TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 28. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
28- Allah’ı nasıl inkâr edersiniz? Halbuki siz ölüler idiniz sizi o diriltti. Sonra öldürecek sonra tekrar dirilecektir. Nihayet ona döndürüleceksiniz.
Allah’ın, sizi öldürdükten sonra tekrar diriltme gücünde olduğunu nasıl inkâr ederseniz? Halbuki sizler, atalarınızın sulbünde cansız bir damlacık su idiniz. Sizleri, bütün organları yerli yerinde ve güzel bir varlık olarak o yarattı. Sizleri, en güzel bir vücuda sahip olan canlılar yaptı. O sizi yoktan var ettikten sonra öldürecek ve yok ettikten sonra da aynen diriltecektir. Kudretiyle bunu yapan Allah, amellerinizin karşılığını vermek için, sizleri huzurunda toplamaktan elbette ki âciz değildir. Nihayet ona döndürüleceksiniz. Âhirette sizi mükâfatlandırmak ve cezalandırmak için hesap verme alanında toplayacaktır.
Bu âyet-i kerimede zikredilen “iki defa öldürülme” ve “iki defa diriltme”den neyin kastedildiği hakkında çeşitli izahlar yapılmıştır.
Abdullah-b.-Abbas, Abdullah b. Mes’ud, Ebııl Âliye ve diğer bir kısım şarabilere göre bu âyetin izahı şöyledir: “Sizler, dünyaya gelmeden önce adı sanı olmayan bir şey idiniz. Ölü gibi idiniz. Sonra Allah size hayat verip dünyaya getirdi. Eceliniz gelince sizi öldürecek, kabir âlemine gönderecek sonra kıyamet kopunca sizleri lekrar diriltecek ve huzurunda toplayarak hesap soracaktır.
Abdulah b. Mes’ud, Ebu Mâlik ve Mücahid Bakara süresindeki bu âyetle mümin süresindeki şu âyetin birbirlerini izah ettiklerini söylemişlerdir. Mümin suresinde şöyle buyuruluyor: “Kıyamet günü kâfirler şöyle derler: “Ey rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa da dirilttin. Biz de günahlarınım itiraf ettik. Şimdi bir kurtuluş yolu var mıdır? Yani: Biz, yaratılmadan önce herhangi bir şey değilken sen bizi, ölüler gibi kılmıştın. Birinci öldürmen bu idi. Bizi yarattıktan sonra hayatımıza son verip öldürdün. Böylece bizi iki kere öldürmüş oldun. Bizi, ilk dünyaya geldiğimizde hayat vererek dirilttin. Öldürüp kabre göndermenden sonra kıyamet gününde tekrar dirilteceksin. Böylece bizi, iki defa da diriltmiş olacaksın.” demektir.
Ebu Salih ise bu âyeti şöyle izah etmiştir: “Sizler ölüp kabre girdikten sonra Allah orada, sorguya çekilmeniz için sizi diriltti. Kabirde iken tekrar öldürdü. Kıyamet gününde de tekrar d iri İtecektir.”
Katade ise bu âyeti şöyle izah etmiştir: Siz, babalarınızın sulbünde iken ölüler idiniz Allah sizi dünyaya getirip diriltti. Sonra sizi öidünip kabre gönderdi. Daha sonra da kıyamet gününde sizi diriltip huzurunda toplayacaktır. Böylece iki ölüm iki de hayat gerçekleşmiş olacaktır.
İbn-i Zeyd ise bu âyeti şöyle izah etmiştir: “Siz, atanız Âdemin sulbünde iken Allah sizi diriltip, sizin rabbiniz olduğuna dair sizden söz aldı. Söz aldıktan sonra sizleri öldürdü. Sizleri tekrar annenizin rahminde diriltti. Eceliniz gelince de öldürdü. Kıyamet günü gelince de tekrar çürütecektir.” İbn-i Zeyd bu görüşlerini anlatırken şu âyetleri okumuştur: “Rabbin, Âdemoğullarının sulblerinden zürriyetlerini çıkarmış, onları kendi nefislerine şahit tutarak “Ben sizin rabbiniz değil miyim?” demiş onlar da “Evet şahidiz sen bizim rabbimizsin” diye cevap vermişlerdi. Bu, kıyamet gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu.” dememeniz içindir.” “Yahut da daha önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlardı. Biz de onların arkalarından gelen zürriyetleriyiz. Şimdi o, hakkı batıl gösterenlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mi edeceksin?” dememeniz içindir”
Diğer bir kısım âlimler ise bu âyette zikredilen birinci ölümden maksadın, erkeğin nutfesinin vücudundan ayrılarak kadının rahmine dökülme anı olduğu söylenmiştir. Zira bu anda nutfe, kendisine ruh üfleninceye kadar ölüdür.’ Sonra Allah ona ruh’u üfleyerek sapa sağlam bir insan meydana getirir. Vadesi yettiğinde onun ruhunu alarak tekrar öldürür. Kul, kabirde kıyamet kopuncaya kadar ölü olarak devam eder. Nihayet İsrafil sur’a üfürünce kıyamet kopar. Böylece insanlar bir daha diriltilmiş olur. İşte iki kere ölümden ve iki kere di silmeden maksat budur.
Tabari, bu görüşlerden birincisinin tercihe şayan olduğunu, diğerlerinin ise tenkid edilebilir olduklarını beyan etmiş ve özetle şunları söylemiştir: Bu görüşlerden tercihe şayan olanı, Abdullah b. Mes’ud ve Abdullah b. Abbastan nakledilen şu görüştür: “Sizler, atalarınızın sulbünde nutfe halindeyken, tanınmayan ve adı anılmayan şeylerdiniz. Bu bakımdan adı sanı olmayan ölüler gibiydiniz. Sonra Allah sizi tam bir insan olarak yarattı. Tanındınız ve adınız anılır oldu. Sonra sizin ruhunuzu alarak sizi öldürdü. Dirilinceye kadar berzah âleminde yani kabirde bekletti. Adınız sanınız anılmaz oldu. Sonra Allah’ın huzuruna varıp hesap veresiniz diye ruhlarınızı tekrar cesetlerinize iade edip sizleri diriltecektir.
Bu hususta diğer âyetlerde de şöyle Duyurulmaktadır: “O gün insanlar, gözleri baygın bir halde kabirlerinden çıkarlar. Tıpkı etrafa yayılmış çekirgeler “Sura üfürülünce bir de bakarsın ki, onlar kabirlerinden kalkmışlar rablerine koşuyorlar
“Sizler ölüler idiniz o sizi dirilti.” âyeti kerimesi, dilleriyle “Allah’a ve âhiret gününe iman ettik.” deyip te kalbleriyle iman etmeyen münafıkları kınamakta ve ayıplamaktadır. Âyet-i kerime onlara: “Siz, Allah’ı ve ölümünüzden sonra sizi diriltme ve hesaba çekme kudretini nasıl inkâra kalkışırsınız? Halbuki o sizi yoktan var etti, sonra öldürecek daha sonra da tekrar diriltip hesaba çekecektir.” buyurmaktadır.