münezzehtir. Gökleri ve yeri yoktan var edendir. O’nun nasıl çocuğu olabilir ki? Kendisinin bir eşi yoktur. Herşeyi o yaratmıştır. Ve O herşeyi bilendir.” (En’am:100-101) . Enbiya suresinde şöyle buyurulmuştur. “Rahman çocuk edindi, dediler. O yücedir. Hayır onlar, ikram edilmiş kullarıdır.” (Enbiya:26) . Yunus suresinde şöyle buyurulmuştur: “Allah çocuk edindi dediler. Hâşâ, Allah (c.c.) bundan uzaktır.
O zengindir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Bu hususta hiçbir deliliniz yok. Allah (c.c.) hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?” (Yunus:68) İsra suresinde de: “Çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, acizlikten ötürü bir yardımcısı bulunmayan Allah’a hamdolsun de ve O’nu gereği gibi tekbir et.” (İsra:111) . Mü’minun suresinde: “Allah onların koştukları vasıflardan uzaktır.” (Mü’minun:91) buyurulmuştur.
Bu ayetlerde, Allah’a evlat ve evlatlık nispet edenlerin akideleri her yönüyle reddedilmiştir. Bu akidenin yanlışlığının delilleri de açıklanmıştır. Aynı konuda bu ve diğer ayetler, İhlas suresinin en iyi tefsirleridirler.

6. Buradaki kelime ‘küfüv’dür. Manası “benzer”dir. Aynı rütbeli, eşit anlamlarına da kullanılır. Bundan maksat, kız ve erkeğin toplumdaki seviyelerinin aynı olmasıdır. Bu ayetteki anlamı ise, kainatta hiç kimsenin Allah’ın benzeri olmadığı ve olamayacağıdır. Allah (c.c.) gibi ve aynı rütbede, özelliklerde, fiil ve kudretlerde O’nunla hiç kimse benzer olamaz.

İHLAS SURESİNİN SONU

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.