sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

İNSAN’IN HAKİKATİ, NEFSİN TABİATI-2

A+
A-

Hamd Âlemlerin Rabbi olan, bizleri yaratan, itaat ile bizlere rahmet eden, rahman, rahim, din gününün sahibi olan Allah (Celle Celaluhu)’a mahsustur.

Salat ve Selam bizlere itaatin nasıl olacağını öğreten ve kendisine tabi olup izinden gidilmediği müddetçe kurtuluşun mümkün olamayacağı, yaşayan kuran, âlemlere rahmet olarak gönderilen, Hatemul Enbiya Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) e ve O’nun tertemiz ehli beytine ve ashabına ve tüm müminlerin üzerine olsun. İnşallah.

Nefsimizi tanımanın önemini bir önceki yazımda belirtmiştim. Şuanda ise nefsimizi nasıl tanıyacağız sorusunun cevabı üzerinde duralım inşallah.

Allah’ın kullarına nefislerini ve onun hakikatini sürekli hatırlatması onun bir merhametidir. Bu da onun kullarına günlük gönderdiği mesajlar vasıtasıyla olmaktadır: bu mesajlardan birkaç tanesine bakalım;

1-Sen Zayıfsın: Bu Allah’ın bizi zayıflığımızla baş başa bırakması, hastalık, şeytanın vesvesesi, kötü düşünceler, çok yeme, kadınlara bakma gibi bize hücum eden saldırılar karşısında yardım etmemesiyle gerçekleşir.

2-Sen Cahilsin: Bu mesajı Allah’ın şu ayeti kerimesi temsil etmektedir:  De ki: «Ben, Allah’ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.»  (A’râf 188)  buna bazı örnekler verelim: sağlığına zarar veren bir şeyler yedin. Şayet gaybı bilmiş olsaydın onu yemezdin. Aynı şekilde yolda arabanın bozulması veya bir tabağın kırılması da böyledir.

3- Sen Acizsin: Herhangi bir işin yok ve uyumak istiyorsun fakat uyuyamıyorsun. Bir şey hatırlamak istiyorsun fakat yapamıyorsun, bir erkek çocuk istiyorsun fakat eşin kız çocuk doğuruyor.

4-Sen Fakirsin: Bir göz kırma süresi kadar da olsa sen, hep Allah’ a muhtaçsın. Bunun birçok örnekleri vardır: bu mesajın olmadığı hiçbir gün yoktur. Mesela kalbinin sürekli çarpması. Kalbini korumak ve devamlı çalışması için Rabbine muhtaçsın. Aynı şekilde kirpiklerinin ve uzuvlarının hareketi için de rabbine muhtaçsın. Bütün bunlar tüm insanlık âleminin her an Allah’ a muhtaç olduklarının göstergeleridir. Şayet göz kırpma süresi kadar dahi Allah seni işlerini düzenlemen için yalnız bıraksa helak olup gidersin. Şu ayet konuyu daha iyi anlamamıza sebep olacaktır:

 “ Ey insanlar! Allah’a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O’dur. “(Fâtır – 15)

Yüce Allah (c.c) zatını ve sıfatlarını insanlara bildiriyor. Bu yalın ve somut gerçeğe işaret ederek hakikati kavraması için insana vermiş olduğu akıllara hitap ediyor. Bu akılla insanları Yüce Allah’ın varlığını, zatını, sıfatlarını idrak etmek suretiyle Allah’ın bir şeye muhtaç olmadığını bütün alemlerin O’na muhtaç olduğunu ve her mahlukun ihtiyaçlarım gidermek suretiyle onların varlığını devam ettirdiğini esasen her akıl sahibi idrak eder.

VEHBE ZUHAYLİ: Ey insanlar! Siz yaşama ve hayatta kalma kudretini bahşetmesi husu­sunda, bütün hareket ve hareketsizliklerde din ve dünya işlerinin tama­mında mutlak olarak Allah Teâlâ’ya muhtaçsınız. Bunun için yalnız Ona ibadet edin. Zira ibadetin faydası sadece size dönecektir. Allah ise ibadeti­nize veya başka hiçbir şeye muhtaç olmayan tek varlıktır, Onun hiçbir or­tağı yoktur.

 

Demek ki insanın hakikatini tanımaktaki en büyük araç, kişinin, hayatın akışı sırasında devamlı gelen ilahi mesajları dikkate alması ve bunlarla güzel bir ilişki içinde olmasıdır.

Nefsin, kötülükleri sevmesi ve kendini büyük görmesine gelince, bu bizim onu hatırlamamıza ve üzerimizdeki bir hakkı yapmaktan geri kalmamıza ya da sakıncalı bir işi yapmamıza sebep olur. İşte bunun nefsi tanımakta büyük bir önemi vardır ve bu yüzden ondan sakınmak lazımdır.

Saydığımız bu hakikatler sürekli hatırda tutulmalıdır. Çünkü insan unutkan bir varlıktır. Çoğu zaman insanın hayatta karşılaştığı olaylardan ibret almadan zamanı geçip gider. Ya da bu hadiseleri Rabbine muhtaç olduğu hususunda nefsini tanımak için bir vesile kılmaktan geri kalır. İşte bu durumda insanın, fikirleri hislerle kaynaştırarak kendi nefsinin tabiatını bilmesinde kuran büyük bir rol oynar. Kuran bu hususta pratik örnekler sunar. O gerek nefislere dair en güzel şekilde muamele etmiş ve gerek nefislerine teslim olup da kendilerini helak etmiş olanları örnek göstermek suretiyle geçmiş topluluklardan kıssalar verir.

Özetle söylemek gerekirse insanın kendi nefsini tanımasındaki vasıtalar kuranı kerim ve hayatta karşılaştığımız olaylardır.

ALLAH RASULÜ’NDEN (s.a.s.): “Ey Allah’ım! Senin rahmetini umuyorum, beni göz açıp kapayıncaya kadar (da olsa) nefsimle baş başa bırakma. Halimi tümüyle düzelt, Senden başka ilâh yoktur.” (Ebu Dâvûd , Edeb,110)

 

ELHAMDULİLLAHİRRABBİLALEMİN.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.